KÖK HARFLER: س ح ق
ANLAM:
سَحُقَ / سَحَقَ : Uzak veya ırak olmak.
AÇIKLAMA:
سَحْقٌ : Bir nesneyi ufalamak; ufak, küçük parçalara ayırmak.
- İlaçla ilgili, “ilacı ufaladım; ufak, küçük parçalara ayırdım veya dövdüm” anlamında kullanılır. Fiil olarak “İlacı ufaladım; ufak, küçük parçalara ayırdım veya dövdüm. İlaç ufalandı, ufak, küçük parçalara ayrıldı veya dövüldü” anlamında سَحَقْتُهُ فَانْسَحَقَ şekillerinde gelir.
- Elbiseyle ilgili, “Elbise eskidi, yıprandı” anlamında kullanılır. Fiil olarak أَسْحَقَ şeklinde gelir.
سُحْقٌ : Eskimiş veya yıpranmış elbise. Buradan hareketle “sütü gittiğinden dolayı meme, bir سَحْق haline geldi” anlamında أَسْحَقَ الضَّرْعُ denmiştir.
إِسْحَاق : İshak adını bu kökten getirmek mümkündür. Bu durumda munsarıf olur.
“Allah onu uzak etsin ve bir سَحِيقٌ (ufalanmış, ufak, küçük parçalara ayrılmış bir şey) haline getirsin” anlamında أَبْعَدَهُ اللهُ وَأَسْحَقَهُ denmiştir. سَحَقَهُ اللهُ şeklinde de kullanılmıştır. Buna göre ise “Allah onu eskimiş veya yıpranmış bir şey haline getirsin” anlamına gelir.
Yüce Allah şöyle buyurmuştur: فَسُحْقًا ِلاَصْحَابِ السَّعِيرِ : Çılgın alevli cehennemlikler uzak olsunlar!/yok olsunlar! (67/11).
Yine şöyle buyurmuştur: أَوْ تَهْوِي بِهِ الرِّيحُ فِي مَكَانٍ سَحِيقٍ : …veya rüzgâr onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir (22/31).
دَمٌ مُنْسَحِقٌ : Boşalan kan.
مَسْحُوقٌ kelimesi ise مَذْرُورٌ kelimesi gibi müsteârdır. (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
سَحَقَ (geniş zaman يَسْحَقُ ve يَسْحُقُ mastar isim سُحْقٌ):
سَحَقَ ve سَحُقَ : O şey uzak veya ıraktı ya da o hale geldi.
سَحَقَهُ اللّٰهُ : Allah (c.c.) onu yiyecek veya refahtan uzaklaştırsın, sapıtsın, ya da lanetlesin.
سَحُقَ الثَّوْبُ (mastar isim: سَحْقٌ): Kıyafet eskidi ve yıprandı.
سَحُقَ (geniş zaman يَسْحُقُ mastar isim سَحُوقٌ): O şeyi ezdi, dövdü, toz haline getirdi ya da ufaladı.
سَحَقَهُ مَرُّ الزَّمَانِ : Zaman o şeyi (elbiseyi) yıpranmış bir hale getirdi.
سَحَقَهُ : O şeyi yok etti.
سَحَقَتِ الْعَيْنُ دَمْعَهَا : Gözden yaşlar döküldü.
سَحَقَ رَأْسَهُ : Kafasını tıraş etti.
سَحِيقٌ : Dövülmüş, toz haline getirilmiş; uzak, ırak.
اِنَّهُ لَبَعِيدٌ سَحِيقٌ : Şüphesiz, o uzak veya ıraktır.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
سُحْقٌ | isim | 1 | سُحْقًا لَهُ : Allah onu rahmetinden uzaklaştırsın | 67/11 |
سَحِيقٌ | isim | 1 | Uzak | 22/31 |
| Toplam | 2 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Benzer Manada Kelimeler
- سَحَقَ
- سَحُقَ
- سَحُيقٌ (a)
- سَحُيقٌ (b)
Zıt Manada Kelimeler
- سَحَقَ
- سَحُقَ
- سَحُيقٌ (a)
- سَحُيقٌ (b)
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Sahk | سَحْق | Döğüp yumuşatma. Döğme, döğülme. |
Sahîk | سَحِيق | Uzak. |
Sâhik | سَاحِق | Ezip döğen. |
Meshûk | مَسْحُوق | Döğülerek toz haline getirilmiş. |
Teshîk | تَسْحِيق | Ezme, dövme, döğerek ezme. |
İshak a.s.’ın isminin de bu köke dayandığını söyleyen alimler vardır.
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
سُحْقٌ : İsim.
67:11 | فَاعْتَرَفُوا بِذَنْبِهِمْ فَسُحْقًا لِأَصْحَابِ السَّعِيرِ |
Diyanet Meali: | İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah’ın rahmetinden uzak olsun! * |
سَحِيقٌ : İsim. Sıfat.
22:31 | وَمَنْ يُشْرِكْ بِاللّٰهِ فَكَاَنَّمَا خَرَّ مِنَ السَّمَاءِ فَتَخْطَفُهُ الطَّيْرُ أَوْ تَهْوِي بِهِ الرِّيحُ فِي مَكَانٍ سَحِيقٍ |
Diyanet Meali: | Kim Allah’a ortak koşarsa, sanki gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir. |