KÖK HARFLER: ج ن ح
ANLAM:
جَنَحَ : Bir şeye meyletmek ya da olumlu bakmak.
AÇIKLAMA:
Cenah kelimesi, “kuş kanadı” demektir. Geminin, ordunun, vadinin, insanın iki yanı derken bu kelime kullanılır. Bu kökte “yanaşmak” anlamı da vardır. Günah kelimesi de bu kökten türemiştir. İnsanı haktan başka tarafa meylettirmesinden dolayı böyle isimlendirilmiştir. (Müfredât 267)
DİĞER BAZI TÜREVLERİ:
جَنَحَ (geniş zamanlı يَجْنِحُ ve يَجْنَحُ ve يَجْنُحُ mastar isim جُنُوحًا):
جَنَحَ لَهُ اَوْ اِلَيْهِ : O kişi veya şey, o şeye meyletti ya da olumlu baktı.
جَنَحَ عَلَى مِرْفَقَيْهِ : Dirseklerini yere koyup oturdu.
جَنَحَ : O şey yaklaştı.
جَنَحَ اللَّيْلُ : Gece yaklaştı.
جَنَحَ الطَّائِرُ : Kuş alçalmak için kanatlarını kıstı ve bir barınağa düşen ya da sığınan biri gibi yaklaştı.
جَنَحَ الطَّائِرَ : Kuşun kanatlarına zarar verdi.
جَنَاحٌ : Kanat; el, üst kol ya da omuzdan dirseğe kadar kol; koltuk altı; bir şeyin bir parçası ya da kısmı; yan ( جَانِبٌ ); yan, bir ordunun kolu; yetenek; sığınacak yer; korunma; güç; eğilim; yardımcı (çoğul hali: اَجْنِحَة).
اُولِى اَجْنِحَةٍ : Kanatlı (35:1).
اَنَا فِى جَنَاحِ فُلَانٍ : Ben böyle birinin koruması altındayım.
هُوَ مَقْصُوصُ الْجَنَاحِ : Onun kanatları kesilmiş, diğer bir deyişle, gücü, kuvveti ya da dirayeti yok; aciz.
رَكِبُوا جَنَاحَىِ الطَّائِرِ : Evlerini ya da ülkelerini ya da her zamanki yerlerini terk ettiler.
نَحْنُ عَلَى جَنَاحِ السَّفَرِ : Seyahat kanatları üzerineyiz; seyahat etmek üzereyiz.
جُنَاحٌ : Bir günah, bir suç ya da itaatsizlik, ya da o şeye karşı meyil; ve kaygı ya da birinin maruz kaldığı taciz ya da yaralanma; katlanılacak bir mesuliyet.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
|
جَنَحَ | fiil-I | 2 | Meyletti, yanaştı | 8/61 |
|
جَنَاحٌ | isim | 7 | Kanat, yumuşak davranma | 17/24 | Çoğulu: اَجْنِحَةٌ |
جُنَاحٌ | isim | 25 | Günah | 5/93 |
|
| Toplam | 34 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Benzer Manada Kelimeler
- جَنَحَ
- جُنْحٌ
- جَنَاحٌ
- جَانِبٌ
- جُنَاحٌ
Zıt Manada Kelimeler
- جَنَحَ
- جُنَاحٌ
AÇIKLAMA:
CENÂB ve CENÂH kelimeleri arasındaki benzerlik
( ج ن ب – ج ن ح )
Cenâb ile cenâh kelimeleri mana açısından birbirine çok yakındır ve her iki kökün ilk iki harf aynıdır. “Yan” ve “kanat” kelimeleri benzer manadadır. Türkçede “kanat” kelimesi bazen “yan” kelimesi yerine kullanılmaktadır. Bknz: ( ج ن ب )
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Cenâh | جَنَاح | 1: Kuş kanadı. 2: Kol, pazı. 3: Yan, taraf. | İkili: Cenâheyn |
Cünâh | جُنَاح | Günah |
|
Cünha | جُنْحَة | Kabahatten ağır ve cinayetten hafif olan suç. |
|
Cünûh | جُنُوح | Yöneliş, meyil. |
|
Cânih | جَانِح | Suç işlemiş, mücrim, cinayet işleyen. |
|
Câniha | جَانِحَة | Bir tarafa meyleden veya bir cenahı tutan. |
|
Ecniha | أَجْنِحَة | Kanatlar. Cenahlar. Taraflar. |
|
İctinâh | اِجْتِنَاح | Bir yana eğilme, meyletme. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
جَنَحَ : Fiil-I.
8:61 | وَإِنْ جَنَحُوا لِلسَّلْمِ فَاجْنَحْ لَهَا وَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ |
Diyanet Meali: | Eğer onlar barışa yanaşırlarsa, sen de ona yanaş ve Allah’a tevekkül et. |
8:61 | وَإِنْ جَنَحُوا لِلسَّلْمِ فَاجْنَحْ لَهَا وَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ |
Diyanet Meali: | Eğer onlar barışa yanaşırlarsa, sen de ona yanaş ve Allah’a tevekkül et. |
جَنَاحٌ : İsim. Çoğulu: اَجْنِحَةٌ
6:38 | وَمَا مِنْ دَابَّةٍ فِي الْأَرْضِ وَلَا طَائِرٍ يَطِيرُ بِجَنَاحَيْهِ إِلَّا أُمَمٌ أَمْثَالُكُمْ |
Diyanet Meali: | Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. |
15:88 | وَلَا تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَاخْفِضْ جَنَاحَكَ لِلْمُؤْمِنِينَ |
Diyanet Meali: | Onlara karşı mahzun olma ve mü’minlere (şefkat) kanadını indir. |
17:24 | وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُلْ رَبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرًا |
Diyanet Meali: | Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.” * |
20:22 | وَاضْمُمْ يَدَكَ إِلَىٰ جَنَاحِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ |
Diyanet Meali: | Elini koynuna sok ki (bir başka mucize olarak,) (alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir hâlde çıksın. |
26:215 | وَاخْفِضْ جَنَاحَكَ لِمَنِ اتَّبَعَكَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ |
Diyanet Meali: | Mü’minlerden sana uyanlara kanatlarını indir. * |
28:32 | وَاضْمُمْ إِلَيْكَ جَنَاحَكَ مِنَ الرَّهْبِ |
Diyanet Meali: | Korkudan açılan kolunu kendine çek (toparlan). |
35:1 | الْحَمْدُ لِلَّهِ فَاطِرِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ جَاعِلِ الْمَلَائِكَةِ رُسُلًا أُولِي أَجْنِحَةٍ |
Diyanet Meali: | Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri (ikişer, üçer, dörder) kanatlı elçiler yapan Allah’a mahsustur. |
جُنَاحٌ : İsim.
2:158 | فَمَنْ حَجَّ الْبَيْتَ أَوِ اعْتَمَرَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِ أَنْ يَطَّوَّفَ بِهِمَا |
Diyanet Meali: | Onun için her kim hac ve umre niyetiyle Kâbe’yi ziyaret eder ve onları da tavaf ederse.. |
2:198 | لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَنْ تَبْتَغُوا فَضْلًا مِنْ رَبِّكُمْ |
Diyanet Meali: | (Hac mevsiminde ticaret yaparak) Rabbinizin lütuf ve keremini istemekte size bir günah yoktur. |
2:229 | فَإِنْ خِفْتُمْ أَلَّا يُقِيمَا حُدُودَ اللَّهِ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا فِيمَا افْتَدَتْ بِهِ |
Diyanet Meali: | Eğer onlar Allah’ın belirlediği ölçüleri gözetmeyecekler diye endişe ederseniz, o zaman kadının (boşanmak için) bedel vermesinde ikisine de günah yoktur. |
2:230 | فَإِنْ طَلَّقَهَا فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا أَنْ يَتَرَاجَعَا إِنْ ظَنَّا أَنْ يُقِيمَا حُدُودَ اللَّهِ |
Diyanet Meali: | (Bu koca da) onu boşadığı takdirde, onlar (kadın ile ilk kocası) Allah’ın koyduğu ölçüleri gözetebileceklerine inanıyorlarsa tekrar birbirlerine dönüp evlenmelerinde bir günah yoktur. |
2:233 | فَإِنْ أَرَادَا فِصَالًا عَنْ تَرَاضٍ مِنْهُمَا وَتَشَاوُرٍ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا |
Diyanet Meali: | Eğer (anne ve baba) kendi aralarında danışıp anlaşarak (iki yıl dolmadan) çocuğu sütten kesmek isterlerse, onlara günah yoktur. |
2:233 | وَإِنْ أَرَدْتُمْ أَنْ تَسْتَرْضِعُوا أَوْلَادَكُمْ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِذَا سَلَّمْتُمْ مَا آتَيْتُمْ بِالْمَعْرُوفِ |
Diyanet Meali: | Eğer çocuklarınızı (bir sütanneye) emzirtmek isterseniz, örfe uygun olarak vereceğiniz ücreti güzelce ödediğiniz takdirde size bir günah yoktur. |
2:234 | فَإِذَا بَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِيمَا فَعَلْنَ فِي أَنْفُسِهِنَّ بِالْمَعْرُوفِ |
Diyanet Meali: | Sürelerini bitirince artık kendileri için meşru olanı yapmalarında size bir günah yoktur. |
2:235 | وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِيمَا عَرَّضْتُمْ بِهِ مِنْ خِطْبَةِ النِّسَاءِ |
Diyanet Meali: | (Vefat iddeti beklemekte olan) kadınlara kendileri ile evlenmek istediğinizi üstü kapalı olarak anlatmanızda (veya bu isteğinizi içinizde saklamanızda) sizin için bir günah yoktur. |
2:236 | لَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِنْ طَلَّقْتُمُ النِّسَاءَ مَا لَمْ تَمَسُّوهُنَّ |
Diyanet Meali: | Kendilerine el sürmeden kadınları boşarsanız size bir günah yoktur. |
2:240 | فَإِنْ خَرَجْنَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِي مَا فَعَلْنَ فِي أَنْفُسِهِنَّ مِنْ مَعْرُوفٍ |
Diyanet Meali: | Ama onlar (kendiliklerinden) çıkarlarsa, artık onların meşru biçimde kendileri ile ilgili olarak işlediklerinden dolayı size bir günah yoktur. |
2:282 | فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَلَّا تَكْتُبُوهَا |
Diyanet Meali: | (Yalnız, aranızda hemen alıp verdiğiniz peşin ticaret olursa,) onu yazmamanızdan ötürü üzerinize bir günah yoktur. |
4:23 | فَإِنْ لَمْ تَكُونُوا دَخَلْتُمْ بِهِنَّ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ |
Diyanet Meali: | Eğer anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla (üvey kızlarınıza) evlenmenizde size bir günah yoktur. |
4:24 | وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِيمَا تَرَاضَيْتُمْ بِهِ مِنْ بَعْدِ الْفَرِيضَةِ |
Diyanet Meali: | Mehir belirlendikten sonra, onunla ilgili olarak uzlaştığınız şeyler konusunda size günah yoktur. |
4:101 | فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَنْ تَقْصُرُوا مِنَ الصَّلَاةِ |
Diyanet Meali: | (Yeryüzünde sefere çıktığınız vakit kâfirlerin size saldırmasından korkarsanız,) namazı kısaltmanızdan ötürü size bir günah yoktur. |
4:102 | وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِنْ كَانَ بِكُمْ أَذًى مِنْ مَطَرٍ أَوْ كُنْتُمْ مَرْضَىٰ أَنْ تَضَعُوا أَسْلِحَتَكُمْ |
Diyanet Meali: | Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda size bir beis yoktur. |
4:128 | وَاِنِ امْرَاَةٌ خَافَتْ مِنْ بَعْلِهَا نُشُوزًا اَوْ اِعْرَاضًا فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا اَنْ يُصْلِحَا بَيْنَهُمَا صُلْحًا |
Diyanet Meali: | Eğer bir kadın kocasının, kendisine kötü davranmasından, yahut yüz çevirmesinden endişe ederse, uzlaşarak aralarını düzeltmelerinde ikisine de bir günah yoktur. |
5:93 | لَيْسَ عَلَى الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جُنَاحٌ فِيمَا طَعِمُوا |
Diyanet Meali: | İman edip salih ameller işleyenlere, … daha önce tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur. |
24:29 | لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَنْ تَدْخُلُوا بُيُوتًا غَيْرَ مَسْكُونَةٍ فِيهَا مَتَاعٌ لَكُمْ |
Diyanet Meali: | İçinde size ait bir eşya olan, oturanı bulunmayan evlere girmenizde herhangi bir günah yoktur. |
24:58 | لَيْسَ عَلَيْكُمْ وَلَا عَلَيْهِمْ جُنَاحٌ بَعْدَهُنَّ |
Diyanet Meali: | Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. |
24:60 | فَلَيْسَ عَلَيْهِنَّ جُنَاحٌ أَنْ يَضَعْنَ ثِيَابَهُنَّ غَيْرَ مُتَبَرِّجَاتٍ بِزِينَةٍ |
Diyanet Meali: | (Artık evlenme ümidi beslemeyen, hayızdan ve doğumdan kesilmiş yaşlı kadınların) zinetlerini göstermeksizin dış elbiselerini çıkarmalarında kendileri için bir günah yoktur. |
24:61 | لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَنْ تَأْكُلُوا جَمِيعًا أَوْ أَشْتَاتًا |
Diyanet Meali: | Bir arada veya ayrı ayrı olarak yemek yemenizde de bir sakınca yoktur. |
33:5 | وَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ فِيمَا أَخْطَأْتُمْ بِهِ وَلَٰكِنْ مَا تَعَمَّدَتْ قُلُوبُكُمْ |
Diyanet Meali: | Hata ile yaptığınız bir işte size hiçbir günah yoktur. Fakat kasten yaptığınız şeylerde size günah vardır. |
33:51 | وَمَنِ ابْتَغَيْتَ مِمَّنْ عَزَلْتَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكَ |
Diyanet Meali: | Uzak durduklarından dilediklerini yanına almanda da sana bir günah yoktur. |
33:55 | لَا جُنَاحَ عَلَيْهِنَّ فِي آبَائِهِنَّ وَلَا أَبْنَائِهِنَّ وَلَا إِخْوَانِهِنَّ |
Diyanet Meali: | Peygamberin hanımlarına, babalarından, oğullarından, erkek kardeşlerinden … ötürü bir günah yoktur. |
60:10 | وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ أَنْ تَنْكِحُوهُنَّ إِذَا آتَيْتُمُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ |
Diyanet Meali: | Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. |