ف ق ر

KÖK HARFLER: ف ق ر

ANLAM: 

فَقَرَ : Su çıkarmak için bir kuyu kazmak. İpe dizmek maksadıyla boncukları oymak. Yarmak, yırtmak. Sırt omurgasını kırmak.

فَقُرَ : Fakirleşmek ve ihtiyaç sahibi haline gelmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

اَلْفَقْرُ : Yoksulluk, ihtiyaç veya gereksinim. (Şu sözcüğün zıt hali: غِنًى)

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Açıklama
فَقْرٌ isim 1 Fakirlik 2/268
فَقِيرٌ isim 12 Fakir 28/24 Çoğulu: فُقَرَاءُ
فَاقِرَةٌ isim 1 Bela, müsibet, felaket 75/25

Toplam 14


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

  • فَقْرٌ
  • فَقِيرٌ
    • مُمْلِقٌ > bak: م ل ق
    • مُعْسِرٌ > bak: ع س ر
    • عَائِلٌ > bak: ع و ل
    • مُدْقَعٌ
    • مُعْوِزٌ
    • مُعْدَمٌ
  • فَاقِرَةٌ

Zıt Manada Kelimeler

AÇIKLAMA:

FAKR ile MESKENET kelimeleri arasındaki fark

( س ك ن – ف ق ر )

Fakîr “dilenmeyen”, miskîn ise “dilenen” kimsedir. Yoksulluk yönünden miskînin durumu daha belirgindir ve fakîrden daha aşağı konumdadır. Miskîn, halini düşününce insanın kendisine acıdığı kişidir. İhtiyacı ve kötü hali miskînin üzerinde açıkça görülür. Miskîn, hiç bir şey bulamayandır. (Farklar Sözlüğü 253) Bknz: ( س ك ن )

FAKR (FAKİRLİK) ile HÂCET (İHTİYAÇ) kelimeleri arasındaki fark, (Fakîr ile muhtaç arasında)

( ح و ج – ف ق ر )

Hâcet, “eksik olmak” anlamına gelir. Bu nedenle “elbisenin ipliğe ihtiyacı var” ve “falancanın akla ihtiyacı var” gibi ifadelerin kullanılması mümkündür. Fakr, ğınâ’nın (zenginliğin) tersidir. “Falan şahıs akıl fukarasıdır” ibaresi, ancak istiâreli bir ifade olur. “Falan şahsın akla ihtiyacı var” ifadesi ise, hakiki manada kullanılmıştır. (Farklar Sözlüğü 256) Bknz: ( ح و ج )

FAKÎR ile BÂ’İS kelimeleri arasındaki fark

( ب أ س – ف ق ر )

Bâ’is, “elini uzatarak isteyen” demektir. O, bu halinden dolayı bâ’is diye isimlendirilmiştir. Çünkü dilenmek için ellerini uzatınca, kendisinde bu’ûs (sıkıntı) eseri görülmektedir. Bâ’is kelimesi, birisini fakirlikle niteleme konusunda mübalağalı bir ifadedir. Bazı alimler, “fakirlikte son nokta” miskinlik olduğu için, bâ’is kelimesinin, “miskîn” anlamında kullanıldığını söylemişlerdir. (Farklar Sözlüğü 257) Çünkü miskîn kimse de dilenmek durumunda kalmaktadır. Fakir ise ihtiyaç açısından bu kadar kötü bir durumda olmayabilir. Bknz: ( ب أ س )

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Fakr فَقْر Yoksulluk, fukaralık.
Fakîr فَقِير Geçimini güçlükle sağlayan, yoksul, fukara, zengin karşıtı.
Fukarâ’ فُقَرٓاء  Yoksullar, fakirler. Fakîr’in çoğulu
Fâkıra فَاقِرَة Büyük musibet, zahmet, meşakkat. 
Fıkra فِقْرَة Kısa hikaye, bend, madde, paragraf.
İfkâr إِفْقَار Fakir düşürme, fakirleştirme.
Tefakkur تَفَقُّر Fakirleşme. Fukaralaşma.
İftikâr اِفْتِقَار İhtiyaç, ihtiyaç halinde olma.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

فَقْرٌ : İsim. 

2:268 الشَّيْطَانُ يَعِدُكُمُ الْفَقْرَ وَيَأْمُرُكُمْ بِالْفَحْشَاءِ
Diyanet Meali: Şeytan sizi fakirlikle korkutur  ve size, çirkinliği ve hayâsızlığı emreder.

فَقِيرٌ :  İsim. Çoğulu: فُقَرَاءُ

2:271 وَإِنْ تُخْفُوهَا وَتُؤْتُوهَا الْفُقَرَاءَ فَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ
Diyanet Meali: (Sadakaları açıktan verirseniz ne güzel!) Fakat onları gizleyerek fakirlere verirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.
2:273 لِلْفُقَرَاءِ الَّذِينَ أُحْصِرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ
Diyanet Meali: (Sadakalar) kendilerini Allah yoluna adayan fakirler içindir.
3:181 لَقَدْ سَمِعَ اللَّهُ قَوْلَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ فَقِيرٌ وَنَحْنُ أَغْنِيَاءُ
Diyanet Meali: Allah; “Şüphesiz, Allah fakirdir, biz zenginiz” diyenlerin sözünü elbette duydu.
4:6 وَمَنْ كَانَ فَقِيرًا فَلْيَأْكُلْ بِالْمَعْرُوفِ
Diyanet Meali: Kim de fakir ise, aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde (hizmetinin karşılığı kadar) yesin.
4:135 إِنْ يَكُنْ غَنِيًّا أَوْ فَقِيرًا فَاللَّهُ أَوْلَىٰ بِهِمَا
Diyanet Meali: (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır.
9:60 إِنَّمَا الصَّدَقَاتُ لِلْفُقَرَاءِ وَالْمَسَاكِينِ وَالْعَامِلِينَ عَلَيْهَا
Diyanet Meali: Sadakalar (zekâtlar), Allah’tan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar … içindir.
24:32 إِنْ يَكُونُوا فُقَرَاءَ يُغْنِهِمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
Diyanet Meali: Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.
35:15 يَا أَيُّهَا النَّاسُ أَنْتُمُ الْفُقَرَاءُ إِلَى اللَّهِ وَاللَّهُ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَمِيدُ
Diyanet Meali: Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye hakkıyla lâyık olandır. *
47:38 وَمَنْ يَبْخَلْ فَإِنَّمَا يَبْخَلُ عَنْ نَفْسِهِ وَاللَّهُ الْغَنِيُّ وَأَنْتُمُ الْفُقَرَاءُ
Diyanet Meali: Kim cimrilik yaparsa ancak kendi zararına cimrilik yapmış olur. Allah, her bakımdan sınırsız zengindir, siz ise fakirsiniz.
59:8 لِلْفُقَرَاءِ الْمُهَاجِرِينَ الَّذِينَ أُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ وَأَمْوَالِهِمْ
Diyanet Meali: (Bu mallar özellikle, Allah’tan bir lütuf ve hoşnudluk ararken ve Allah’ın dinine ve peygamberine  yardım ederken) yurtlarından ve mallarından uzaklaştırılan fakir muhacirlerindir.
22:28 فَكُلُوا مِنْهَا وَأَطْعِمُوا الْبَائِسَ الْفَقِيرَ
Diyanet Meali: Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.
28:24 فَقَالَ رَبِّ إِنِّي لِمَا أَنْزَلْتَ إِلَيَّ مِنْ خَيْرٍ فَقِيرٌ
Diyanet Meali: Sonra “Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım” dedi.

فَاقِرَةٌ : İsim. İsm-i Fâil. Müennes.

75:25 تَظُنُّ أَنْ يُفْعَلَ بِهَا فَاقِرَةٌ
Diyanet Meali: Bel kemiklerini kıran bir felakete uğratılacaklarını anlarlar. *