KÖK HARFLER: د ل ل
ANLAM:
دَلَّ : Bir şeye doğru birisini yönlendirmek, ona kılavuzluk etmek. Onu ona belirtmek, göstermek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
دَلَّ | fiil-I | 6 | Delalet etti, gösterdi | 34/14 |
دَلِيلٌ | isim | 1 | Delalet eden, gösteren, delil | 25/45 |
| Toplam | 7 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- دَلَّ
- هَدَى > bak: ه د ي
- أَشَارَ > bak: ش و ر
- بَيَّنَ > bak: ب ي ن
- أَرْشَدَ > bak: ر ش د
- عَرَّفَ > bak: ع ر ف
- بَصَّرَ > bak: ب ص ر
- أَوْضَحَ
- أَوْمَأَ
- دَلَالَةٌ (a)
- دَلَالَةٌ (b)
- دَلَالَةٌ (c)
Zıt Manada Kelimeler
- دَلَّ
- دَلَالَةٌ (a)
- دَلَالَةٌ (b)
- دَلَالَةٌ (c)
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Delîl | دَلِيل | Beyyine. Bürhan. Doğru yolu gösteren. | Çoğul: Edille, Delâil |
Delâlet | دَلَالَة | Delil olmak. Yol göstermek. |
|
Dellâl | دَلَّال | Delil bildiren. Tellal. | Tellâl |
Dellâle | دَلَّالَة | Bir kadınla bir erkek veya bir erkekle bir kadın arasında aracılık eden kadın. |
|
İstidlâl | اِسْتِدْلَال | Delil getirmek. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
دَلَّ : Fiil-I.
20:40 | إِذْ تَمْشِي أُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَىٰ مَنْ يَكْفُلُهُ |
Diyanet Meali: | “Hani kız kardeşin (Firavun ailesine) gidiyor ve “size onun bakımını üstlenecek kimseyi göstereyim mi?” diyordu. |
20:120 | قَالَ يَا آدَمُ هَلْ أَدُلُّكَ عَلَىٰ شَجَرَةِ الْخُلْدِ وَمُلْكٍ لَا يَبْلَىٰ |
Diyanet Meali: | Şöyle dedi: “Ey Âdem! Sana ebedîlik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?” |
28:12 | هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَىٰ أَهْلِ بَيْتٍ يَكْفُلُونَهُ لَكُمْ |
Diyanet Meali: | “Size onun bakımını, sizin adınıza üstlenecek bir aile göstereyim mi?” dedi. |
34:7 | هَلْ نَدُلُّكُمْ عَلَىٰ رَجُلٍ يُنَبِّئُكُمْ إِذَا مُزِّقْتُمْ كُلَّ مُمَزَّقٍ |
Diyanet Meali: | “Çürüyüp ufalandıktan sonra (sizin yeniden diriltileceğinizi) söyleyen bir adamı size gösterelim mi?” |
34:14 | مَا دَلَّهُمْ عَلَىٰ مَوْتِهِ إِلَّا دَابَّةُ الْأَرْضِ تَأْكُلُ مِنْسَأَتَهُ |
Diyanet Meali: | Onun ölümünü onlara ancak değneğini yemekte olan bir kurt gösterdi. |
61:10 | يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَىٰ تِجَارَةٍ تُنْجِيكُمْ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ |
Diyanet Meali: | Ey iman edenler! Sizi elem dolu bir azaptan kurtaracak bir ticaret göstereyim mi size? |
دَلِيلٌ : İsim.
25:45 | وَلَوْ شَاءَ لَجَعَلَهُ سَاكِنًا ثُمَّ جَعَلْنَا الشَّمْسَ عَلَيْهِ دَلِيلًا |
Diyanet Meali: | İsteseydi onu sabit kılardı. Sonra biz güneşi gölgeye delil kıldık. |