KÖK HARFLER: ط ر ق
ANLAM:
طَرَقَ : Kapıyı çalmak.Bir şeyi dövmek, ona vurmak. Geceleyin gelmek. (Geceleyin gelen kişi kapıyı çaldığı için geceleyin gelmeyi de ifade etmektedir.)
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
طَرَقَ (geniş zaman يَطْرُقُ mastar isim طَرْقٌ):
طَرَقَ الْبَابَ : Kapıyı çaldı.
طَرْقٌ bir şeyin dövülmesi veya vurulmasını ifade etmektedir.
طَرَقَ (geniş zaman يَطْرُقُ mastar isim طُرُوقٌ ): Geceleyin geldi.
طُرُوقٌ : Geceleyin gelme.
طَرْقٌ geceleyin gelen kişi kapıyı çaldığı için geceleyin gelmeyi de ifade etmektedir.
طَرَقَ اَهْلَهُ لَيْلًا : Ailesine geceleyin geldi.
طَرَقَهُ الزَّمَانُ بِنَوَائِبِهِ : Geceleyin kapıyı çalan kişi gibi zaman ona felaketleriyle uğradı.
طَرَقْتُ الطَّرِيقَ : Yolda seyahat ettim.
طُرِقَ الرَّجُلُ : O kimsenin aklı acizleşti.
طَرَقَ bir parmakla işaretler yaptı, manasına da gelmektedir.
طَرِيقٌ (eril ve dişil hali): Bir yol, yön veya patika (eşanlamlısı سَبِيلٌ ); bir uğrak yeri.
قَطَعَ الطَّرِيقَ : İnsanları yolda soydu.
اِبْنُ الطَّرِيقِ : Soyguncu.
اَهْلُ الطَّرِيقِ : Sufiler.
طَرِيقَةٌ : Bir eylem veya davranış yolu, yöntemi, usulü, biçimi, tarzı ya da benzeri (eşanlamlısı ذَهَبَ ), genellikle dini öğretiler ve uygulamalara ilişkin. Bir var olma biçimi; bir hal veya durum. Gelenek; yerleşmiş adet veya kural (çoğulu: طَرَائِقُ).
هُوَ عَلَى طَرِيقَتِهِ : Kendi yolunu takip ediyor.
مَا زَالَ فُلَانٌ عَلَى طَرِيقَةٍ وَاحِدَةٍ : Falanca biri bir hal veya durumda kaldı.
طَرِيقَةُ الْقَوْمِ : En iyi, en mükemmel, soylu ve mümtaz kimseler manasına gelmektedir.
هٰؤُلَاءِ طَرِيقَةُ قَوْمِهِمْ اَوْ طَرَائِقُ قَوْمِهِمْ : Bunlar, insanları arasında en soylu veya mükemmel olanlardır.
اَهْلُ طَرَائِقَ : Tarikatlar veya gruplar.
طَرَائِقُ الدَّهْرِ : Zamana veya talihe dair değişiklikler.
طَرَائِقُ birbiri üzerine, göğün yedi katı, anlamına da gelmektedir.
ثَوْبٌ طَرَائِقُ = طَرَائِقُ = ذَاتُ طَرَائِقَ ve ثَوْبٌ فِيهَا طَرَائِقُ= ذَاتُ طَرَائِقَ : Eski ve yıpranmış elbise.
طَارِقٌ : Genellikle kapıya vurmak zorunda olduğu için geceleyin gelen biri; gece ortaya çıkan yıldız; sabah yıldızı.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
طَرِيقٌ | isim | 4 | Yol, meslek, gidişat | 20/77 |
|
طَرِيقَةٌ | isim | 5 | Yol, hat, hendek, hal, yaşayış, iç durum, siret, davranış, gidişat, tarikat, eşraftan olan kimse | 72/16 | Çoğulu: طَرَائِقُ |
طَارِقٌ | isim | 2 | Gece gelen, yıldız | 86/1 |
|
| Toplam | 11 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- طَرَقَ (a)
- طَرَقَ (b)
- طَرَقَ (c)
- طَرَقَ (d)
- طَرِيقٌ (a)
- طَرِيقٌ (b)
- مِطْرَقَةٌ
- قَدُّومٌ > bak: ق د م
- مِرْزَبَّةٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Târık | طَارِق | 1: Gece gelen kimse. 2: Yıldız. |
|
Tarîk | طَرِيق | Yol. Tarz, usul. |
|
Tarîkat | طَرِيقَة | Yol, mezheb, manevi yol. Usul, tarz. | Çoğulu: Terâik |
Matrak | مِطْرَق | 1: Kalın sopa, değnek. 2: Eğlenceli, gülünç, hoş. |
|
Tatarruk | تَطَرُّق | Yol bulma. Yol bulup girme. |
|
Mutatarrik | مُتَطَرِّق | Yol bulan, geçen. |
|
Matrak kelimesi, “davul tokmağı, hallaç değneği” anlamındaki mitrâk (مطراق) sözcüğünden gelmektedir. (Nişanyan Sözlük)
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
طَرِيقٌ : İsim.
4:168 | إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَظَلَمُوا لَمْ يَكُنِ اللَّهُ لِيَغْفِرَ لَهُمْ وَلَا لِيَهْدِيَهُمْ طَرِيقًا |
Diyanet Meali: | Şüphesiz inkâr edenler ve zulmedenler (var ya), Allah onları asla bağışlayacak ve doğru yola iletecek değildir. * |
4:169 | إِلَّا طَرِيقَ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا |
Diyanet Meali: | (Allah onları) ancak içinde ebedî kalacakları cehennemin yoluna iletir. |
20:77 | أَنْ أَسْرِ بِعِبَادِي فَاضْرِبْ لَهُمْ طَرِيقًا فِي الْبَحْرِ يَبَسًا |
Diyanet Meali: | “Kullarımı (İsrailoğullarını) geceleyin (Mısır’dan) yürütüp çıkar. Onlara denizde kuru bir yol aç.” |
46:30 | مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ يَهْدِي إِلَى الْحَقِّ وَإِلَىٰ طَرِيقٍ مُسْتَقِيمٍ |
Diyanet Meali: | Kendinden önceki kitapları doğrulayan, gerçeğe ve doğru yola ileten (bir kitap).. |
طَرِيقَةٌ : İsim. Çoğulu: طَرَائِقُ
20:63 | وَيَذْهَبَا بِطَرِيقَتِكُمُ الْمُثْلَىٰ |
Diyanet Meali: | En üstün olan dininizi ortadan kaldırmak (isteyen birer sihirbazdırlar). |
20:104 | إِذْ يَقُولُ أَمْثَلُهُمْ طَرِيقَةً إِنْ لَبِثْتُمْ إِلَّا يَوْمًا |
Diyanet Meali: | O vakit içlerinden en aklı başında olanları, “Siz sadece bir gün kaldınız” diyecektir. (Yol, hayat tarzı bakımından onların en sekinleri..) |
23:17 | وَلَقَدْ خَلَقْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعَ طَرَائِقَ وَمَا كُنَّا عَنِ الْخَلْقِ غَافِلِينَ |
Diyanet Meali: | Andolsun, biz sizin üzerinizde yedi yol yarattık. Biz yarattıklarımızdan habersiz değiliz. * |
72:11 | وَأَنَّا مِنَّا الصَّالِحُونَ وَمِنَّا دُونَ ذَٰلِكَ كُنَّا طَرَائِقَ قِدَدًا |
Diyanet Meali: | “Doğrusu içimizde salih olanlar da var, olmayanlar da. Ayrı ayrı yollar tutmuşuz.” * |
72:16 | وَأَنْ لَوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّرِيقَةِ لَأَسْقَيْنَاهُمْ مَاءً غَدَقًا |
Diyanet Meali: | Eğer yolda dosdoğru olurlarsa, mutlaka onlara bol yağmur yağdırırız.’ |
طَارِقٌ : İsim. İsm-i Fâil.
86:1 | وَالسَّمَاءِ وَالطَّارِقِ |
Diyanet Meali: | Göğe ve târıka andolsun. |
86:2 | وَمَا أَدْرَاكَ مَا الطَّارِقُ |
Diyanet Meali: | Târıkın ne olduğunu sen ne bileceksin? |