KÖK HARFLER: ر د أ
ANLAM:
رَدَأَ : Bir şey sayesinde bir kişiyi veya şeyi güçlendirmek ya da desteklemek.
AÇIKLAMA:
رِدْءٌ : Yardımcı veya destekçi olarak başkasını izleyen, takip eden. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: فَأَرْسِلْهُ مَعِيَ رِدْءًا يُصَدِّقُنِي : Onu benimle birlikte, beni doğrulayan bir yardımcı olarak gönder (28/34).
رَدَأَهُ : Ona yardım etti veya destek verdi. رِدْءٌ kelimesi de temelde bunun gibidir. Fakat “zemmedilen, yerilen sonra gelenle ya da geride, arkada olanla ya da kalanla” ilgili kullanımı yaygınlık kazanmıştır. Fiil olarak “bir nesne zemmedilir, yerilir tarzda sonra geldi ya da geride, arkada idi ya da arkada kaldı” anlamında رَدُأَ الشَّيْءُ şeklinde kullanılır. Bu fiilin mastarı رَدَاءَةٌ şeklinde gelir. Böyle olan nesneye رَدِيءٌ denir.
رَدَى : Helak etmek.
تَرَدِّي : Kendini helake maruz bırakmak ya da karşı karşıya getirmek. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: وَمَا يُغْنِي عَنْهُ مَالُهُ إِذَا تَرَدَّى : O aşağıya doğru yuvarlanırken malı kendisine hiç fayda vermez (92/11). Yine şöyle buyurmuştur: فَلاَ يَصُدَّنَّكَ عَنْهَا مَنْ لاَ يُؤْمِنُ بِهَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَتَرْدَى : Ona inanmayıp hevesine uyanlar seni ondan saptırmasın, sonra baş üstü düşersin (20/16). Yine şöyle buyurmuştur: قَالَ تَاللَّهِ إِنْ كِدْتَّ لَتُرْدِينِ : Allah’a andolsun, az kalsın sen beni de mahvedecektin (37/56).
مِرْدَاةٌ : Kendisiyle başka bir taşın kırıldığı, o taşı helak eden, harap eden ya da mahveden taş. (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
رَدَأَ (geniş zaman يَرْدَأُ mastar ismi رَدْأٌ):
رَدَأَ الْحَائِطَ اَوْ رَدَأَ الْحَائِطَ بِبِنَاءٍ : Yıkılmasını engellemek için duvarı bir payanda veya bir yapı aracılığıyla destekledi ya da destek koydu.
رَدَأَهُ بِهِ : O şey sayesinde o kişiyi veya şeyi güçlendirdi ya da destekledi.
رَدَأَهُ : Ona yardım etti, destekte bulundu ya da onu destekledi.
رِدْأٌ : Bir duvarın sayesinde güçlendirildiği veya desteklendiği bir payanda vb.; sayesinde birinin yardım aldığı, destek aldığı veya desteklendiği bir şey (temel anlamı); yardım eden, destekçi veya bir yardımcı; başka bir şeye eklenen bir şey; bir hayvanın diğer yanındaki yükü dengeleyen bir yük.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
رِدْءٌ | isim | 1 | Avn, yardım, destek. | 28/34 |
| Toplam | 1 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Yok.
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
رِدْءٌ : İsim.
28:34 | وَأَخِي هَارُونُ هُوَ أَفْصَحُ مِنِّي لِسَانًا فَأَرْسِلْهُ مَعِيَ رِدْءًا يُصَدِّقُنِي |
Diyanet Meali: | “Kardeşim Hârûn’un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da benimle birlikte, beni doğrulayan bir yardımcı olarak gönder.” |