ب ع د

KÖK HARFLER:  ب ع د

ANLAM: 

بَعُدَ – بَعِدَ : Mesafeli ve uzak olmak. Uzağa gitmek, kendini geri çekmek. Yabancılaşmak, uzaklaşmak. Araya mesafe koymak. Yok olmak. Ölmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

بَعُدَ (geniş zamanlı يَبْعُدُ mastar isim بُعْدٌ ve بَعِدَ geniş zamanlı يَبْعَدُ mastar isim بَعْدٌ ve اَبْعَدَ geniş zamanlı يُبْعِدُ mastar isim اِبْعَادٌ): anlamları: (1) Mesafeli ve uzaktı veya öyle oldu; (2) uzağa gitti ya da kendini geri çekti; (3) yabancılaştı veya uzaklaştı; (4) araya mesafe koydu; (5) o, yok oldu; (6) öldü.

اَبْعَدَهُ ile بَاعَدَهُ : Gitmesine neden oldu; kendini çekti; onu uzaklaştırdı, yabancılaştırdı veya soğuttu.

اَبْعَدَهُ اللّٰهُ : Allah onu kahretsin.

بَعِدَتْ : Yok olasın.

بُعْدٌ : anlamları: (1) Mesafe veya uzaklık; (2) hüküm ve sağduyu. 

اِنَّهُ لَذُو بُعْدٍ : O akıllı bir adam. 

بُعْدًا لَهُ : Allah onu helak etsin (lanet; beddua).

بَعِيدٌ : Mesafeli; ırak; uzak; uzakta (bir yerin mesafesini ifade ederken, dişi, erkek, tekil, çift ve çoğul halleri benzer şekilde kullanılır). Ayrıca zamandaki uzaklığı da ifade eder.

قَوْلٌ بَعِيدٌ : Abartılı veya olağandışı söz.

اَمْرٌ بَعِيدٌ : Olağandışı bir mesele.

مُبْعَدُونَ (tekil hali مُبْعَدٌ ) : Uzakta tutulanlar.

بَعْدُ (zaman için kullanılan zarf niteliğinde isim) anlamları: (1) Sonra veya sonrasında; (2) arka; (3) şimdi; (4) henüz; (5) şimdilik; (6) önce; (7) zamanla; ve ayrıca şu anlamlara da gelir; (8) olmasına rağmen, eşanlamlısı: مَعْ ve ayrıca; (9) zıt veya (10) karşıt ve (11) üstelik veya dahası. (Bununla: اِضَافَتْ birlikte kullanılır fakat bununla: اِضَافَتْ birlikte kullanılmazsa kesra, zamme veya fetha ile tenvin almıştır burada olduğu gibi: بَعْدٌ ve بَعْدًا ve مِنْ بَعْد ) ( zıt anlamlısı: قَبْلُ )

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnek Âyet
 بَعُدَ – بَعِدَ fiil-I2Uzak oldu, uzak geldi9/42
بَاعَدَfiil-III1Uzaklaştırdı34/19
بُعْدٌisim7Uzaklık11/44
بَعِيدٌisim25Uzak2/176
مُبْعَدٌisim1Uzaklaştırılan 21/101
بَعْدُzarf199Sonra veya sonrasında, arka, henüz, şimdilik, önce, zamanla2/27

Toplam:235

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Bu’d (Buut) بُعْد Uzaklık.
Eb’âd أَبْعَاد Boyutlar. Uzaklıklar.
Baîd بَعِيد Uzak. Irak.
Bu’dân بُعْدَان Uzaklar, ırak yerler. 
Buûdiyyet عَدَاوَة *Uzaklık.
Eb’ad أَبْعَد Çok uzak, en uzak, daha uzak. Çoğul: Ebâid
Ba’de بٓعْدَ Sonra.
Ba’dehu بَعْدَه Ondan sonra.
Min-ba’d مِنْ بَعْد Bundan sonra, bundan böyle.
Teb’îd تَبْعِيد Uzaklaştırma. Bir yerden bir yere sürme, kovma. 
Mübâade(t) مُبَاعَدَة Birbirini sevmeyip uzak ve soğuk durma. Nefret etme. İki kişinin birbirinden uzaklaşması.
Mübâid مُبَاعِد Uzaklaştıran. 
İb’âd إِبْعَاد Uzaklaştırma.
Tebâüd تَبَاعُد Uzaklaşma. Uzağa çekilme.
Çoğul: Tebâüdât
Mütebâid مُتَبَاعِد Uzaklaşan. Birbirinden uzak bulunan.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

بَعُدَ – بَعِدَ : Fiil-I.

9:42وَلَٰكِنْ بَعُدَتْ عَلَيْهِمُ الشُّقَّةُ
Diyanet Meali:Fakat meşakkatli yol, onlara uzak geldi.
11:95أَلَا بُعْدًا لِمَدْيَنَ كَمَا بَعِدَتْ ثَمُودُ
Diyanet Meali:Biliniz ki Semûd kavmi Allah’ın rahmetinden uzaklaştığı gibi Medyen halkı da uzaklaştı.

بَاعَدَ : Fiil-III.

34:19فَقَالُوا رَبَّنَا بَاعِدْ بَيْنَ أَسْفَارِنَا وَظَلَمُوا أَنْفُسَهُمْ
Diyanet Meali:Onlar ise, “Ey Rabbimiz! Yolculuğumuzun konakları arasını uzaklaştır” dediler ve kendilerine zulmettiler.

بُعْدٌ : İsim.

11:44وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِيِّ وَقِيلَ بُعْدًا لِلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Diyanet Meali:Gemi de Cûdî’ye oturdu ve “Zalimler topluluğu, Allah’ın rahmetinden uzak olsun!” denildi.
11:60أَلَا إِنَّ عَادًا كَفَرُوا رَبَّهُمْ أَلَا بُعْدًا لِعَادٍ قَوْمِ هُودٍ
Diyanet Meali:Biliniz ki Âd kavmi, Rablerini inkâr etti. (Yine) biliniz ki Hûd’un kavmi Âd, Allah’ın rahmetinden uzaklaştı.
11:68أَلَا إِنَّ ثَمُودَ كَفَرُوا رَبَّهُمْ أَلَا بُعْدًا لِثَمُودَ
Diyanet Meali:Biliniz ki Semûd kavmi Rablerini inkâr etti. (Yine) biliniz ki Semûd kavmi Allah’ın rahmetinden uzaklaştı.
11:95كَأَنْ لَمْ يَغْنَوْا فِيهَا أَلَا بُعْدًا لِمَدْيَنَ كَمَا بَعِدَتْ ثَمُودُ
Diyanet Meali:Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Biliniz ki Semûd kavmi Allah’ın rahmetinden uzaklaştığı gibi Medyen halkı da uzaklaştı. *
23:41فَجَعَلْنَاهُمْ غُثَاءً فَبُعْدًا لِلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Diyanet Meali:Kendilerini çör çöp yığını hâline getirdik. Zalimler topluluğu, Allah’ın rahmetinden uzak olsun!
23:44وَجَعَلْنَاهُمْ أَحَادِيثَ فَبُعْدًا لِقَوْمٍ لَا يُؤْمِنُونَ
Diyanet Meali:Ve onları birer ibretli hikâye yaptık. Artık inanmayan bir kavim, Allah’ın rahmetinden uzak olsun!
43:38حَتَّىٰ إِذَا جَاءَنَا قَالَ يَا لَيْتَ بَيْنِي وَبَيْنَكَ بُعْدَ الْمَشْرِقَيْنِ
Diyanet Meali:Sonunda bize geldiğinde, arkadaşına, “Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı! Ne kötü arkadaşmışsın!” der. *

بَعِيدٌ : İsim.

2:176وَإِنَّ الَّذِينَ اخْتَلَفُوا فِي الْكِتَابِ لَفِي شِقَاقٍ بَعِيدٍ
Diyanet Meali:Kitap konusunda anlaşmazlığa düşenler ise derin bir ayrılık içindedirler.
3:30وَمَا عَمِلَتْ مِنْ سُوءٍ تَوَدُّ لَوْ أَنَّ بَيْنَهَا وَبَيْنَهُ أَمَدًا بَعِيدًا
Diyanet Meali:(Herkesin yaptığı iyiliği) ve yaptığı kötülüğü (hazır bulacağı günde kişi), kötülükleri ile kendi arasında uzak bir mesafe bulunmasını ister.
4:60وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلَالًا بَعِيدًا
Diyanet Meali:Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.
4:116وَمَنْ يُشْرِكْ بِاللَّهِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا بَعِيدًا
Diyanet Meali:Allah’a ortak koşan, kuşkusuz, derin bir sapıklığa düşmüştür.
4:136وَمَنْ يَكْفُرْ بِاللَّهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا بَعِيدًا
Diyanet Meali:
Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.
4:167إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ قَدْ ضَلُّوا ضَلَالًا بَعِيدًا
Diyanet Meali:Şüphesiz inkâr edenler, insanları Allah yolundan alıkoyanlar derin bir sapıklığa düşmüşlerdir. *
14:3أُولَٰئِكَ فِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ
Diyanet Meali:İşte onlar derin bir sapıklık içindedirler.
14:18لَا يَقْدِرُونَ مِمَّا كَسَبُوا عَلَىٰ شَيْءٍ ذَٰلِكَ هُوَ الضَّلَالُ الْبَعِيدُ
Diyanet Meali:(Dünyada) kazandıkları hiçbir şeyin (ahirette) yararını görmezler. İşte bu, derin sapıklıktır.
22:12ذَٰلِكَ هُوَ الضَّلَالُ الْبَعِيدُ
Diyanet Meali:Bu da derin sapıklığın ta kendisidir.
22:53وَإِنَّ الظَّالِمِينَ لَفِي شِقَاقٍ بَعِيدٍ
Diyanet Meali:Hiç şüphesiz ki o zalimler, derin bir ayrılık içindedirler.
25:12إِذَا رَأَتْهُمْ مِنْ مَكَانٍ بَعِيدٍ سَمِعُوا لَهَا تَغَيُّظًا وَزَفِيرًا
Diyanet Meali:Bu ateş onları uzak bir mesafeden görünce onun müthiş kaynamasını ve uğultusunu işitirler. *
34:8بَلِ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ فِي الْعَذَابِ وَالضَّلَالِ الْبَعِيدِ
Diyanet Meali:Hayır, öyle değil! Ahirete inanmayanlar azap ve derin sapıklık içindedirler.
34:52وَقَالُوا آمَنَّا بِهِ وَأَنَّىٰ لَهُمُ التَّنَاوُشُ مِنْ مَكَانٍ بَعِيدٍ
Diyanet Meali:(Azabı görünce), “ona inandık derler” ama onlar için, artık uzak bir yerden (dünyadan)  iman elde etmek nasıl mümkün olur? *
34:53وَقَدْ كَفَرُوا بِهِ مِنْ قَبْلُ وَيَقْذِفُونَ بِالْغَيْبِ مِنْ مَكَانٍ بَعِيدٍ
Diyanet Meali:Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi ve uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı. *
41:44أُولَٰئِكَ يُنَادَوْنَ مِنْ مَكَانٍ بَعِيدٍ
Diyanet Meali:“(Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar).”
41:52مَنْ أَضَلُّ مِمَّنْ هُوَ فِي شِقَاقٍ بَعِيدٍ
Diyanet Meali:“O zaman derin bir ayrılık içinde bulunan kimseden daha sapık kim olabilir?”
42:18أَلَا إِنَّ الَّذِينَ يُمَارُونَ فِي السَّاعَةِ لَفِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ
Diyanet Meali:İyi bilin ki, Kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
50:3أَإِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا ذَٰلِكَ رَجْعٌ بَعِيدٌ
Diyanet Meali:“Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirilecekmişiz)? Bu, akla uzak (imkânsız) bir dönüştür!” *
50:27قَالَ قَرِينُهُ رَبَّنَا مَا أَطْغَيْتُهُ وَلَٰكِنْ كَانَ فِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ
Diyanet Meali:Arkadaşı (olan şeytan) der ki: “Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklık içinde idi.” *
50:31وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ غَيْرَ بَعِيدٍ
Diyanet Meali:Cennet, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara uzak olmayacak şekilde yaklaştırılacak. *
11:83مُسَوَّمَةً عِنْدَ رَبِّكَ وَمَا هِيَ مِنَ الظَّالِمِينَ بِبَعِيدٍ
Diyanet Meali:(Üzerine de) Rabbinin katında işaretlenmiş (pişirilmiş balçıktan taşlar yağdırdık). Bunlar zalimlerden uzak değildir. *
11:89وَمَا قَوْمُ لُوطٍ مِنْكُمْ بِبَعِيدٍ
Diyanet Meali:“(Ve unutmayın ki) Lût kavmi sizden uzak değildir.”
21:109وَإِنْ أَدْرِي أَقَرِيبٌ أَمْ بَعِيدٌ مَا تُوعَدُونَ
Diyanet Meali:“Tehdit edildiğiniz şey yakın mı yoksa uzak mı, bilmiyorum.”
27:22فَمَكَثَ غَيْرَ بَعِيدٍ فَقَالَ أَحَطْتُ بِمَا لَمْ تُحِطْ بِهِ
Diyanet Meali:Derken Hüdhüd çok beklemedi, çıkageldi ve (Süleyman’a) şöyle dedi: “Senin bilmediğin bir şey öğrendim.”
70:6إِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَعِيدًا
Diyanet Meali:Şüphesiz onlar o azabı uzak görüyorlar. *

مُبْعَدُونَ : İsim. İsm-i Mef’ûl. İf’âl Bâbı (IV. Bâb). Kurallı Erkek Çoğul. Tekili: مُبْعَدٌ

21:101إِنَّ الَّذِينَ سَبَقَتْ لَهُمْ مِنَّا الْحُسْنَىٰ أُولَٰئِكَ عَنْهَا مُبْعَدُونَ
Diyanet Meali:Şüphesiz kendileri için tarafımızdan en güzel mükâfat hazırlanmış olanlar var ya; işte bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır. *

بَعْدُ : Zarf.

2:27الَّذِينَ يَنْقُضُونَ عَهْدَ اللَّهِ مِنْ بَعْدِ مِيثَاقِهِ
Diyanet Meali:Onlar, Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar…
2:51وَإِذْ وَاعَدْنَا مُوسَىٰ أَرْبَعِينَ لَيْلَةً ثُمَّ اتَّخَذْتُمُ الْعِجْلَ مِنْ بَعْدِهِ
Diyanet Meali:Hani, biz Mûsâ ile kırk gece için sözleşmiştik. Sizler ise onun ardından buzağıyı tanrı edinmiştiniz.
2:52ثُمَّ عَفَوْنَا عَنْكُمْ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Diyanet Meali:Sonra bunun ardından şükredesiniz diye sizi affetmiştik. *
2:56ثُمَّ بَعَثْنَاكُمْ مِنْ بَعْدِ مَوْتِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Diyanet Meali:Sonra, şükredesiniz diye ölümünüzün ardından sizi tekrar dirilttik. *
2:64ثُمَّ تَوَلَّيْتُمْ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ فَلَوْلَا فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ لَكُنْتُمْ مِنَ الْخَاسِرِينَ
Diyanet Meali:Bundan sonra yine yüz çevirdiniz. Allah’ın bol nimeti ve merhameti olmasaydı, herhâlde ziyana uğrayanlardan olurdunuz. *
2:74ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُمْ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ فَهِيَ كَالْحِجَارَةِ
Diyanet Meali:Sonra bunun ardından kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi … oldu.
2:75ثُمَّ يُحَرِّفُونَهُ مِنْ بَعْدِ مَا عَقَلُوهُ
Diyanet Meali:(Oysa içlerinden birtakımı, Allah’ın kelamını dinler), iyice anladıktan sonra, onu (bile bile) tahrif ederlerdi.
2:87وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ وَقَفَّيْنَا مِنْ بَعْدِهِ بِالرُّسُلِ
Diyanet Meali:Andolsun, Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik. Ondan sonra ard arda peygamberler gönderdik.
2:92وَلَقَدْ جَاءَكُمْ مُوسَىٰ بِالْبَيِّنَاتِ ثُمَّ اتَّخَذْتُمُ الْعِجْلَ مِنْ بَعْدِهِ
Diyanet Meali:Andolsun, Mûsâ size açık mucizeler getirmişti de, arkasından sizler buzağıyı ilâh edinmiştiniz.
2:109وَدَّ كَثِيرٌ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ لَوْ يَرُدُّونَكُمْ مِنْ بَعْدِ إِيمَانِكُمْ كُفَّارًا
Diyanet Meali:Kitap ehlinden birçoğu, (hak kendilerine belirdikten sonra dahi, içlerindeki kıskançlıktan ötürü) sizi, imanınızdan sonra küfre döndürmek isterler
2:109حَسَدًا مِنْ عِنْدِ أَنْفُسِهِمْ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ الْحَقُّ
Diyanet Meali:(Kitap ehlinden birçoğu), hak kendilerine belirdikten sonra dahi, içlerindeki kıskançlıktan ötürü (sizi, imanınızdan sonra küfre döndürmek isterler).
2:133إِذْ قَالَ لِبَنِيهِ مَا تَعْبُدُونَ مِنْ بَعْدِي قَالُوا نَعْبُدُ إِلَٰهَكَ
Diyanet Meali:O, oğullarına: “Benden sonra kime kulluk edeceksiniz?” diye sormuştu; Onlar da: “Senin Tanrına … kulluk edeceğiz…” demişlerdi.
2:145وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُمْ مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ إِنَّكَ إِذًا لَمِنَ الظَّالِمِينَ
Diyanet Meali:Andolsun, eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, o takdirde sen de mutlaka zalimlerden olursun.
2:159إِنَّ الَّذِينَ يَكْتُمُونَ مَا أَنْزَلْنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالْهُدَىٰ مِنْ بَعْدِ مَا بَيَّنَّاهُ لِلنَّاسِ فِي الْكِتَابِ أُولَٰئِكَ يَلْعَنُهُمُ اللَّهُ
Diyanet Meali:İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayeti Kitap’ta açıklamamızdan sonra onları gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lânet eder, (hem de bütün lânet etme konumunda olanlar lânet eder).
2:209فَإِنْ زَلَلْتُمْ مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَتْكُمُ الْبَيِّنَاتُ فَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
Diyanet Meali:Size apaçık deliller geldikten sonra, eğer yine de yan çizerseniz, bilin ki Allah, gerçekten mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. *
2:211وَمَنْ يُبَدِّلْ نِعْمَةَ اللَّهِ مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَتْهُ فَإِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ
Diyanet Meali:Kendisine geldikten sonra kim Allah’ın nimetini değiştirirse, (bilsin ki) şüphesiz Allah, cezası pek çetin olandır.
2:213وَمَا اخْتَلَفَ فِيهِ إِلَّا الَّذِينَ أُوتُوهُ مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَتْهُمُ الْبَيِّنَاتُ
Diyanet Meali:Kendilerine apaçık âyetler geldikten sonra o konuda ancak; kitap verilenler, (aralarındaki kıskançlık yüzünden) anlaşmazlığa düştüler.
2:230فَإِنْ طَلَّقَهَا فَلَا تَحِلُّ لَهُ مِنْ بَعْدُ حَتَّىٰ تَنْكِحَ زَوْجًا غَيْرَهُ
Diyanet Meali:Eğer erkek karısını (üçüncü defa) boşarsa, kadın, onun dışında bir başka kocayla nikâhlanmadıkça ona helâl olmaz.
2:246أَلَمْ تَرَ إِلَى الْمَلَإِ مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ مِنْ بَعْدِ مُوسَىٰ
Diyanet Meali:Mûsâ’dan sonra İsrailoğullarının ileri gelenlerini görmedin mi (ne yaptılar)?
2:253وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ مَا اقْتَتَلَ الَّذِينَ مِنْ بَعْدِهِمْ
Diyanet Meali:Eğer Allah dileseydi, bunların arkasından gelen (millet)ler, (kendilerine apaçık deliller geldikten sonra), birbirlerini öldürmezlerdi.
2:253وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ مَا اقْتَتَلَ الَّذِينَ مِنْ بَعْدِهِمْ مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَتْهُمُ الْبَيِّنَاتُ
Diyanet Meali:Eğer Allah dileseydi, bunların arkasından gelen (millet)ler, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, birbirlerini öldürmezlerdi.
3:19وَمَا اخْتَلَفَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ إِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَهُمُ الْعِلْمُ
Diyanet Meali:Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra (sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden) ayrılığa düştüler.
3:61فَمَنْ حَاجَّكَ فِيهِ مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ فَقُلْ تَعَالَوْا نَدْعُ أَبْنَاءَنَا وَأَبْنَاءَكُمْ
Diyanet Meali:Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: “Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı … çağıralım…”
3:65لِمَ تُحَاجُّونَ فِي إِبْرَاهِيمَ وَمَا أُنْزِلَتِ التَّوْرَاةُ وَالْإِنْجِيلُ إِلَّا مِنْ بَعْدِهِ
Diyanet Meali:İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz. Oysa Tevrat da, İncil de ondan sonra indirilmiştir.
3:89إِلَّا الَّذِينَ تَابُوا مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ وَأَصْلَحُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ
Diyanet Meali:Ancak bundan sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler müstesnadır. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. *
3:94فَمَنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
Diyanet Meali:Artık bundan sonra Allah’a karşı kim yalan uydurursa, işte onlar zalimlerin ta kendileridir. *
3:105وَلَا تَكُونُوا كَالَّذِينَ تَفَرَّقُوا وَاخْتَلَفُوا مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَهُمُ الْبَيِّنَاتُ
Diyanet Meali:Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın.
3:152وَتَنَازَعْتُمْ فِي الْأَمْرِ وَعَصَيْتُمْ مِنْ بَعْدِ مَا أَرَاكُمْ مَا تُحِبُّونَ
Diyanet Meali:Nihayet sevdiğiniz şeyi (zaferi) size gösterdikten sonra, (za’f gösterdiniz). (Peygamber’in verdiği) emir konusunda tartıştınız ve emre karşı geldiniz.
3:154ثُمَّ أَنْزَلَ عَلَيْكُمْ مِنْ بَعْدِ الْغَمِّ أَمَنَةً نُعَاسًا
Diyanet Meali:Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize (içinizden bir kısmını örtüp bürüyen) bir güven, bir uyku indirdi.
3:160وَإِنْ يَخْذُلْكُمْ فَمَنْ ذَا الَّذِي يَنْصُرُكُمْ مِنْ بَعْدِهِ
Diyanet Meali:Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir?
3:172الَّذِينَ اسْتَجَابُوا لِلَّهِ وَالرَّسُولِ مِنْ بَعْدِ مَا أَصَابَهُمُ الْقَرْحُ
Diyanet Meali:Onlar yaralandıktan sonra Allah’ın ve Peygamberinin davetine uyan kimselerdir.
4:11فَلِأُمِّهِ السُّدُسُ مِنْ بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصِي بِهَا أَوْ دَيْنٍ
Diyanet Meali:(Eğer kardeşleri varsa), anasının hissesi altıda birdir. (Bu paylaştırma, ölenin) yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır.
4:12
فَلَكُمُ الرُّبُعُ مِمَّا تَرَكْنَ مِنْ بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصِينَ بِهَا أَوْ دَيْنٍ
Diyanet Meali:(Eğer çocukları varsa), bıraktıklarının dörtte biri sizindir. (Bu paylaştırma, ölen karılarınızın) yaptıkları vasiyetlerin yerine getirilmesi, yahut borçlarının ödenmesinden sonradır.
4:12فَلَهُنَّ الثُّمُنُ مِمَّا تَرَكْتُمْ مِنْ بَعْدِ وَصِيَّةٍ تُوصُونَ بِهَا أَوْ دَيْنٍ
Diyanet Meali:(Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. (Yine bu paylaştırma) yaptığınız vasiyetin yerine getirilmesinden, yahut borçlarınızın ödenmesinden sonradır.
4:12فَهُمْ شُرَكَاءُ فِي الثُّلُثِ مِنْ بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصَىٰ بِهَا أَوْ دَيْنٍ غَيْرَ مُضَارٍّ
Diyanet Meali:(Eğer kardeşler birden fazla olurlarsa), üçte birde ortaktırlar. (Bu paylaştırma varislere) zarar vermeksizin yapılan vasiyetin yerine getirilmesinden, yahut borcun ödenmesinden sonra yapılır.
4:24وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِيمَا تَرَاضَيْتُمْ بِهِ مِنْ بَعْدِ الْفَرِيضَةِ
Diyanet Meali:Mehir belirlendikten sonra, onunla ilgili olarak uzlaştığınız şeyler konusunda size günah yoktur.
4:115وَمَنْ يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدَىٰ وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَبِيلِ الْمُؤْمِنِينَ نُوَلِّهِ مَا تَوَلَّىٰ
Diyanet Meali:Kim, kendisine hidayet (doğru yol) besbelli olduktan sonra peygambere karşı çıkar, mü’minlerin yolundan başkasına uyarsa, onu yöneldiği yolda bırakırız…
4:153ثُمَّ اتَّخَذُوا الْعِجْلَ مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَتْهُمُ الْبَيِّنَاتُ فَعَفَوْنَا عَنْ ذَٰلِكَ
Diyanet Meali:Sonra kendilerine apaçık deliller gelmesinin ardından (tuttular) buzağıyı tanrı edindiler. Biz bunu da affettik…
4:163إِنَّا أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ كَمَا أَوْحَيْنَا إِلَىٰ نُوحٍ وَالنَّبِيِّينَ مِنْ بَعْدِهِ
Diyanet Meali:Biz, Nûh’a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik.
5:39فَمَنْ تَابَ مِنْ بَعْدِ ظُلْمِهِ وَأَصْلَحَ فَإِنَّ اللَّهَ يَتُوبُ عَلَيْهِ
Diyanet Meali:Her kim de işlediği zulmünün arkasından tövbe edip durumunu düzeltirse kuşkusuz, Allah onun tövbesini kabul eder.
5:41يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ مِنْ بَعْدِ مَوَاضِعِهِ يَقُولُونَ إِنْ أُوتِيتُمْ هَٰذَا فَخُذُوهُ
Diyanet Meali:Kelimelerin (ifade içindeki) yerlerini bildikten sonra yerlerini değiştirir ve şöyle derler: “Eğer size şu hüküm verilirse, onu tutun…”
5:43ثُمَّ يَتَوَلَّوْنَ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ وَمَا أُولَٰئِكَ بِالْمُؤْمِنِينَ
Diyanet Meali:(Yanlarında, içinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat varken nasıl oluyor da seni hakem yapıyorlar), sonra bunun ardından verdiğin hükümden yüz çeviriyorlar? İşte onlar (kendi kitaplarına da, sana da) inanmış değillerdir.
5:106تَحْبِسُونَهُمَا مِنْ بَعْدِ الصَّلَاةِ فَيُقْسِمَانِ بِاللَّهِ
Diyanet Meali:(Eğer şüphe ederseniz), onları namazdan sonra alıkorsunuz da Allah adına, …diye yemin ederler.
6:6فَأَهْلَكْنَاهُمْ بِذُنُوبِهِمْ وَأَنْشَأْنَا مِنْ بَعْدِهِمْ قَرْنًا آخَرِينَ
Diyanet Meali:Sonra da günahları sebebiyle onları helâk ettik ve arkalarından başka bir nesil var ettik.
6:54أَنَّهُ مَنْ عَمِلَ مِنْكُمْ سُوءًا بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابَ مِنْ بَعْدِهِ وَأَصْلَحَ فَأَنَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ
Diyanet Meali:“Şöyle ki: Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse (bilmiş olun ki) O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
6:133إِنْ يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ وَيَسْتَخْلِفْ مِنْ بَعْدِكُمْ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Dilerse sizi giderir (yok eder) ve sizden sonra da yerinize dilediğini getirir.
7:69وَاذْكُرُوا إِذْ جَعَلَكُمْ خُلَفَاءَ مِنْ بَعْدِ قَوْمِ نُوحٍ
Diyanet Meali:“Hatırlayın ki, Allah sizi Nûh kavminden sonra onların yerine getirdi.”
7:74وَاذْكُرُوا إِذْ جَعَلَكُمْ خُلَفَاءَ مِنْ بَعْدِ عَادٍ وَبَوَّأَكُمْ فِي الْأَرْضِ
Diyanet Meali:“Hatırlayın ki Allah Âd kavminden sonra, sizi onların yerine getirdi ve sizi yeryüzünde yerleştirdi.”
7:100أَوَلَمْ يَهْدِ لِلَّذِينَ يَرِثُونَ الْأَرْضَ مِنْ بَعْدِ أَهْلِهَا أَنْ لَوْ نَشَاءُ أَصَبْنَاهُمْ بِذُنُوبِهِمْ
Diyanet Meali:Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne varis olanlara şu gerçek apaçık belli olmadı mı ki, biz dileseydik onları da (öncekiler gibi) günahları yüzünden cezalandırırdık.
7:103ثُمَّ بَعَثْنَا مِنْ بَعْدِهِمْ مُوسَىٰ بِآيَاتِنَا إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ
Diyanet Meali:Sonra onların ardından Mûsâ’yı, apaçık mucizelerimizle Firavun’a ve onun ileri gelen adamlarına peygamber olarak gönderdik…
7:129أُوذِينَا مِنْ قَبْلِ أَنْ تَأْتِيَنَا وَمِنْ بَعْدِ مَا جِئْتَنَا
Diyanet Meali:(Dediler ki): “Sen bize gelmeden önce de bize işkence edildi, geldikten sonra da.”
7:148وَاتَّخَذَ قَوْمُ مُوسَىٰ مِنْ بَعْدِهِ مِنْ حُلِيِّهِمْ عِجْلًا جَسَدًا لَهُ خُوَارٌ
Diyanet Meali:Mûsâ’nın kavmi onun (Tur’a gitmesinin) ardından, ziynet eşyalarından, böğürmesi olan bir buzağı heykeli (yaparak ilâh) edindiler.
7:150بِئْسَمَا خَلَفْتُمُونِي مِنْ بَعْدِي أَعَجِلْتُمْ أَمْرَ رَبِّكُمْ
Diyanet Meali:“Benden sonra arkamdan ne kötü işler yaptınız! Rabbinizin emrini beklemeyip acele mi ettiniz?”
7:153وَالَّذِينَ عَمِلُوا السَّيِّئَاتِ ثُمَّ تَابُوا مِنْ بَعْدِهَا وَآمَنُوا
Diyanet Meali:Kötülükleri işleyip de sonra ardından tövbe edenler ile iman(larında sebat) edenlere gelince…
7:153إِنَّ رَبَّكَ مِنْ بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَحِيمٌ
Diyanet Meali:Şüphe yok ki, Rabbin ondan (tövbeden) sonra elbette çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
7:169فَخَلَفَ مِنْ بَعْدِهِمْ خَلْفٌ وَرِثُوا الْكِتَابَ
Diyanet Meali:Derken, onların ardından yerlerine Kitab’a (Tevrat’a) varis olan (kötü) bir nesil geldi.
7:173إِنَّمَا أَشْرَكَ آبَاؤُنَا مِنْ قَبْلُ وَكُنَّا ذُرِّيَّةً مِنْ بَعْدِهِمْ
Diyanet Meali:Yahut, “Bizden önce babalarımız Allah’a ortak koşmuşlar. Biz onlardan sonra gelen bir nesiliz.”
8:75وَالَّذِينَ آمَنُوا مِنْ بَعْدُ وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا مَعَكُمْ فَأُولَٰئِكَ مِنْكُمْ
Diyanet Meali:Daha sonra iman edip hicret eden ve sizinle birlikte cihad edenlere gelince, işte onlar da sizdendir.
9:12وَإِنْ نَكَثُوا أَيْمَانَهُمْ مِنْ بَعْدِ عَهْدِهِمْ وَطَعَنُوا فِي دِينِكُمْ فَقَاتِلُوا أَئِمَّةَ الْكُفْرِ
Diyanet Meali:Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozup dininize dil uzatırlarsa, küfrün elebaşlarıyla savaşın.
9:27ثُمَّ يَتُوبُ اللَّهُ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ عَلَىٰ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Sonra Allah, bunun ardından yine dilediği kimsenin tövbesini kabul eder.
9:113وَلَوْ كَانُوا أُولِي قُرْبَىٰ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُمْ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ
Diyanet Meali:Cehennem ehli oldukları açıkça kendilerine belli olduktan sonra, -yakınları da olsalar- (Allah’a ortak koşanlar için af dilemek ne Peygambere yaraşır, ne de mü’minlere).
9:117مِنْ بَعْدِ مَا كَادَ يَزِيغُ قُلُوبُ فَرِيقٍ مِنْهُمْ
Diyanet Meali:(Andolsun Allah; Peygamber ile) içlerinden bir kısmının kalpleri eğrilmeğe yüz tuttuktan sonra, (sıkıntılı bir zamanda  ona uyan muhacirlerle ensarın tövbelerini kabul etmiştir).
10:3مَا مِنْ شَفِيعٍ إِلَّا مِنْ بَعْدِ إِذْنِهِ ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ
Diyanet Meali:O’nun izni olmaksızın, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte O, Rabbiniz Allah’tır. O hâlde O’na kulluk edin.
10:14ثُمَّ جَعَلْنَاكُمْ خَلَائِفَ فِي الْأَرْضِ مِنْ بَعْدِهِمْ لِنَنْظُرَ كَيْفَ تَعْمَلُونَ
Diyanet Meali:Sonra, nasıl davranacağınızı görelim diye, onların ardından yeryüzünde sizi onların yerine getirdik. *
10:21وَإِذَا أَذَقْنَا النَّاسَ رَحْمَةً مِنْ بَعْدِ ضَرَّاءَ مَسَّتْهُمْ إِذَا لَهُمْ مَكْرٌ
Diyanet Meali:Kendilerine dokunan bir sıkıntıdan sonra, insanlara bir rahmet (ferahlık ve mutluluk) tattırdığımız zaman, bir de bakarsın ki (âyetlerimiz hakkında) onların bir tuzakları (birtakım tertipleri ve asılsız iddiaları) vardır.
10:74ثُمَّ بَعَثْنَا مِنْ بَعْدِهِ رُسُلًا إِلَىٰ قَوْمِهِمْ فَجَاءُوهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ
Diyanet Meali:Sonra, onun ardından birçok peygamberi kendi toplumlarına gönderdik. Onlara apaçık mucizeler getirdiler.
10:75ثُمَّ بَعَثْنَا مِنْ بَعْدِهِمْ مُوسَىٰ وَهَارُونَ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ
Diyanet Meali:Sonra bunların ardından Firavun ile ileri gelenlerine de Mûsâ ve Hârûn’u (mucizelerimizle) gönderdik.
11:7وَلَئِنْ قُلْتَ إِنَّكُمْ مَبْعُوثُونَ مِنْ بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُبِينٌ
Diyanet Meali:Böyle iken “Ölümden sonra şüphesiz diriltileceksiniz” desen, inkârcılar “Mutlaka bu, apaçık bir büyüdür” derler.
12:9يَخْلُ لَكُمْ وَجْهُ أَبِيكُمْ وَتَكُونُوا مِنْ بَعْدِهِ قَوْمًا صَالِحِينَ
Diyanet Meali:“(Yûsuf’u öldürün veya onu bir yere atın ki) babanız sadece size yönelsin. Ondan sonra (tövbe edip) salih kimseler olursunuz.”
12:35ثُمَّ بَدَا لَهُمْ مِنْ بَعْدِ مَا رَأَوُا الْآيَاتِ لَيَسْجُنُنَّهُ حَتَّىٰ حِينٍ
Diyanet Meali:Sonra onlar, Yûsuf’un suçsuzluğunu ortaya koyan delilleri gördükten sonra yine de mutlaka onu bir süre zindana atmayı uygun buldular. *
12:48ثُمَّ يَأْتِي مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ سَبْعٌ شِدَادٌ يَأْكُلْنَ مَا قَدَّمْتُمْ لَهُنَّ
Diyanet Meali:“Sonra bunun ardından yedi kurak yıl gelecek, (saklayacağınız az bir miktar hariç) bu yıllar için biriktirdiklerinizi yiyip bitirecek.”
12:49ثُمَّ يَأْتِي مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ عَامٌ فِيهِ يُغَاثُ النَّاسُ وَفِيهِ يَعْصِرُونَ
Diyanet Meali:“Sonra bunun ardından insanların yağmura kavuşacağı bir yıl gelecek. O zaman (bol rızka kavuşup) şıra ve yağ sıkacaklar.” *
12:100وَجَاءَ بِكُمْ مِنَ الْبَدْوِ مِنْ بَعْدِ أَنْ نَزَغَ الشَّيْطَانُ بَيْنِي وَبَيْنَ إِخْوَتِي
Diyanet Meali:“Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra; (Rabbim beni zindandan çıkararak) ve sizi çölden getirerek (bana çok iyilikte bulundu).”
13:25وَالَّذِينَ يَنْقُضُونَ عَهْدَ اللَّهِ مِنْ بَعْدِ مِيثَاقِهِ وَيَقْطَعُونَ مَا أَمَرَ اللَّهُ بِهِ أَنْ يُوصَلَ وَيُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ أُولَٰئِكَ لَهُمُ اللَّعْنَةُ
Diyanet Meali:Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar, Allah’ın korunmasını emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya; işte lânet onlaradır.
14:9وَالَّذِينَ مِنْ بَعْدِهِمْ لَا يَعْلَمُهُمْ إِلَّا اللَّهُ
Diyanet Meali:(Sizden önceki Nûh, Âd, ve Semûd kavimlerinin) ve onlardan sonrakilerin –ki onları Allah’tan başkası bilmez- (haberi size gelmedi mi)?
14:14وَلَنُسْكِنَنَّكُمُ الْأَرْضَ مِنْ بَعْدِهِمْ ذَٰلِكَ لِمَنْ خَافَ مَقَامِي
Diyanet Meali:“Onlardan sonra sizi elbette o yere yerleştireceğiz. Bu, makamımdan korkan  … kimseler içindir.”
16:41وَالَّذِينَ هَاجَرُوا فِي اللَّهِ مِنْ بَعْدِ مَا ظُلِمُوا لَنُبَوِّئَنَّهُمْ فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً
Diyanet Meali:Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, elbette onları dünyada güzel bir şekilde yerleştiririz.
16:92وَلَا تَكُونُوا كَالَّتِي نَقَضَتْ غَزْلَهَا مِنْ بَعْدِ قُوَّةٍ أَنْكَاثًا
Diyanet Meali:(Bir topluluk diğer bir topluluktan daha güçlü ve çoktur diye yeminlerinizi aranızda bir hile ve fesat sebebi yaparak), ipliğini iyice eğirip büktükten sonra (tekrar) çözüp bozan kadın gibi olmayın.
16:106مَنْ كَفَرَ بِاللَّهِ مِنْ بَعْدِ إِيمَانِهِ إِلَّا مَنْ أُكْرِهَ وَقَلْبُهُ مُطْمَئِنٌّ بِالْاِيمَانِ
Diyanet Meali:Kalbi imanla dolu olduğu hâlde (inkara ) zorlanan kimse hariç, inandıktan sonra Allah’ı inkâr edenler…
16:110ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ هَاجَرُوا مِنْ بَعْدِ مَا فُتِنُوا ثُمَّ جَاهَدُوا وَصَبَرُوا
Diyanet Meali:Sonra şüphesiz ki Rabbin, eziyete uğratıldıktan sonra hicret eden, sonra Allah yolunda cihad edip sabreden kimselerin yanındadır.
16:110ثُمَّ جَاهَدُوا وَصَبَرُوا إِنَّ رَبَّكَ مِنْ بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَحِيمٌ
Diyanet Meali:(Sonra şüphesiz ki Rabbin, eziyete uğratıldıktan sonra hicret eden), sonra Allah yolunda cihad edip sabreden (kimselerin yanındadır). Şüphesiz Rabbin bundan sonra da çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
16:119ثُمَّ تَابُوا مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ وَأَصْلَحُوا إِنَّ رَبَّكَ مِنْ بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَحِيمٌ
Diyanet Meali:(Sonra, şüphesiz ki Rabbin; cahillik sebebiyle kötülük yapan), sonra bunun ardından tövbe eden ve durumunu düzeltenlerden yanadır. Şüphesiz Rabbin bundan sonra da elbette çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
16:119ثُمَّ تَابُوا مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ وَأَصْلَحُوا إِنَّ رَبَّكَ مِنْ بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَحِيمٌ
Diyanet Meali:(Sonra, şüphesiz ki Rabbin; cahillik sebebiyle kötülük yapan), sonra bunun ardından tövbe eden ve durumunu düzeltenlerden yanadır. Şüphesiz Rabbin bundan sonra da elbette çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
17:17وَكَمْ أَهْلَكْنَا مِنَ الْقُرُونِ مِنْ بَعْدِ نُوحٍ
Diyanet Meali:Nûh’tan sonra da nice nesilleri helâk ettik.
17:104وَقُلْنَا مِنْ بَعْدِهِ لِبَنِي إِسْرَائِيلَ اسْكُنُوا الْأَرْضَ
Diyanet Meali:Bunun ardından İsrailoğullarına şöyle dedik: “Bu topraklarda oturun…”
19:59فَخَلَفَ مِنْ بَعْدِهِمْ خَلْفٌ أَضَاعُوا الصَّلَاةَ وَاتَّبَعُوا الشَّهَوَاتِ
Diyanet Meali:Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevî tutkularının peşine düşen bir nesil geldi.
20:85قَالَ فَإِنَّا قَدْ فَتَنَّا قَوْمَكَ مِنْ بَعْدِكَ وَأَضَلَّهُمُ السَّامِرِيُّ
Diyanet Meali:Allah, “Şüphesiz, biz senden sonra halkını sınadık; Sâmirî onları saptırdı” dedi. *
21:105وَلَقَدْ كَتَبْنَا فِي الزَّبُورِ مِنْ بَعْدِ الذِّكْرِ أَنَّ الْأَرْضَ يَرِثُهَا عِبَادِيَ الصَّالِحُونَ
Diyanet Meali:Andolsun, Zikir’den (Tevrat’tan) sonra Zebûr’da  da, “Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır” diye yazmıştık. *
22:5وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ إِلَىٰ أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِنْ بَعْدِ عِلْمٍ شَيْئًا
Diyanet Meali:Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hâle gelsin.
23:31ثُمَّ أَنْشَأْنَا مِنْ بَعْدِهِمْ قَرْنًا آخَرِينَ
Diyanet Meali:Sonra onların (Nûh kavminin) ardından başka bir nesil yarattık. *
23:42ثُمَّ أَنْشَأْنَا مِنْ بَعْدِهِمْ قُرُونًا آخَرِينَ
Diyanet Meali:Sonra bunların arkalarından başka nesiller yarattık. *
24:5إِلَّا الَّذِينَ تَابُوا مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ وَأَصْلَحُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ
Diyanet Meali:Ancak tövbe edip bundan sonra ıslah olanlar müstesna. Çünkü Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. *
24:33وَمَنْ يُكْرِهْهُنَّ فَإِنَّ اللَّهَ مِنْ بَعْدِ إِكْرَاهِهِنَّ غَفُورٌ رَحِيمٌ
Diyanet Meali:Kim onları buna zorlarsa bilinmelidir ki hiç şüphesiz onların zorlanmasından sonra Allah (onları) çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
24:47ثُمَّ يَتَوَلَّىٰ فَرِيقٌ مِنْهُمْ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ وَمَا أُولَٰئِكَ بِالْمُؤْمِنِينَ
Diyanet Meali:Sonra da onların bir kısmı bunun ardından yüz çevirirler. Hâlbuki onlar inanmış değillerdir.
24:55وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا
Diyanet Meali:Yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına (dair vaadde bulunmuştur).
24:58وَحِينَ تَضَعُونَ ثِيَابَكُمْ مِنَ الظَّهِيرَةِ وَمِنْ بَعْدِ صَلَاةِ الْعِشَاءِ
Diyanet Meali:Öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza girecekleri zaman sizden izin istesinler).
26:227إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَذَكَرُوا اللَّهَ كَثِيرًا وَانْتَصَرُوا مِنْ بَعْدِ مَا ظُلِمُوا
Diyanet Meali:Ancak iman edip salih amel işleyen, Allah’ı çok anan ve haksızlığa uğratıldıktan sonra öçlerini alanlar başka.
28:43وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ مِنْ بَعْدِ مَا أَهْلَكْنَا الْقُرُونَ الْأُولَىٰ
Diyanet Meali:Andolsun, ilk nesilleri yok ettikten sonra Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik.
28:58فَتِلْكَ مَسَاكِنُهُمْ لَمْ تُسْكَنْ مِنْ بَعْدِهِمْ إِلَّا قَلِيلًا
Diyanet Meali:(Biz nimetler içinde şımaran nice memleket halkını helâk etmişizdir). İşte kendilerinden sonra içlerinde pek az oturulmuş yurtları!
29:63مَنْ نَزَّلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَحْيَا بِهِ الْأَرْضَ مِنْ بَعْدِ مَوْتِهَا
Diyanet Meali:“Gökten yağmuru kim indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti?”
30:3فِي أَدْنَى الْأَرْضِ وَهُمْ مِنْ بَعْدِ غَلَبِهِمْ سَيَغْلِبُونَ
Diyanet Meali:(Rumlar), yakın bir yerde (yenilgiye uğratıldılar). Onlar yenilgilerinden sonra (birkaç yıl içinde) galip geleceklerdir. *
30:4فِي بِضْعِ سِنِينَ لِلَّهِ الْأَمْرُ مِنْ قَبْلُ وَمِنْ بَعْدُ
Diyanet Meali:(Onlar yenilgilerinden sonra) birkaç yıl içinde (galip geleceklerdir). Önce de, sonra da emir Allah’ındır. 
30:51وَلَئِنْ أَرْسَلْنَا رِيحًا فَرَأَوْهُ مُصْفَرًّا لَظَلُّوا مِنْ بَعْدِهِ يَكْفُرُونَ
Diyanet Meali:Andolsun, eğer (ekinlerine zararlı)  bir rüzgâr göndersek de o ekini sararmış görseler, ardından mutlaka nankörlük etmeye başlarlar. *
30:54اللَّهُ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ ضَعْفٍ ثُمَّ جَعَلَ مِنْ بَعْدِ ضَعْفٍ قُوَّةً
Diyanet Meali:Allah, sizi güçsüz olarak yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından bir güç verendir.
30:54ثُمَّ جَعَلَ مِنْ بَعْدِ قُوَّةٍ ضَعْفًا وَشَيْبَةً
Diyanet Meali:Sonra gücün ardından bir güçsüzlük ve yaşlılık verendir.
31:27وَلَوْ أَنَّمَا فِي الْأَرْضِ مِنْ شَجَرَةٍ أَقْلَامٌ وَالْبَحْرُ يَمُدُّهُ مِنْ بَعْدِهِ سَبْعَةُ أَبْحُرٍ مَا نَفِدَتْ كَلِمَاتُ اللَّهِ
Diyanet Meali:Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de mürekkep olsa, arkasından yedi deniz daha ona katılsa, Allah’ın sözleri (yazmakla) yine de tükenmez.
33:52لَا يَحِلُّ لَكَ النِّسَاءُ مِنْ بَعْدُ وَلَا أَنْ تَبَدَّلَ بِهِنَّ مِنْ أَزْوَاجٍ
Diyanet Meali:Bundan sonra, (güzellikleri hoşuna gitse bile) başka kadınlarla evlenmek, eşlerini boşayıp başka eşler almak sana helâl değildir.
33:53وَمَا كَانَ لَكُمْ أَنْ تُؤْذُوا رَسُولَ اللَّهِ وَلَا أَنْ تَنْكِحُوا أَزْوَاجَهُ مِنْ بَعْدِهِ أَبَدًا
Diyanet Meali:Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyyen söz konusu olamaz.
35:2وَمَا يُمْسِكْ فَلَا مُرْسِلَ لَهُ مِنْ بَعْدِهِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Diyanet Meali:(Allah, insanlar için ne rahmet açarsa, artık onu tutacak, engelleyecek yoktur). Neyi de tutarsa, bundan sonra onu gönderecek yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
35:41وَلَئِنْ زَالَتَا إِنْ أَمْسَكَهُمَا مِنْ أَحَدٍ مِنْ بَعْدِهِ
Diyanet Meali:(Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye, kurduğu düzende tutuyor). Andolsun, eğer onlar (yörüngelerinden sapıp) yok olur giderlerse, O’ndan başka hiç kimse onları tutamaz.
36:28وَمَا أَنْزَلْنَا عَلَىٰ قَوْمِهِ مِنْ بَعْدِهِ مِنْ جُنْدٍ مِنَ السَّمَاءِ
Diyanet Meali:Kendisinden sonra kavmi üzerine (onları cezalandırmak için) gökten hiçbir ordu indirmedik.
38:35قَالَ رَبِّ اغْفِرْ لِي وَهَبْ لِي مُلْكًا لَا يَنْبَغِي لِأَحَدٍ مِنْ بَعْدِي
Diyanet Meali:“Ey Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra kimseye lâyık olmayacak bir mülk (hükümranlık) bahşet!”
39:6يَخْلُقُكُمْ فِي بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ خَلْقًا مِنْ بَعْدِ خَلْقٍ فِي ظُلُمَاتٍ ثَلَاثٍ
Diyanet Meali:Sizi annelerinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç (kat) karanlık içinde oluşturuyor.
40:5كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَالْأَحْزَابُ مِنْ بَعْدِهِمْ
Diyanet Meali:Onlardan önce Nûh’un kavmi ve onlardan sonra gelen topluluklar da yalanlamıştı.
40:31مِثْلَ دَأْبِ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ وَالَّذِينَ مِنْ بَعْدِهِمْ
Diyanet Meali:(Şüphesiz ben), Nûh kavmi, Âd kavmi, Semûd kavmi ve onlardan sonra gelen toplulukların başına gelen olayların (sizin de başınıza gelmesinden korkuyorum).”
40:34حَتَّىٰ إِذَا هَلَكَ قُلْتُمْ لَنْ يَبْعَثَ اللَّهُ مِنْ بَعْدِهِ رَسُولًا
Diyanet Meali:Daha sonra o ölünce de, “Allah, ondan sonra aslâ peygamber göndermez” demiştiniz.
41:50وَلَئِنْ أَذَقْنَاهُ رَحْمَةً مِنَّا مِنْ بَعْدِ ضَرَّاءَ مَسَّتْهُ لَيَقُولَنَّ هَٰذَا لِي
Diyanet Meali:Andolsun! Başına gelen bir zarardan sonra kendisine tarafımızdan bir rahmet tattırsak mutlaka “Bu benim hakkımdır…” der.
42:14وَمَا تَفَرَّقُوا إِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ
Diyanet Meali:Onlar, kendilerine bilgi geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler.
42:14وَإِنَّ الَّذِينَ أُورِثُوا الْكِتَابَ مِنْ بَعْدِهِمْ لَفِي شَكٍّ مِنْهُ مُرِيبٍ
Diyanet Meali:Onlardan sonra Kitab’a mirasçı kılınanlar da, onun hakkında derin bir şüphe içindedirler.
42:16وَالَّذِينَ يُحَاجُّونَ فِي اللَّهِ مِنْ بَعْدِ مَا اسْتُجِيبَ لَهُ حُجَّتُهُمْ دَاحِضَةٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ
Diyanet Meali:Allah’ın çağrısına uyulduktan sonra O’nun hakkında tartışmaya girenlerin delilleri Rableri katında batıldır.
42:28وَهُوَ الَّذِي يُنَزِّلُ الْغَيْثَ مِنْ بَعْدِ مَا قَنَطُوا وَيَنْشُرُ رَحْمَتَهُ
Diyanet Meali:O, insanlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır.
42:44وَمَنْ يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ وَلِيٍّ مِنْ بَعْدِهِ
Diyanet Meali:Allah, kimi saptırırsa artık bundan sonra onun hiçbir dostu yoktur.
45:17فَمَا اخْتَلَفُوا إِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ
Diyanet Meali:Ama onlar ancak kendilerine bilgi geldikten sonra, aralarındaki hasetten dolayı ayrılığa düştüler.
45:23وَجَعَلَ عَلَىٰ بَصَرِهِ غِشَاوَةً فَمَنْ يَهْدِيهِ مِنْ بَعْدِ اللَّهِ
Diyanet Meali:(Nefsinin arzusunu ilâh edinen, Allah’ın; hâlini bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği), gözüne de perde çektiği (kimseyi gördün mü)? Şimdi onu Allah’tan başka kim doğru yola eriştirebilir?
46:30قَالُوا يَا قَوْمَنَا إِنَّا سَمِعْنَا كِتَابًا أُنْزِلَ مِنْ بَعْدِ مُوسَىٰ
Diyanet Meali:Dediler ki: “Ey kavmimiz! Şüphesiz biz, Mûsâ’dan sonra indirilen … bir kitap dinledik.”
47:25إِنَّ الَّذِينَ ارْتَدُّوا عَلَىٰ أَدْبَارِهِمْ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ الْهُدَى الشَّيْطَانُ سَوَّلَ لَهُمْ
Diyanet Meali:Kendileri için hidayet yolu belli olduktan sonra gerisingeri dönenleri, şeytan aldatıp peşinden sürüklemiştir.
47:32وَصَدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَشَاقُّوا الرَّسُولَ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ الْهُدَىٰ لَنْ يَضُرُّوا اللَّهَ شَيْئًا
Diyanet Meali: (İnkâr edenler), Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet yolu belli olduktan sonra Peygamber’e karşı gelenler hiçbir şekilde Allah’a zarar veremezler.
48:24وَهُوَ الَّذِي كَفَّ أَيْدِيَهُمْ عَنْكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ عَنْهُمْ بِبَطْنِ مَكَّةَ مِنْ بَعْدِ أَنْ أَظْفَرَكُمْ عَلَيْهِمْ
Diyanet Meali:O, Mekke’nin göbeğinde, sizi onlara karşı üstün kıldıktan sonra, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekendir.
53:26وَكَمْ مِنْ مَلَكٍ فِي السَّمَاوَاتِ لَا تُغْنِي شَفَاعَتُهُمْ شَيْئًا إِلَّا مِنْ بَعْدِ أَنْ يَأْذَنَ اللَّهُ لِمَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Göklerde nice melekler vardır ki onların şefaatleri; ancak Allah’ın izniyle, dilediği (ve hoşnut olduğu) kimselere yarar sağlar.
57:10أُولَٰئِكَ أَعْظَمُ دَرَجَةً مِنَ الَّذِينَ أَنْفَقُوا مِنْ بَعْدُ وَقَاتَلُوا
Diyanet Meali:(İçinizden, fetihten önce harcayanlar ve savaşanlar, diğerleri ile bir değildir). Onların derecesi, sonradan harcayan ve savaşanlardan daha yüksektir.
59:10وَالَّذِينَ جَاءُوا مِنْ بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْاِيمَانِ
Diyanet Meali:Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla.”
61:6وَمُبَشِّرًا بِرَسُولٍ يَأْتِي مِنْ بَعْدِي اسْمُهُ أَحْمَدُ
Diyanet Meali:“Ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği peygamberiyim).”
98:4وَمَا تَفَرَّقَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ إِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَتْهُمُ الْبَيِّنَةُ
Diyanet Meali:Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. *
2:120وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُمْ بَعْدَ الَّذِي جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللَّهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ
Diyanet Meali:Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.
2:164وَمَا أَنْزَلَ اللَّهُ مِنَ السَّمَاءِ مِنْ مَاءٍ فَأَحْيَا بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا
Diyanet Meali:Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda…
2:178فَمَنِ اعْتَدَىٰ بَعْدَ ذَٰلِكَ فَلَهُ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Diyanet Meali:Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır.
2:181فَمَنْ بَدَّلَهُ بَعْدَمَا سَمِعَهُ فَإِنَّمَا إِثْمُهُ عَلَى الَّذِينَ يُبَدِّلُونَهُ
Diyanet Meali:Her kim işittikten sonra vasiyeti değiştirirse, günahı ancak onu değiştirenlerin boynunadır.
2:259قَالَ أَنَّىٰ يُحْيِي هَٰذِهِ اللَّهُ بَعْدَ مَوْتِهَا
Diyanet Meali:O, “Allah, burayı ölümünden sonra nasıl diriltecek (acaba)?” demişti.
3:8رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا
Diyanet Meali:“Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme.”
3:80أَيَأْمُرُكُمْ بِالْكُفْرِ بَعْدَ إِذْ أَنْتُمْ مُسْلِمُونَ
Diyanet Meali:Siz müslüman olduktan sonra, o size hiç inkârı emreder mi?
3:82فَمَنْ تَوَلَّىٰ بَعْدَ ذَٰلِكَ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ
Diyanet Meali:Artık bundan sonra kim yüz çevirirse, işte onlar yoldan çıkmışların ta kendileridir. *
3:86كَيْفَ يَهْدِي اللَّهُ قَوْمًا كَفَرُوا بَعْدَ إِيمَانِهِمْ
Diyanet Meali:İman ettikten sonra inkâr eden bir toplumu Allah nasıl doğru yola eriştirir?
3:90إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا بَعْدَ إِيمَانِهِمْ ثُمَّ ازْدَادُوا كُفْرًا لَنْ تُقْبَلَ تَوْبَتُهُمْ
Diyanet Meali:Şüphesiz iman ettikten sonra inkâr eden, sonra da inkârda ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir.
3:100إِنْ تُطِيعُوا فَرِيقًا مِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ يَرُدُّوكُمْ بَعْدَ إِيمَانِكُمْ كَافِرِينَ
Diyanet Meali:Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar.
3:106فَأَمَّا الَّذِينَ اسْوَدَّتْ وُجُوهُهُمْ أَكَفَرْتُمْ بَعْدَ إِيمَانِكُمْ
Diyanet Meali:(O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır). Yüzleri kararanlara, “İmanınızdan sonra inkâr ettiniz, öyle mi?” denilir.
4:165لِئَلَّا يَكُونَ لِلنَّاسِ عَلَى اللَّهِ حُجَّةٌ بَعْدَ الرُّسُلِ
Diyanet Meali:(Müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdik ki), peygamberlerden sonra insanların Allah’a karşı bir bahaneleri olmasın.
5:12فَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذَٰلِكَ مِنْكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاءَ السَّبِيلِ
Diyanet Meali:“Ama bundan sonra sizden kim inkâr ederse, mutlaka o, dümdüz yoldan sapmıştır.”
5:32ثُمَّ إِنَّ كَثِيرًا مِنْهُمْ بَعْدَ ذَٰلِكَ فِي الْأَرْضِ لَمُسْرِفُونَ
Diyanet Meali:Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir.
5:94فَمَنِ اعْتَدَىٰ بَعْدَ ذَٰلِكَ فَلَهُ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Diyanet Meali:Kim bundan (bu açıklamadan) sonra haddini tecavüz ederse, ona elem dolu bir azap vardır.
5:108أَوْ يَخَافُوا أَنْ تُرَدَّ أَيْمَانٌ بَعْدَ أَيْمَانِهِمْ
Diyanet Meali:(Bu usul, şahitliği lâyıkıyla yerine getirmeleri) ve yeminlerinden sonra başka yeminlere başvurulacağından endişe etmelerini (sağlamak için en uygun çaredir).
5:115فَمَنْ يَكْفُرْ بَعْدُ مِنْكُمْ فَإِنِّي أُعَذِّبُهُ عَذَابًا لَا أُعَذِّبُهُ أَحَدًا مِنَ الْعَالَمِينَ
Diyanet Meali:“Ama ondan sonra sizden her kim inkâr ederse, artık ben ona kâinatta hiçbir kimseye etmeyeceğim azabı ederim.”
6:68وَإِمَّا يُنْسِيَنَّكَ الشَّيْطَانُ فَلَا تَقْعُدْ بَعْدَ الذِّكْرَىٰ مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Diyanet Meali:Şayet şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra (kalk), o zalimler grubu ile beraber oturma.
6:71وَنُرَدُّ عَلَىٰ أَعْقَابِنَا بَعْدَ إِذْ هَدَانَا اللَّهُ
Diyanet Meali:“Allah, bizi hidayete kavuşturduktan sonra gerisingeri (şirke) mi döndürülelim?”
7:56وَلَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ بَعْدَ إِصْلَاحِهَا
Diyanet Meali:Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.
7:85وَلَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ بَعْدَ إِصْلَاحِهَا ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ
Diyanet Meali:“Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk etmeyin. (İnananlar iseniz) bunlar sizin için hayırlıdır.”
7:89قَدِ افْتَرَيْنَا عَلَى اللَّهِ كَذِبًا إِنْ عُدْنَا فِي مِلَّتِكُمْ بَعْدَ إِذْ نَجَّانَا اللَّهُ مِنْهَا
Diyanet Meali:“Allah, bizi sizin dininizden kurtardıktan sonra eğer ona dönersek mutlaka Allah’a karşı yalan uydurmuş oluruz.”
7:185وَأَنْ عَسَىٰ أَنْ يَكُونَ قَدِ اقْتَرَبَ أَجَلُهُمْ فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ
Diyanet Meali:Ecellerinin yaklaşmış olabileceğine hiç bakmadılar mı? Peki, bundan sonra artık hangi söze inanacaklar?
8:6يُجَادِلُونَكَ فِي الْحَقِّ بَعْدَمَا تَبَيَّنَ كَأَنَّمَا يُسَاقُونَ إِلَى الْمَوْتِ
Diyanet Meali:Gerçek apaçık ortaya çıktıktan sonra, sanki (göz göre göre) ölüme sürülüyorlarmış gibi seninle o konuda tartışıyorlardı.
9:28إِنَّمَا الْمُشْرِكُونَ نَجَسٌ فَلَا يَقْرَبُوا الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ بَعْدَ عَامِهِمْ هٰذَا
Diyanet Meali:Allah’a ortak koşanlar ancak bir pislikten ibarettir. Artık bu yıllarından sonra, Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar.
9:66لَا تَعْتَذِرُوا قَدْ كَفَرْتُمْ بَعْدَ إِيمَانِكُمْ
Diyanet Meali:Boşuna özür dilemeyin! Çünkü siz, (sözde) iman ettikten sonra küfrünüzü açığa vurdunuz.
9:74وَلَقَدْ قَالُوا كَلِمَةَ الْكُفْرِ وَكَفَرُوا بَعْدَ إِسْلَامِهِمْ
Diyanet Meali:Hâlbuki o küfür sözünü söylediler ve (sözde) müslüman olduktan sonra inkâr ettiler.
9:115وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُضِلَّ قَوْمًا بَعْدَ إِذْ هَدَاهُمْ حَتَّىٰ يُبَيِّنَ لَهُمْ مَا يَتَّقُونَ
Diyanet Meali:Doğru yola ilettikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine apaçık bildirmedikçe, Allah bir toplumu saptıracak değildir.
10:32فَذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمُ الْحَقُّ فَمَاذَا بَعْدَ الْحَقِّ إِلَّا الضَّلَالُ
Diyanet Meali:İşte O, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah’tır. Hak’tan sonra sadece sapıklık vardır.
11:10وَلَئِنْ أَذَقْنَاهُ نَعْمَاءَ بَعْدَ ضَرَّاءَ مَسَّتْهُ لَيَقُولَنَّ ذَهَبَ السَّيِّئَاتُ عَنِّي
Diyanet Meali:Ama kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet tattırırsak mutlaka, “Kötülükler benden gitti” diyecektir.
12:45وَقَالَ الَّذِي نَجَا مِنْهُمَا وَادَّكَرَ بَعْدَ أُمَّةٍ أَنَا أُنَبِّئُكُمْ بِتَأْوِيلِهِ
Diyanet Meali:Zindandaki iki kişiden kurtulmuş olanı, nice zamandan sonra (Yûsuf’u) hatırladı ve, “Ben size onun yorumunu haber veririm…” dedi.
13:37وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُمْ بَعْدَمَا جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللَّهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا وَاقٍ
Diyanet Meali:Sana gelen bu ilimden sonra eğer sen onların heva ve heveslerine uyarsan, Allah tarafından senin için ne bir dost vardır, ne de bir koruyucu.
16:65وَاللَّهُ أَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَحْيَا بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا
Diyanet Meali:Allah, gökten su indirdi de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti. 
16:70وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ إِلَىٰ أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْ لَا يَعْلَمَ بَعْدَ عِلْمٍ شَيْئًا
Diyanet Meali:İçinizden kimileri de, bilgili olduktan sonra hiçbir şeyi bilmesin diye ömrünün en düşkün çağına ulaştırılır.
16:91وَلَا تَنْقُضُوا الْأَيْمَانَ بَعْدَ تَوْكِيدِهَا وَقَدْ جَعَلْتُمُ اللَّهَ عَلَيْكُمْ كَفِيلًا
Diyanet Meali:Allah’ı kendinize kefil kılarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın.
16:94فَتَزِلَّ قَدَمٌ بَعْدَ ثُبُوتِهَا وَتَذُوقُوا السُّوءَ بِمَا صَدَدْتُمْ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ
Diyanet Meali:Sonra sağlamca bastıktan sonra ayak(larınız) kayar da Allah yolundan sapmanız sebebiyle kötü azabı tadarsınız.
18:76قَالَ إِنْ سَأَلْتُكَ عَنْ شَيْءٍ بَعْدَهَا فَلَا تُصَاحِبْنِي
Diyanet Meali:Mûsâ, “Eğer bundan sonra sana bir şey hakkında soru sorarsam, artık benimle arkadaşlık etme.” dedi.
21:11وَكَمْ قَصَمْنَا مِنْ قَرْيَةٍ كَانَتْ ظَالِمَةً وَأَنْشَأْنَا بَعْدَهَا قَوْمًا آخَرِينَ
Diyanet Meali:Biz zulmetmekte olan nice memleketleri kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka başka toplumlar meydana getirdik. *
21:57وَتَاللَّهِ لَأَكِيدَنَّ أَصْنَامَكُمْ بَعْدَ أَنْ تُوَلُّوا مُدْبِرِينَ
Diyanet Meali:Allah’a yemin ederim ki, siz arkanızı dönüp gittikten sonra ben putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım. *
23:15ثُمَّ إِنَّكُمْ بَعْدَ ذَٰلِكَ لَمَيِّتُونَ
Diyanet Meali:Sonra (ey insanlar) siz bunun ardından muhakkak öleceksiniz. *
24:55وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذَٰلِكَ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ
Diyanet Meali:Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.
24:58لَيْسَ عَلَيْكُمْ وَلَا عَلَيْهِمْ جُنَاحٌ بَعْدَهُنَّ
Diyanet Meali:Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır.
25:29لَقَدْ أَضَلَّنِي عَنِ الذِّكْرِ بَعْدَ إِذْ جَاءَنِي
Diyanet Meali:“Andolsun, Kur’an bana geldikten sonra beni ondan o saptırdı.”
26:120ثُمَّ أَغْرَقْنَا بَعْدُ الْبَاقِي
Diyanet Meali:Sonra da geride kalanları suda boğduk. *
27:11إِلَّا مَنْ ظَلَمَ ثُمَّ بَدَّلَ حُسْنًا بَعْدَ سُوءٍ فَإِنِّي غَفُورٌ رَحِيمٌ
Diyanet Meali:“Ancak kim zulmeder de sonra (yaptığı) kötülüğün yerine iyilik yaparsa bilsin ki şüphesiz ben çok bağışlayıcıyım, çok merhamet edenim.” *
28:87وَلَا يَصُدُّنَّكَ عَنْ آيَاتِ اللَّهِ بَعْدَ إِذْ أُنْزِلَتْ إِلَيْكَ
Diyanet Meali:Allah’ın âyetleri sana indirildikten sonra, sakın seni onlardan çevirmesinler.
30:19وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ وَيُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا
Diyanet Meali:(Allah, diriyi ölüden çıkarır), ölüyü de diriden çıkarır. Ölümünden sonra yeryüzünü diriltir.
30:24وَيُنَزِّلُ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَيُحْيِي بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا
Diyanet Meali:Gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesi…
30:50فَانْظُرْ إِلَىٰ آثَارِ رَحْمَتِ اللَّهِ كَيْفَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا
Diyanet Meali:Allah’ın rahmetinin eserlerine bak! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor.
34:32أَنَحْنُ صَدَدْنَاكُمْ عَنِ الْهُدَىٰ بَعْدَ إِذْ جَاءَكُمْ
Diyanet Meali:“Size hidayet geldikten sonra, biz mi sizi ondan alıkoyduk?”
35:9فَأَحْيَيْنَا بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا كَذَٰلِكَ النُّشُورُ
Diyanet Meali:(Biz de bulutları ölü bir toprağa sürer) ve onunla ölümünden sonra yeryüzünü diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş de böyledir.
38:88وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُ بَعْدَ حِينٍ
Diyanet Meali:“Onun haberlerinin doğruluğunu bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.” *
42:41وَلَمَنِ انْتَصَرَ بَعْدَ ظُلْمِهِ فَأُولَٰئِكَ مَا عَلَيْهِمْ مِنْ سَبِيلٍ
Diyanet Meali:Zulme uğradıktan sonra, kendini savunup hakkını alan kimseye (ceza vermek için) bir yol yoktur. *
45:5وَمَا أَنْزَلَ اللَّهُ مِنَ السَّمَاءِ مِنْ رِزْقٍ فَأَحْيَا بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا
Diyanet Meali:Allah’ın gökten rızık (sebebi olarak yağmur) indirip, onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde…
45:6فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَ اللَّهِ وَآيَاتِهِ يُؤْمِنُونَ
Diyanet Meali:Artık Allah’tan ve O’nun âyetlerinden sonra hangi söze inanacaklar?
47:4فَإِمَّا مَنًّا بَعْدُ وَإِمَّا فِدَاءً حَتَّىٰ تَضَعَ الْحَرْبُ أَوْزَارَهَا
Diyanet Meali:Artık bundan sonra (esirleri) ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverin. Savaş sona erinceye kadar hüküm budur.
49:11بِئْسَ الِاسْمُ الْفُسُوقُ بَعْدَ الْإِيمَانِ
Diyanet Meali:İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır!
57:17اعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا
Diyanet Meali:Bilin ki Allah, yeryüzünü ölümünden sonra diriltmektedir.
65:1لَا تَدْرِي لَعَلَّ اللَّهَ يُحْدِثُ بَعْدَ ذَٰلِكَ أَمْرًا
Diyanet Meali:Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çıkarır.
65:7سَيَجْعَلُ اللَّهُ بَعْدَ عُسْرٍ يُسْرًا
Diyanet Meali:Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.
66:4فَإِنَّ اللَّهَ هُوَ مَوْلَاهُ وَجِبْرِيلُ وَصَالِحُ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمَلَائِكَةُ بَعْدَ ذَٰلِكَ ظَهِيرٌ
Diyanet Meali:(Eğer Peygamber’e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki) Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, salih mü’minler de. Bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar.
68:13عُتُلٍّ بَعْدَ ذَٰلِكَ زَنِيمٍ
Diyanet Meali:Kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan…*
77:50فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ
Diyanet Meali:Onlar artık ondan (Kur’an’dan) sonra hangi söze inanacaklar? *
79:30وَالْأَرْضَ بَعْدَ ذَٰلِكَ دَحَاهَا
Diyanet Meali:Ardından yeri düzenleyip döşedi. *
95:7فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِالدِّينِ
Diyanet Meali:(Ey insan!) Böyle iken, hangi şey sana hesap ve cezayı yalanlatıyor? *