س ن د

KÖK HARFLER: س ن د

ANLAM: 

سَنَدَ : Bir şeye karşı veya o şeyin üzerine yaslanmak, abanmak, dayanmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

سَنَدَ (geniş zaman يَسْنُدُ mastar isim سُنُودًا):

سَنَدَ اِلَيْهِ ve اِسْتَنَدَ : O şeye karşı veya o şeyin üzerine yaslandı, abandı ya da dayandı.

سَنَدَ فِى الْجَبَلِ : Dağa tırmandı.

سَنَّدَ (mastar isim تَسْنِيدٌ ) : Kereste bloklarını destek veya payanda halinde bir duvara karşı yerleştirdi; şu şekilde adlandırılan elbiseler giydi ya da örtündü: سَنَدٌ (şu şekilde adlandırılan bir tür elbise: بُرُودٌ) 

خُشُبٌ مُسَنَّدَةٌ : Birbirine dayandırılmış veya bir duvara karşı yaslanmış veya yatırılmış, ya da bir duvara karşı destek veya payanda halinde yerleştirilmiş kereste blokları; ya da elbise giydirilmiş kereste blokları gibidir (63:4).

سَنَدٌ : Birinin karşısında yaslandığı, abandığı veya dayandığı ya da birinin üzerine yaslandığı veya dayandığı bir kimse.

حَدِيثٌ قَوِىُّ السَّنَدِ : Dayandığı, uzandığı veya atfedildiği otorite bakımından geçerli bir gelenek.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
مُسَنَّدَةٌ isim 1 Dayalı, yaslanmış (Müennes) 63/4

Toplam 1

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

  • سَانَدَ
  • أَسْنَدَ
  • سَنَدٌ (a)
    • جَاهِلٌ > bak: ج ه ل
    • أَحْمَقُ
    • غَبِيٌّ
  • سَنَدٌ (b)
  • سَنَدٌ (c)

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Sened سَنَد 1: Kuvvetli olabilecek söz.  2: Tapu. 3: Üzerine dayanılacak ve itimad edilecek şey.
Mesned مَسْنَد Dayanacak yer, nokta. Çoğul: Mesânid
Müsenned مُسَنَّد İsnad edinilen.
Müsennede مُسَنَّدَة Arka yastığı, arkaya dayanılacak yer.
İsnâd إِسْنَاد Bir söz veya haberi birisine nisbet etmek.
İsnâdiyyât إِسْنَادِيَّات İsnad ile ilgili düşünceler.
Müsned مُسْنَد İsnad edilmiş, nisbet edilmiş olan.
Tesânüd تَسَانُد Karşılıklı yardımlaşma. Birbirine istinad etme.
İstinâd اِسْتِنَاد Dayanma. Güvenme.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

مُسَنَّدَةٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl. Tef’îl Bâbı (II. Bâb). Müennes.

63:4وَإِنْ يَقُولُوا تَسْمَعْ لِقَوْلِهِمْ كَأَنَّهُمْ خُشُبٌ مُسَنَّدَةٌ
Diyanet Meali:Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler.