KÖK HARFLER: ج ل و
ANLAM:
جَلَا : (Bir bilgi veya bir şey veya bir durum veya bir hadise) açık olmak veya gösterilmiş olmak veya ifşa edilmiş olmak ya da o hale gelmek.
AÇIKLAMA:
Bu kökün asıl anlamı “ortaya çıkmak, bâriz olmak, görünmek”tir. (Mekâyıs 220) Bu anlamdan hareketle “parlamak, aydınlanmak, açılmak” manaları gelişmiştir.
جَلْوٌ kelimesi temelde “bir nesneyi örtüsünü kaldırıp açık, aşikar ya da belli bir şekilde ortaya veya açığa çıkarmak” anlamına gelir. Şöyle kullanılır:
أَجْلَيتُ اْلقَوْمَ عَنْ مَنَازِلِهِمْ فَجَلَوْا عَنْهَا : Kavmi, toplulu evlerinden açığa çıkardım, onlarda açığa çıktılar. Bu anlamda جَلاَه fiili kullanılır ki, “bir kişiyi sürmek” demektir.
Yüce Allah şöyle buyurmuştur: وَلَوْلاَ أَنْ كَتَبَ اللهُ عَلَيْهِمُ الْجَلاَء لَعَذَّبَهُمْ فِي الدُّنْيَا Eğer Allah onlara sürgün yazmamış olsaydı, mutlaka onlara dünyada azap ederdi (59/3).
Şu kullanımlar buradan gelir:
جَلاَ لِي خَبَرٌ : Haber benim için açıklığa kavuştu, açığa çıktı.
خَبَرٌ جَلِيٌّ : Vâzıh, açık haber.
قِيَاسٌ جَلِيٌّ : Celî, açık kıyas. Bunun قِيَاسٌ جَالٍ şeklinde kullanıldığı duyulmamıştır. جَلَوْتُ الْعَرُوسَ : Geline yüzü açıkken baktım ya da gelini kocasına arz ettim ya da gösterdim. Mastarı جِلْوَةٌ şeklinde gelir.
جَلَوْتُ السَيْفَ : Kılıcı cilaladım, parlattım. Bu fiilin mastarı ise, جِلَاءٌ şeklinde gelir.
السَّمَاءُ جَلْوَاءُ : Hava açık.
رَجُلٌ أَجْلَى : Saçı dökülüp başının bir bölümü açığa çıkmış adam.
تَجَلِّي : Tecelli, örtüsü kalkıp açık, aşikar ya da belli bir şekilde ortaya veya açığa çıkma. Bazen bizzat olur. Mesela: وَالنَّهَارِ إِذَا تَجَلَّى Ve açıldığı, ortaya çıkıp göründüğü zaman gündüze andolsun (92/2).
Bazen de “emirle” veya “fiille” olur. Mesela: فَلَمَّا تَجَلَّى رَبُّهُ لِلْجَبَلِ derken Rabbi dağa tecellî buyurunca (7/143).
“Filan kişi meşhur biridir” anlamında فُلاَنٌ اِبْنُ جَلاَ denmiştir.
أجْلَوْا عَنْ قَتِيلٍ : Maktulün etrafından açılıp ayrıldılar ya da dağıldılar. Mastarı إِجْلاَءٌ şeklinde gelir. (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
جَلَا (geniş zaman يَجْلُو mastar isim جَلَاءٌ): O (bilgi veya şey veya bir durum veya bir hadise) açıktı, gösterilmişti, ifşa edilmişti ya da o hale geldi.
جَلَا الشَّىْءُ : O şey yükseldi.
جَلَا عَنْ بَلَدِهِ : O kişi kasabasından göç etti; dağıldı ya da yayıldı; kasabasından kovuldu ve kaçtı.
جَلَا الْاَمْرَ : Durumu açıklığa kavuşturdu.
جَلَا الرَّجُلَ عَنْ بَلَدِهِ : Adamı kasabasından defetti.
جَلَا عَنْهُ الْهَمَّ : Adamın kederini aldı.
جَلَا السَّيْفَ : Kılıcı cilaladı ya da parlattı.
اَجْلَاهُ عَنْ بَلَدِهِ : Onu kasabadan defetti.
جَلَاءٌ : Sürgün; aşikar bir durum, bir kabul ya da itiraf.