KÖK HARFLER: م ي ل
ANLAM:
مَالَ : Bir kişiye veya şeye doğru meyletmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek | |
مَالَ | fiil-I | 3 | Meyletti, saptı, taraf tuttu | 4/27 |
مَيْلٌ | isim | 2 | Meyletmek | 4/129 |
مَيْلَةٌ | isim | 1 | Bir hamle | 4/102 |
Toplam | 6 |
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Mahreci Benzeyen Kökler
- م و ل
Benzer Manada Kelimeler
- مَالَ (a)
- مَالَ (b)
- مَالَ (c)
- مَالَ (d)
Zıt Manada Kelimeler
- مَالَ (a)
- مَالَ (b)
- مَالَ (c)
- مَالَ (d)
AÇIKLAMA:
ZEYĞ ile MEYL kelimeleri arasındaki fark
( ز ي غ – م ي ل )
Zeyğ, mutlak manada “haktan meyl (sapma)” anlamında kullanılır, “batıldan saptı” denmez. Çünkü zeyğ, “çirkin, kötü meyl” hakkında kullanılan bir isimdir. Meyl ise, hem sevilen, hem de sevilmeyen şeyler hakkında kullanılır. (Farklar Sözlüğü 312) Bknz: ( ز ي غ )
MEYL ile MEYD kelimeleri arasındaki fark
( م ي ل – م ي د )
Meyl, sadece bir yöne olur. Meyd ise, “bir sağa, bir sola meyl”dir. Yüce Allah’ın, Arzda revâsi yaptık ki, temîd edebilesiniz (Enbiyâ / 31) ayeti, “sağa ve sola hareket edesiniz” (tek yöne değil de, iki yöne de hareket edebilesiniz) demektir. Bilinmektedir ki Allah, “bir tarafa meyl etme”yi murâd etmemiş, sadece “hareket etme”yi murâd etmiştir. Hareket ise iki yöne olur. (Farklar Sözlüğü 315) Bknz: ( م ي د )
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Meyl | مَيْل | Ortadan bir tarafa eğik olmak. İstek. Yönelme. Arzu. | Meyl etmek |
Mîl | مِيل | Sivri uçlu çelik kalem. | |
Mâil | مَائِل | Eğik. Bir tarafa eğilmiş. Eğri. | |
Mâiliyyet | مَائِلِيَّة | Eğiklik. Meyillik. | |
Meyyâl | مَيَّال | Çok meyleden, eğilen. | |
Memîl | مَمِيل | *Meyletme, eğilme. | |
İmâle | إِمَالَة | Bir tarafa meylettirmek. Bir tarafa eğmek.Kısa okunması gereken heceyi ölçüye uydurmak için uzun okuma. | |
Temâyül | تَمَايُل | Meyletme. | Çoğulu: Temâyülât |
Mütemâyil | مُتَمَايِل | Taraftar görünen, temayül eden, meyillenen. | |
İstimâle(t) | اِسْتِمَالَة | Gönül çekme. Teselli etme, avutma. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
مَالَ : Fiil-I.
4:27 | وَيُرِيدُ الَّذِينَ يَتَّبِعُونَ الشَّهَوَاتِ أَنْ تَمِيلُوا مَيْلًا عَظِيمًا |
Diyanet Meali: | Şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi istiyorlar. |
4:102 | وَدَّ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْ تَغْفُلُونَ عَنْ أَسْلِحَتِكُمْ وَأَمْتِعَتِكُمْ فَيَمِيلُونَ عَلَيْكُمْ مَيْلَةً وَاحِدَةً |
Diyanet Meali: | İnkâr edenler arzu ederler ki, silâhlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. |
4:129 | فَلَا تَمِيلُوا كُلَّ الْمَيْلِ فَتَذَرُوهَا كَالْمُعَلَّقَةِ |
Diyanet Meali: | Öyle ise (birine) büsbütün gönül verip ötekini (kocası hem var, hem yok) askıda kalmış kadın gibi bırakmayın. |
مَيْلٌ : İsim.
4:27 | وَيُرِيدُ الَّذِينَ يَتَّبِعُونَ الشَّهَوَاتِ أَنْ تَمِيلُوا مَيْلًا عَظِيمًا |
Diyanet Meali: | Şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi istiyorlar. |
4:129 | فَلَا تَمِيلُوا كُلَّ الْمَيْلِ فَتَذَرُوهَا كَالْمُعَلَّقَةِ |
Diyanet Meali: | Öyle ise (birine) büsbütün gönül verip ötekini (kocası hem var, hem yok) askıda kalmış kadın gibi bırakmayın. |
مَيْلَةٌ : İsim.
4:102 | وَدَّ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْ تَغْفُلُونَ عَنْ أَسْلِحَتِكُمْ وَأَمْتِعَتِكُمْ فَيَمِيلُونَ عَلَيْكُمْ مَيْلَةً وَاحِدَةً |
Diyanet Meali: | İnkâr edenler arzu ederler ki, silâhlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. |