أ ف ل

KÖK HARFLER:  أ ف ل

ANLAM: 

أَفَلَ : Yok olmak, saklanmak, gizlenmek. Batmak.

AÇIKLAMA:

أُفُول : Güneş, ay ve yıldızlar gibi ışık saçan parlak cisimlerin batması, kaybolmasıdır. Allah buyurur ki: فَلَمَّا أَفَلَ قَالَ لاَ أُحِبُّ اْلآفِلِينَ Kaybolunca, dedi ki: Ben kaybolanları sevmem (6/En’âm 76).

إِفَال koyunun küçüğüne denir. أَفِيل ise, sütten kesilen küçük deve yavrusudur.

DİĞER BAZI TÜREVLER:

اَفَلَ (geniş zaman يَاْفُلُ ve يَاْفِلُ) ve اَفِلَ (geniş zamanlı يَاْفَلُ mastar isim اُفُولًا): anlamları: (1) Yok olmuş, saklanmış veya gizlenmişti ya da o hale geldi; (2) battı.

اَفَلَ فُلَانٌ عَنِ الْبَلَدِ : Böyle biri yok oldu veya ülkeden uzaklaştı.

اٰفِلٌ (eylem eki): Batma anlamı, ay ve güneş için kullanılır. اٰفِلِينَ (çoğul).

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnek
أَفَلَfiil-I3Battı, kayboldu.6/76
آفِلٌisim1Batan, kaybolan (çoğul mansub / mecrur).6/76

Toplam4

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Âfil آفِل 1: Uful eden, gurub eden, batan (güneş, yıldız).  2: Görünmez olan, kaybolan. 3: Gelip geçici. Çoğul: Âfilûn, Âfilîn
Ufûl أُفُول 1: Yıldızın batması. 2: Ölme. 3. Gözden kaybolma, batma.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

أَفَلَ : Fiil-I.

6:76 قَالَ هَٰذَا رَبِّي فَلَمَّا أَفَلَ قَالَ لَا أُحِبُّ الْآفِلِينَ
Diyanet Meali: “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca da, “Ben öyle batanları sevmem” dedi.
6:77 فَلَمَّا أَفَلَ قَالَ لَئِنْ لَمْ يَهْدِنِي رَبِّي لَأَكُونَنَّ مِنَ الْقَوْمِ الضَّٓالِّينَ
Diyanet Meali: Ay da batınca, “Andolsun ki, Rabbim bana doğru yolu göstermezse, mutlaka ben de sapıklardan olurum” dedi.
6:78 فَلَمَّا أَفَلَتْ قَالَ يَا قَوْمِ إِنِّي بَرِيءٌ مِمَّا تُشْرِكُونَ
Diyanet Meali: O da batınca (kavmine dönüp), “Ey kavmim! Ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım” dedi.

آفِلِينَ : İsim. İsm-i Fâil. Kurallı erkek çoğul. Tekili: آفِلٌ

6:76 قَالَ هَٰذَا رَبِّي فَلَمَّا أَفَلَ قَالَ لَا أُحِبُّ الْآفِلِينَ
Diyanet Meali: “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca da, “Ben öyle batanları sevmem” dedi.