KÖK HARFLER: ف ر ع
ANLAM:
فَرَعَ : (Boy veya uzunluk) aşmak. Saygınlık, asalet veya güzellikte bir halka karşı üstün olmak. Dağa çıkmak. Vadiye inmek. Bir engel gibi girerek aralarında uzlaşma sağlamak; aralarına bir ayrılık sokmak ya da koymak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
فَرَعَ (geniş zaman يَفْرَعُ mastar isim فَرْعٌ ve فُرُوعٌ): O kişi veya şey, boyda veya uzunlukta diğerlerini aştı.
فَرَعَ الْقَوْمَ : Saygınlık, asalet veya güzellikte o halka karşı üstündü ya da o hale geldi.
فَرَعَ الْجَبَلَ : Dağa çıktı.
فَرَعَ الْوَادِىَ : Vadiye indi.
فَرَعْتُ رَاْسَهُ : Başına vurdum.
فَرَعَ بَيْنَهُمْ : Bir engel gibi girerek aralarında uzlaşma sağladı; aralarına bir ayrılık soktu ya da koydu.
فَرِعَ شَعْرُهُ (mastar isim فَرَعٌ ) : Saçı gürleşti.
تَفَرَّعَتْ اَغْصَانُ الشَّجَرِ : Ağacın dalları bollaştı.
فَرْعٌ : Herhangi bir şeyin en üst kısmı ( فُرُوعٌ çoğul hali); bir ağacın, bir bitkinin veya herhangi bir şeyin bir dalı; bir alt bölüm veya türev; başka bir şeyin üzerine inşa edilmiş veya kurulmuş bir şey.
فَرْعُ الْمَرْاَةِ : Kadın saçı.
فَرْعُ الْقَوْمِ : Halktan soylu veya saygın kimse; kollara ayrılan bir vadi; suyun içerisinden vadiye aktığı bir kanal.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
فَرْعٌ | isim | 1 | Üst, dal | 14/24 |
| Toplam | 1 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- فَرْعٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Fer’ | فَرْع | 1: Şube, kol. 2: İkinci derecede olan. 3: Dal budak. 4: Bir aslın neticesi. |
Fer’î(iyye) | فَرْعِى | Asılla ilgili olmayıp ikinci derecede olan; ayrıntılı. |
Fürû’ | فُرُوع | Bir kökten ayrılmış kısımlar. Dallar. Budaklar. |
Fürûat | فُرُوعَات | Kökten ayrılan kısımlar. Füru’lar. Esastan olmayıp geniş bilgide ortaya çıkan mes’eleler. |
Tefrî’ | تَفْرِيع | Asıldan, kökten şubelere ayrılma, kısım kısım olma. Ayrılma. Fer’lendirme. |
Müferri’ | مُفَرِّع | Dal budak salan. Tefri’ eden. |
Teferru’ | تَفَرُّع | Bir çok kollara ayrılmak. |
Teferruât | تَفَرُّعَات | Ayrıntılar. |
Müteferri’ | مُتَفَرِّع | Dallanan, bir kökten ayrılan. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
فَرْعٌ : İsim.
14:24 | كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ أَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِي السَّمَاءِ |
Diyanet Meali: | (Güzel bir söz), kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir. |