ط و ل

KÖK HARFLER: ط و ل

ANLAM: 

طَالَ : Bir şey uzatılmış veya uzun olmak. Uzun veya yüksek olmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
طَالَ fiil-I 3 Uzadı 21/44
تَطَاوَلَ fiil-VI 1 Uzadı 28/45
طَوْلٌ isim 3 Güç, kudret, üstünlük 40/3
طُولٌ isim 1 Güç, kudret, üstünlük 17/37
طَوِيلٌ isim 2 Uzun 73/7

Toplam 10

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Benzer Manada Kelimeler

  • طَالَ (a)
  • طَالَ (b)
    • اِمْتَدَّ > bak: م د د
    • اِتَّسَعَ > bak: و س ع
    • تَمَادَى
  • طَالَ (c)
  • طَوَّلَ
  • تَطَاوَلَ
    • اِخْتَالَ > bak: خ ي ل
    • تَكَبَّرَ > bak: ك ب ر
    • تَجَبَّرَ > bak: ج ب ر
    • شَمَخَ > bak: ش م خ
    • تَشَامَخَ > bak: ش م خ
    • تَبَخْتَرَ
    • تَعَجْرَفَ
    • تَغَطْرَسَ
    • تَبَاهَى
  • طَوْلٌ (a)
  • طَوْلٌ (b)
  • طَوِيلٌ
    • مَدِيدٌ > bak: م د د
    • سَابِغٌ > bak: س ب غ
    • فَارِعٌ > bak: ف ر ع
    • ضَافٍ
    • عِمْلَاقٌ
    • سَامِقٌ
  • طَائِلٌ
    • جَدْوًى
  • طَائِلَةٌ (a)
    • سُلْطَةٌ > bak: س ل ط
    • سُلْطَانٌ > bak: س ل ط
    • هَيْبَةٌ
    • هَيْمَنَةٌ
  • طَائِلَةٌ (b)
    • ثَأْرٌ
  • طَائِلَةٌ (c)
    • كَبِيرَةٌ > bak: ك ب ر
    • هَائِلَةٌ > bak: ه ي ل
    • ضَحْمَةٌ
  • طُولٌ

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Tavl (Tûl) طَوْل 1: Çokluk, güç, kudret. 2: Boy. Uzunluk. 3: Ömür ve hayat.
Tûlen طُولًا Uzunlukça. Uzunluk cihetinden. Boyca.Ömür olarak.
Tavîl طَوِيل Uzun. Çok süren.
Tatvîl تَطْوِيل Uzatma. Uzatılma.
Mutavvel مُطَوَّل Uzatılmış, uzun uzun.
Mutâvele مُطَاوَلَة İşi uzatma, sürüncemede bırakma.
Itvâl إِطْوَال Uzatmak. Uzatılmak.
Tetâvül تَطَاوُل Uzun olma, uzama.
Mütetâvil مُتَطَاوِل El uzatan.
İstitâle اِسْتِطَالَة Uzanmak. Uzantı. Uzayıp gitmek.
Mustatîl مُسْتَطِيل Dikdörtgen. Uzayan, istitale eden.

“Dikdörtgen” anlamındaki mustatîl kelimesi, “uzun, uzayan, çekerek uzatılmış” anlamındaki mustatîl (مستطيل) sözcüğünden gelmektedir. Bu kelime “uzadı” anlamındaki tâle (طال) fiilinden türetilmiştir. (Nişanyan Sözlük) 

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

طَالَ :  Fiil-I. 

20:86 أَفَطَالَ عَلَيْكُمُ الْعَهْدُ أَمْ أَرَدْتُمْ أَنْ يَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَبٌ مِنْ رَبِّكُمْ
Diyanet Meali: “(Ayrılışımdan sonra) çok zaman mı geçti, yoksa üzerinize Rabbinizden bir gazap inmesini mi istediniz?”
21:44 بَلْ مَتَّعْنَا هَٰؤُلَاءِ وَآبَاءَهُمْ حَتَّىٰ طَالَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ
Diyanet Meali: Evet, biz onları da atalarını da, faydalandırdık. Öyle ki uzun süre yaşadılar.
57:16 فَطَالَ عَلَيْهِمُ الْأَمَدُ فَقَسَتْ قُلُوبُهُمْ
Diyanet Meali: Üzerinden uzun zaman geçen, böylece kalpleri katılaşanlar (gibi olmasınlar).

تَطَاوَلَ : Fiil-VI.

28:45 وَلَٰكِنَّا أَنْشَأْنَا قُرُونًا فَتَطَاوَلَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ
Diyanet Meali: Fakat biz (Mûsâ’dan sonra) birçok nesiller meydana getirdik. Üzerlerinden uzun çağlar geçti.

طَوْلٌ : İsim. 

4:25 وَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ مِنْكُمْ طَوْلًا أَنْ يَنْكِحَ الْمُحْصَنَاتِ الْمُؤْمِنَاتِ فَمِنْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ
Diyanet Meali: Sizden kimin, hür mü’min kadınlarla evlenmeye gücü yetmezse sahip olduğunuz mü’min genç kızlarınızdan (cariyelerinizden) alsın.
9:86 اسْتَأْذَنَكَ أُولُو الطَّوْلِ مِنْهُمْ
Diyanet Meali: Onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler.
40:3 غَافِرِ الذَّنْبِ وَقَابِلِ التَّوْبِ شَدِيدِ الْعِقَابِ ذِي الطَّوْلِ
Diyanet Meali: (Bu kitabın indirilmesi), günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden, azabı ağır olan, lütuf sahibi (Allah tarafındandır).

طُولٌ : İsim.

17:37 لَنْ تَخْرِقَ الْأَرْضَ وَلَنْ تَبْلُغَ الْجِبَالَ طُولًا
Diyanet Meali: Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin.

طَوِيلٌ :  İsim. Sıfat.

73:7 إِنَّ لَكَ فِي النَّهَارِ سَبْحًا طَوِيلًا
Diyanet Meali: Çünkü gündüzün sana uzun bir meşguliyet vardır. *
76:26 وَمِنَ اللَّيْلِ فَاسْجُدْ لَهُ وَسَبِّحْهُ لَيْلًا طَوِيلًا
Diyanet Meali: Gecenin bir kısmında O’na secde et; geceleyin de O’nu uzun uzadıya tespih et. *