ط م س

KÖK HARFLER: ط م س

ANLAM: 

طَمَسَ : Silinmek, yok edilmek; biçiminden veya şeklinden ayrılmak ya da gitmek. Bir şeyi silmek, o şeyi yok etmek ya da gidermek. Onun izini veya emaresini kökünden silmek. Bir kişi veya şeyin biçimini değiştirmek. 

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnekAçıklama
طَمَسَfiil-I5Sildi, söndürdü, başkalaştırdı, değiştirdi, çevirdi, (gözüne) silme çekti, kör etti, ışığını giderdi, yok etti, silip süpürdü.77/8Meçhulü: طُمِسَ

Toplam5


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

  • طَمَسَ
    • بَيَّنَ > bak: ب ي ن
    • هَتَكَ
    • أَوْضَحَ

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Tams طَمْس Yok etme, belirsiz kılma.
Matmûs مَطْمُوس Gözü doğuştan değil de, sonradan kör olmuş adam.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

طَمَسَ : Fiil-I. Meçhulü: طُمِسَ

4:47 آمِنُوا بِمَا نَزَّلْنَا مُصَدِّقًا لِمَا مَعَكُمْ مِنْ قَبْلِ أَنْ نَطْمِسَ وُجُوهًا
Diyanet Meali: Birtakım yüzleri silip (de tersine çevirmeden) yanınızda bulunanı (Tevrat’ı) doğrulayıcı olarak indirdiğimiz bu kitaba (Kur’an’a) iman edin.
10:88 رَبَّنَا اطْمِسْ عَلَىٰ أَمْوَالِهِمْ وَاشْدُدْ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ
Diyanet Meali: “Ey Rabbimiz, sen onların mallarını silip süpür ve kalplerine darlık ver..”
36:66 وَلَوْ نَشَاءُ لَطَمَسْنَا عَلَىٰ أَعْيُنِهِمْ فَاسْتَبَقُوا الصِّرَاطَ
Diyanet Meali: Eğer dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik de (bu hâlde) yola koyulmak için didişirlerdi.
54:37 وَلَقَدْ رَاوَدُوهُ عَنْ ضَيْفِهِ فَطَمَسْنَا أَعْيُنَهُمْ فَذُوقُوا عَذَابِي وَنُذُرِ
Diyanet Meali: Andolsun, onlar onun (meleklerden olan) misafirlerinden nefislerindeki kötü arzuları tatmin etmek istediler. Biz de onların gözlerini silme kör ettik. “Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!” dedik. *
77:8 فَإِذَا النُّجُومُ طُمِسَتْ
Diyanet Meali: Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman, *