KÖK HARFLER: ض م م
ANLAM:
ضَمَّ : Bir şeyi toplamak. Bir şeyi bir şeye bitiştirmek, ona doğru çekmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
ضَمَّ (geniş zaman يَضُمُّ mastar isim ضَمٌّ):
ضَمَّ الشَّىْءَ : O şeyi topladı.
ضَمَّ الشَّىْءَ اِلَيْهِ : O şeyi ona bitiştirdi ya da ona doğru çekti
ضَمَمْتُهُ اِلَى صَدْرِى : Onu koynuma çektim ya da bastırdım.
ضَمَّ عَلَى الشَّىْءِ : O şeyi kavradı.
اَللّٰهُمَّ اضْمُمْ اَمْرِى : Ey Allah’ım, benim karışık işlerimi düzene sok.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
ضَمَّ | fiil-I | 2 | Zammetti, katladı, kattı, koydu, soktu | 20/22 |
| Toplam | 2 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Benzer Manada Kelimeler
Zıt Manada Kelimeler
- ضَمَّ
AÇIKLAMA
CEM‘ ile HAŞR, ZAMM ve TE’LÎF kelimeleri arasındaki farklar
( أ ل ف – ج م ع – ح ش ر – ض م م )
Haşr kelimesi, sevk edilmek ile beraber cem’ (toplanma) ifade eder. Sevke edilme konusu ile uyumlu olan, beraberinde sevk edilmenin de olduğu şeyler hakkında kullanılır.
Te’lîf kelimesi, ilsâk yani birleştirmedir. Bir topluluğu bir mecliste cem‘ edebiliriz yani bir araya getirebiliriz ama bunun için te’lif kelimesini kullanamayız.
Te’lif sadece cisimler konusunda kullanılır, oysa cem‘ hem cisimler, hem de arazlar konusunda kullanılır. Mesela nefsin istekleri söz konusu olursa, bunlar araz olduğu için cem‘ kelimesi kullanılabilir, te’lif kelimesi kullanılmaz ve şöyle denir: Hevâlarını cem‘ ettiler.
Telif kalpler arasında olabilir, kalpler cisim oldukları için, kalpleri birleştirme konusunda istiâre yoluyla kullanılır.
Te’lif muvâfakat yani uyuşma, karşılıklı kabul anlamı ifade eder. Oysa cem‘ bu anlamı ifade etmez.
Zamm kelimesi, birçok şeyi cem‘ etme anlamına gelir. Zamm için, bir şeyin başka bir şeye katılması, birbirine yapıştırılması denebilir. Oysa cem‘ kelimesi bu anlamı gerektirmez. (Farklar Sözlüğü 199-203) Bknz: ( أ ل ف – ج م ع – ح ش ر )
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Zamm | ضَمّ | Bir şeye bir şeyi ekleme. Artırma. Katma. | Zammetmek |
Zamme | ضَمَّة | Ötre. |
|
Mazmûm | مَضْمُوم | Zammolunmuş. |
|
Munzam | مُنْضَمّ | Katılmış, eklenmiş. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
ضَمَّ : Fiil-I.
20:22 | وَاضْمُمْ يَدَكَ إِلَىٰ جَنَاحِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ |
Diyanet Meali: | “Elini koynuna sok, (alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir hâlde çıksın.” |
28:32 | وَاضْمُمْ إِلَيْكَ جَنَاحَكَ مِنَ الرَّهْبِ |
Diyanet Meali: | “Korkudan açılan kolunu kendine çek (toparlan).” |