KÖK HARFLER: ص و ر
ANLAM:
صَارَ : Bir şeyi meylettirmek, eğdirmek, alıştırmak. Bir şeyi parçalara kesmek ya da bölmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
صَارَ (geniş zaman يَصُورُ mastar isim صَوْرٌ):
صَارَ الشَّىْءَ : O şeyi meylettirdi ya da eğdirdi ya da alıştırdı.
صَارَ الشَّىْءَ : O şeyi parçalara kesti ya da böldü.
صُرْتُ الْغُصْنَ لِاَجْتَنِىَ الثَّمَرَ : Meyveyi koparmak için dalı kendime doğru eğdim.
قُلُوبٌ لَا تَصُورُهَا الْاَرْحَامُ : Hısımlık bağlarının eğmediği kalpler.
صُرْ وَجْهَكَ اِلَىَّ : Yüzünü bana çevir.
صَوَّرَهُ (mastar isim تَصْوِيرٌ ) : O şeyi oluşturdu, biçimlendirdi; o şeyi şekillendirdi, yonttu, o şeye bir şekil verdi.
صَوَّرَهُ اللّٰهُ صُورَةً حَسَنَةً : Allah (c.c.) ona güzel bir biçim verdi.
صَوَّرَهُ تَصْوِيرًا : O şeye kesin bir şekil verdi.
اَلصُّورَةُ : Sayesinde diğer şeylerden ayırt edilecek şekilde, bir şeyin şekli, biçimi veya sureti. (çoğul hali اَلصُّوَرُ).
صُورَةٌ bir büst; put veya heykel; resim; Allah’ın yarattıklarına benzer şekilde oluşturulan, biçimlendirilen veya şekillendirilen herhangi bir şey; tür (eşanlamlısı نَوْعٌ ) ; bir şeyin özü; bir şeyin niteliği, özelliği veya mahiyeti; zihinsel bir imaj; herhangi bir objenin akıl tarafından oluşturulan veya tasarlanan bir benzeşimi; bir düşünce; durum veya hal; bir eylemin yöntemi veya usulü.
اَتَانِى اللَّيْلَةَ رَبِّى فِى اَحْسَنِ صُورَةٍ : Efendim en güzel bir halde veya biçimde bu gece bana geldi.
صُورَةٌ “yüz” manasına da gelmektedir.
صُورٌ : Birinin içine üflediği bir boru; bir borazan.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
صَارَ | fiil-I | 1 | Gözden geçirdi, tevcih etti, yöneltti, alıştırdı | 2/260 |
|
صَوَّرَ | fiil-II | 4 | Tasvir etti, sûret verdi, şekillendirdi, şekil verdi | 40/64 |
|
صُورَةٌ | isim | 3 | Sûret, resim, şekil, görüntü | 82/8 | Çoğulu: صُوَرٌ |
صُورٌ | isim | 10 | Borazan, İsrafil Aleyhisselam’ın borusu | 69/13 |
|
مُصَوِّرٌ | isim | 1 | Sûret, şekil veren, tasvir eden | 59/24 |
|
| Toplam | 19 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- صَوَّرَ (a)
- صَوَّرَ (b)
- تَصَوَّرَ
- صُورَةٌ (a)
- صُورَةٌ (b)
Zıt Manada Kelimeler
- صَوَّرَ (a)
- صَوَّرَ (b)
- تَصَوَّرَ
- أَيْقَنَ > bak: ي ق ن
- صُورَةٌ
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Sûr | صُور | İsrafil’i (as) borusu. Boynuz. |
|
Sûret | صُورَة | Görünüş, biçim. | Çoğulu: Suver |
Surat | ——— | Yüz. |
|
Sivâr, Suvâr (Sığır) | صُوَار | 1. Sığır sürüsü. 2. Rayiha-i tayyibe. 3. Bir miktarca misk tabir olunan ıtır. |
|
Tasvîr | تَصْوِير | Şekil verme. |
|
Musavvir | مُصَوِّر | Tasvir eden. Şekil ve suret çizen. Her şeye güzel şekil ve suretler veren Allah (C.C.). | Müennesi: Musavvire |
Musavver | مُصَوَّر | Tasvir edilmiş. |
|
Tasavvur | تَصَوُّر | Zihinde resmetme. |
|
Mutasavver | مُتَصَوِّر | Tasavvur edilmiş. |
|
Surat kelimesi, “şekil, görüntü, resim” anlamındaki sûret (صورة) sözcüğünden gelmektedir. Bu kelime, sûret sözcüğünün Türkçede özel anlam kazanmış varyantıdır. (Nişanyan Sözlük)
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
صَارَ : Fiil-I.
2:260 | قَالَ فَخُذْ أَرْبَعَةً مِنَ الطَّيْرِ فَصُرْهُنَّ إِلَيْكَ |
Diyanet Meali: | “Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır.” dedi. |
صَوَّرَ : Fiil-II.
3:6 | هُوَ الَّذِي يُصَوِّرُكُمْ فِي الْأَرْحَامِ كَيْفَ يَشَاءُ |
Diyanet Meali: | O, sizi rahimlerde, dilediği gibi şekillendirendir. |
7:11 | وَلَقَدْ خَلَقْنَاكُمْ ثُمَّ صَوَّرْنَاكُمْ ثُمَّ قُلْنَا لِلْمَلَائِكَةِ اسْجُدُوا لِآدَمَ |
Diyanet Meali: | Andolsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” dedik. |
40:64 | وَصَوَّرَكُمْ فَأَحْسَنَ صُوَرَكُمْ وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ |
Diyanet Meali: | Allah, size şekil verip de şekillerinizi güzel kılan ve sizi temiz şeylerle rızıklandırandır. |
64:3 | وَصَوَّرَكُمْ فَأَحْسَنَ صُوَرَكُمْ وَإِلَيْهِ الْمَصِيرُ |
Diyanet Meali: | Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş yalnız O’nadır. |
صُورَةٌ : İsim. Çoğulu: صُوَرٌ
40:64 | وَصَوَّرَكُمْ فَأَحْسَنَ صُوَرَكُمْ وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ |
Diyanet Meali: | Allah, size şekil verip de şekillerinizi güzel kılan ve sizi temiz şeylerle rızıklandırandır. |
64:3 | وَصَوَّرَكُمْ فَأَحْسَنَ صُوَرَكُمْ وَإِلَيْهِ الْمَصِيرُ |
Diyanet Meali: | Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş yalnız O’nadır. |
82:8 | فِي أَيِّ صُورَةٍ مَا شَاءَ رَكَّبَكَ |
Diyanet Meali: | Dilediği bir biçimde seni oluşturan (cömert Rabbine karşı seni ne aldattı)? * |
صُورٌ : İsim
6:73 | قَوْلُهُ الْحَقُّ وَلَهُ الْمُلْكُ يَوْمَ يُنْفَخُ فِي الصُّورِ |
Diyanet Meali: | O’nun sözü gerçektir. Sûr’a üflendiği gün de mülk (hükümranlık) O’nundur. |
18:99 | وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَجَمَعْنَاهُمْ جَمْعًا |
Diyanet Meali: | Sonra sûra üfürülür de onları toptan bir araya getiririz. |
20:102 | يَوْمَ يُنْفَخُ فِي الصُّورِ وَنَحْشُرُ الْمُجْرِمِينَ يَوْمَئِذٍ زُرْقًا |
Diyanet Meali: | O gün günahkârları, (gözleri korkudan donup) gömgök kesilmiş olarak haşredeceğiz. * |
23:101 | فَإِذَا نُفِخَ فِي الصُّورِ فَلَا أَنْسَابَ بَيْنَهُمْ يَوْمَئِذٍ وَلَا يَتَسَاءَلُونَ |
Diyanet Meali: | Sûr’a üfürüldüğü zaman, (işte) o gün ne aralarında soy sop yakınlığı kalacak, ne de birbirlerini arayıp soracaklardır. * |
27:87 | وَيَوْمَ يُنْفَخُ فِي الصُّورِ فَفَزِعَ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَمَنْ فِي الْأَرْضِ |
Diyanet Meali: | Sûr’a üfürüleceği ve göklerdeki herkesin, yerdeki herkesin korkuya kapılacağı günü hatırla. |
36:51 | وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَإِذَا هُمْ مِنَ الْأَجْدَاثِ إِلَىٰ رَبِّهِمْ يَنْسِلُونَ |
Diyanet Meali: | Sûra üfürülür. Bir de bakarsın, kabirlerden çıkmış, Rablerine doğru akın akın gitmektedirler. * |
39:68 | وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَصَعِقَ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَمَنْ فِي الْأَرْضِ |
Diyanet Meali: | Sûr’a üflenir ve (Allah’ın dilediği kimseler dışında) göklerdeki herkes ve yerdeki herkes ölür. |
50:20 | وَنُفِخَ فِي الصُّورِ ذَٰلِكَ يَوْمُ الْوَعِيدِ |
Diyanet Meali: | (İnsanlar öldükten sonra tekrar dirilmeleri için) Sûr’a üfürülecek. İşte bu, tehdidin gerçekleşeceği gündür. * |
69:13 | فَإِذَا نُفِخَ فِي الصُّورِ نَفْخَةٌ وَاحِدَةٌ |
Diyanet Meali: | Sûr’a bir defa üfürülünce… * |
78:18 | يَوْمَ يُنْفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا |
Diyanet Meali: | Bu, sûra üfürüleceği gün gerçekleşir ve siz bölük bölük gelirsiniz. * |
مُصَوِّرٌ : İsim. İsm-i Fâil. Tef’îl Bâbı (II. Bâb).
59:24 | هُوَ اللَّهُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ |
Diyanet Meali: | O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. |