KÖK HARFLER: و ج ب
ANLAM:
وَجَبَ : (Duvar) çökmek. Yere düşmek.
AÇIKLAMA:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek Âyet |
وَجَبَ | fiil-I | 1 | Yere düştü | 22/36 |
| Toplam | 1 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- وَجَبَ (a)
- وَجَبَ (b)
- وَجَبَ (c)
- وَجْبٌ
- جَبَانٌ > bak: ج ب ن
- رَعِشٌ
- وَجِيبٌ
- اِضْطِرَابٌ > bak: ض ر ب
- وَجْبَةٌ
Zıt Manada Kelimeler
- وَجَبَ (a)
- وَجَبَ (b)
- وَجْبٌ
AÇIKLAMA:
İCÂBET ile KABÛL kelimeleri arasındaki fark
( و ج ب – ق ب ل )
Kabûl, “ameller” için kullanılır. “Allah onun amellerini kabul etsin” denilir. İcâbet ise dualar için kullanılır. “Allah onun dualarına icâbet etsin” denilir. (Farklar Sözlüğü 326) Bknz: ( ق ب ل )
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Vücûb | وُجُوب | Gereklilik. |
Vâcib | وَاجِب | Terki caiz veye mümkün olmayan. |
Vâcibe | وَاجِبَة | Gereken lüzumlu şey. |
Vecîbe | وَجِيبَة | Görev. |
Îcâb | إِيجَاب | 1: Lazım. Gerekli. Lüzumlu olmak. Sebeb olmak. 2: Borç sayma, ödev kılma, gerektirme. |
Mûcib | مُوجِب | İcabet eden, uyan. İcap eden, gereken. Sebeb olan, vesile teşkil eden. |
Vâcibü’l-vücûd:
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
وَجَبَ : Fiil-I.
22:36 | فَإِذَا وَجَبَتْ جُنُوبُهَا فَكُلُوا مِنْهَا |
Diyanet Meali: | Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan yiyin.. |