س ت ر

KÖK HARFLER: س ت ر

ANLAM: 

سَتَرَ : Bir şeyi gizlemek, saklamak; o şeyi örtmek. (Kadın) mütevazı veya çekingen olmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
اِسْتَتَرَ fiil-VIII 1 Gizlendi, örtündü 41/22
سِتْرٌ isim 1 Örtü, siper 18/90
مَسْتُورٌ isim 1 Örtülmüş, perde ile örtülü 17/45

Toplam 3

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Setr / Sitr سَتْر Örtme, kapama, gizleme. Çoğul: Estâr
Setre سَتْرَة Yarı resmi ceket.
Sütre سُتْرَة Perde, örtü.
Sâtir سَاتِر Örten.
Settâr سَتَّار Örten, kapayan, gizleyen.
Mestûr مَسْتُور Örtülmüş.
Testîr تَسْتِير Gizleme, saklama, setretme, örtme.
İstâre إِسْتَارَة Perde, zar.
Müsâtere مُسَاتَرَة Örtme, örtünme.
Tesettür تَسَتُّر Örtünme.
Mütesettir مُتَسَتِّر Tesettür eden, gizlenen.
İstitâr اِسْتِتَار Kapanmak, örtünmek.
Müstetir مُسْتَتِر Örtülü, gizlenen. Gizli, saklı.

Astar kelimesi Farsçadan gelmektedir ve “örtü, kaba kumaş” anlamındadır. Bu kelime Eski Farsça “üstüne sermek, örtmek” anlamındaki (آستر) fiilinden türetilmiştir. Arapçadaki “setr” kelimesi ile bu kelime dil tarihinde ortak bir yerde buluşuyor olabilir.  

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

اِسْتَتَرَ : Fiil-VIII.

41:22وَمَا كُنْتُمْ تَسْتَتِرُونَ أَنْ يَشْهَدَ عَلَيْكُمْ سَمْعُكُمْ وَلَا أَبْصَارُكُمْ ولا جلودكمْ
Diyanet Meali:“Siz (günahları işlerken) kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şâhitlik etmesinden sakınmıyordunuz.

سِتْرٌ : İsim. 

18:90وَجَدَهَا تَطْلُعُ عَلَىٰ قَوْمٍ لَمْ نَجْعَلْ لَهُمْ مِنْ دُونِهَا سِتْرًا
Diyanet Meali:..Onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu.

مَسْتُورٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl.

17:45وَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْآنَ جَعَلْنَا بَيْنَكَ وَبَيْنَ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ حِجَابًا مَسْتُورًا
Diyanet Meali:Kur’an okuduğunda, seninle ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz. *