ب ر ه ن

KÖK HARFLER:  ب ر ه ن

ANLAM: 

بَرْهَنَ : Bir şeyin lehine veya aleyhine kanıt göstermek ya da tez oluşturmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

بَرْهَنَ (geniş zamanlı يُبَرْهِنُ mastar isim بُرْهَانًا): Bir tez ya da delil ileri sürdü.

بَرْهَنَ الشَّىْءَ عَلَيْهِ وَ لَهُ : Onun lehine veya aleyhine kanıt gösterdi ya da tez oluşturdu.

بُرْهَانٌ (çoğul hali بَرَاهِينُ ): Bir kanıt, tez, delil; kanıt ya da delil ortaya koyma; şüphesiz ve aşikar bir kanıt ya da delil; ille de gerçeği işaret eden bir kanıt veya delil.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Âyet
بُرْهَانٌ isim 8 Bürhan. Apaçık, mufassal hüccet, delil. 2/111

Toplam: 8

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Bürhân بُرْهَان Delil, hüccet, isbat vasıtası. Çoğul: Berâhîn
Müberhen مُبَرْهَن Delilli ve bürhanlı. İsbatlı. Delillerle sabit olmuş.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

بُرْهَانٌ : İsim. 

2:111 تِلْكَ أَمَانِيُّهُمْ قُلْ هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ
Diyanet Meali: Bu, onların kuruntuları! De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz (iddianızı ispat edecek) delilinizi getirin.”
4:174 يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَكُمْ بُرْهَانٌ مِنْ رَبِّكُمْ
Diyanet Meali: Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil (Hz. Muhammed) geldi.
12:24 وَلَقَدْ هَمَّتْ بِهِ وَهَمَّ بِهَا لَوْلَا أَنْ رَأَىٰ بُرْهَانَ رَبِّهِ
Diyanet Meali: Andolsun, kadın ona (göz koyup) istek duymuştu. Eğer Rabbinin delilini görmemiş olsaydı, Yûsuf da ona istek duyacaktı.
21:24 أَمِ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ آلِهَةً قُلْ هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ
Diyanet Meali: Yoksa ondan başka ilâhlar mı edindiler? De ki: “Haydi getirin delilinizi!
23:117 وَمَنْ يَدْعُ مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا آخَرَ لَا بُرْهَانَ لَهُ بِهِ فَإِنَّمَا حِسَابُهُ عِنْدَ رَبِّهِ
Diyanet Meali: Kim, hakkında hiçbir delili olmadığı hâlde Allah ile birlikte başka bir ilâha taparsa, onun hesabı ancak Rabbi katındadır. 
27:64 أَإِلَٰهٌ مَعَ اللَّهِ قُلْ هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ
Diyanet Meali: Allah ile birlikte başka bir ilâh mı var!? De ki, “Eğer doğru söyleyenler iseniz kesin delilinizi getirin.”
28:32 فَذَانِكَ بُرْهَانَانِ مِنْ رَبِّكَ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ
Diyanet Meali: İşte bunlar, Firavun ve ileri gelen adamlarına (göstermen için) Rabbin tarafından (sana verilen) iki delildir.
28:75 وَنَزَعْنَا مِنْ كُلِّ أُمَّةٍ شَهِيدًا فَقُلْنَا هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ
Diyanet Meali: Her ümmetten bir şahit çıkarırız ve (kâfirlere), “Kesin delilinizi getirin” deriz.