د و م

KÖK HARFLER: د و م

ANLAM: 

دَامَ : (Bir şey) uzun süre veya ebediyyen devam etmek, sürmek, kalmak. ( عَلَى ): Devamlı surette işe sarılmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Açıklama
 دَامَ fiil-I 7 Devam etti.
مَا دَامَ : Devam ettiği müddetçe..
3/75 7 fiilin 5 tanesi câmid: Tam câmid mâzi fiil, nâkıs fiil : 5/24
دَائِمٌ isim 2 Devam edici, daimi, devamlı 13/35

Toplam 9


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Dâim دَائِم Devam eden. Dâimî
Dâimâ دَائِمًا Her vakit, sürekli olarak.
Devâm دَوَام Devamlılık.
Mâ-dâme (Mâdem) مَا دَامَ Devam ettikçe, süresince.
Müdâvim مُدَاوِم Aralıksız devam eden.
Müdâveme مُدَاوَمَة * Aralıksız devam etme.
Müdâvemet مُدَاوَمَة Devamlılık. 
İdâme إِدَامَة Sürdürme, devam ettirme.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

دَامَ : Fiil-I (7 fiilin 5 tanesi câmid: Tam câmid mâzi fiil, nâkıs fiil). 

3:75 وَمِنْهُمْ مَنْ إِنْ تَأْمَنْهُ بِدِينَارٍ لَا يُؤَدِّهِ إِلَيْكَ إِلَّا مَا دُمْتَ عَلَيْهِ قَائِمًا
Diyanet Meali: Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet etsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez. 
5:24 قَالُوا يَا مُوسَىٰ إِنَّا لَنْ نَدْخُلَهَا أَبَدًا مَا دَامُوا فِيهَا
Diyanet Meali: Dediler ki: “Ey Mûsa! Onlar orada bulundukça, biz oraya asla girmeyeceğiz.”
5:96 وَحُرِّمَ عَلَيْكُمْ صَيْدُ الْبَرِّ مَا دُمْتُمْ حُرُمًا
Diyanet Meali: Kara avı ise ihramlı olduğunuz sürece size haram kılındı. 
5:117 وَكُنْتُ عَلَيْهِمْ شَهِيدًا مَا دُمْتُ فِيهِمْ
Diyanet Meali: Aralarında bulunduğum sürece onlara şahit (ve örnek) idim. 
11:107 خَالِدِينَ فِيهَا مَا دَامَتِ السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ إِلَّا مَا شَاءَ رَبُّكَ
Diyanet Meali: Onlar, gökler ve yerler durdukça orada ebedî olarak kalacaklardır. Ancak Rabbinin dilemesi başka. 
11:108 وَأَمَّا الَّذِينَ سُعِدُوا فَفِي الْجَنَّةِ خَالِدِينَ فِيهَا مَا دَامَتِ السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ
Diyanet Meali: Mutlu olanlara gelince, gökler ve yerler durdukça içinde ebedî kalmak üzere cennettedirler. 
19:31 وَأَوْصَانِي بِالصَّلَاةِ وَالزَّكَاةِ مَا دُمْتُ حَيًّا
Diyanet Meali: “Bana yaşadığım sürece namazı ve zekâtı emretti.”

دَائِمٌ : İsim. İsm-i Fâil.

13:35 مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ أُكُلُهَا دَائِمٌ وَظِلُّهَا
Diyanet Meali: Allah’a karşı gelmekten sakınanlara va’dolunan cennetin durumu şudur: Onun içinden ırmaklar akar, yemişleri ve gölgeleri devamlıdır. 
70:23 الَّذِينَ هُمْ عَلَىٰ صَلَاتِهِمْ دَائِمُونَ
Diyanet Meali: Onlar, namazlarına devam eden kimselerdir.*