ش ك ل

KÖK HARFLER: ش ك ل

ANLAM: 

شَكَلَ : Hayvanın ön kol ve bacağının birbirine bağlamak. Ayırıcı noktalarla kitabı veya yazıyı noktalamak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

شَكَلَ (geniş zaman يَشْكَلُ mastar isim شَكْلٌ):

شَكَلَ الدَّابَّةَ : Hayvanı شِكَالٌ ile bağladı, yani bir devenin ön kol ve bacağının birbirine bağlandığı bir ip.

شَكَلَ الْكِتَابَ : Ayırıcı noktalarla kitabı veya yazıyı noktaladı (noktaları konulmamış olan harflerin noktalarını koydu).

شَكْلٌ : Benzerlik, benzeme; model, desen, şekil veya biçim; hedef, niyet veya amaç; birine uygun, münasip veya layık olan bir şey, müphem veya karmaşık bir iş (çoğulu: اَشْكَالٌ); bir benzeri (şu sözcükle eşanlamlı: مِثْلٌ).

شَاكِلَةٌ şu sözcükle eşanlamlıdır: شَكْلٌ ve şu manaya da gelmektedir: Bir kimsenin sınırlandığı belirli bir yol; hilkat (bir شِكَالٌ ile olduğu gibi) ; gideceği yön; taraf, hedef; niyet; hareket veya davranışın amacı, istikameti, biçimi veya tarzı.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
شَكْلٌ isim 1 Şekil, suret 38/58
شَاكِلَةٌ isim 1 Şekil, seciye, karakter, mezheb 17/84

Toplam 2

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

  • شَكَلَ
    • جُلِيَ > bak: ج ل و
    • أَشْرَقَ > bak: ش ر ق
    • وَضُحَ
    • اِتَّضَحَ
  • شَاكَلَ
  • شَكْلٌ (a)
  • شَكْلٌ (b)
    • ضِدٌّ > bak: ض د د
    • نَقِيضٌ > bak: ن ق ض
    • مُعَارِضٌ > bak: ع ر ض
    • مُخَالِفٌ > bak: خ ل ف
    • مُعَاكِسٌ
    • عَكْسٌ
  • مُشْكِلَةٌ
    • وُضُوحٌ

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Şekil شَكْل Biçim.
Eşkâl أَشْكَال Biçimler, şekiller. Şekl’in çoğulu
Şâkûl شَاكُل Yapılarda duvarı düzgün örebilmek için kullanılan araç.
Şâkile شَاكِلَة Yol. Tarik. Meslek.
Müşkil مُشْكِل Zorluk, güçlük, zor olan iş. Çetinlik.
Müşkilât مُشْكِلَات Zorluklar, çetinlikler.
İşkil إِشْكَال Kuruntu.
Teşkîl تَشْكِيل Vücud vermek. Suretlendirmek. Şekil vermek. Meydana getirmek.
Teşkilât تَشْكِيلَات Tertipli ve düzenli çalışan birlik. 
Müşekkel مُشَكَّل Biçim verilmiş.
Müşâkelet مُشَاكَلَة Şekilde bir olma ve uygunluk, benzeyiş.
İşkâl إِشْكَال Güçleştirme, müşkilleştirme.
Teşekkül تَشَكُّل Şekillenme, şekil alma.
Müteşekkil مُتَشَكِّل Herhangi bir şekil alan. Birleşmiş, meydana gelmiş olan.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

شَكْلٌ : İsim.

38:58 وَآخَرُ مِنْ شَكْلِهِ أَزْوَاجٌ
Diyanet Meali: O azaba benzer çeşit çeşit başka azaplar da vardır.  *

شَاكِلَةٌ : İsim

17:84 قُلْ كُلٌّ يَعْمَلُ عَلَىٰ شَاكِلَتِهِ
Diyanet Meali: De ki: “Herkes kendi yapısına uygun işler görür.”