ث ب ر

KÖK HARFLER:  ث ب ر

ANLAM: 

ثَبَرَ : Menetmek, alıkoymak. Helak etmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

ثَبَرَ (geniş zamanlı يَثْبِرُ veya يَثْبُرُ mastar isim ثَبْرٌ): 

ثَبَرَهُ : anlamları: (1) Onu kovdu, defetti, onu sürdü; (2) umutları veya arzularını boşa çıkardı veya onlara ulaşmasına engel oldu; (3) onu lanetledi; (4) onu hapsetti, kısıtladı veya alıkoydu ya da ona engel oldu; onu helak etti.

ثَبَرَ الْبَحْرُ : Deniz çekildi.

مَا ثَبَرَكَ عَنْ حَاجَتِكَ : Seni isteklerine ulaşmaktan alıkoyan.

ثَبَرَ (geniş zamanlı يَثْبُرُ mastar isim ثُبُورٌ): (Yukarıdakilere ek olarak), yok oldu; zarara uğradı; günah işledi; kayboldu.

ثَبَرَهُ : Allah (c.c.) onu tekrar toparlanamayacağı bir yıkıma uğrattı.

ثُبُورٌ : Azap; zarar; doğru yoldan sapma veya kaybolma; düşman; tekrar toparlanamayacak kadar mahvolma.

مَثْبُورٌ : Mağlup edilmiş, iyi olan bir şeyi elde etmekten esirgenmiş veya alıkoyulmuş; kovulmuş; sürülmüş; sürgün edilmiş; toplumdan dışlanmış; cezalandırılmış; lanetlenmiş; suçlanmış; zarara uğratılmış veya günah işletilmiş, doğru yoldan saptırılmış veya mahvedilmiş.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
ثُبُورٌ isim 4 Azap; zarar; doğru yoldan sapma veya kaybolma; düşman; tekrar toparlanamayacak kadar mahvolma 25/13
مَثْبُورٌ isim 1 Haktan men edilmiş, hakikatten alıkonmuş 17/102

Toplam 5

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

  • ثَابَرَ
  • ثُبُورٌ
  • مُثَابِرٌ
    • كَسُولٌ > bak: ك س ل
    • مُتَوَانٍ > bak: و ن ي
    • مُتَقَاعِسٌ

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Sübûr ثُبُور Helak, helaket. Mahvolmak.
Müsâberet مُثَابَرَة Sürekli olarak uğraşma. Bir şey yapmaya hemen girişme.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

ثُبُورٌ : İsim. 

25:13 وَإِذَا أُلْقُوا مِنْهَا مَكَانًا ضَيِّقًا مُقَرَّنِينَ دَعَوْا هُنَالِكَ ثُبُورًا
Diyanet Meali: Elleri boyunlarına bağlanmış, çatılmış olarak cehennemin daracık bir yerine atıldıkları zaman orada, yok olup gitmeyi isterler. *
25:14 لَا تَدْعُوا الْيَوْمَ ثُبُورًا وَاحِدًا
Diyanet Meali: (Kendilerine) “Bugün bir kere yok olmayı istemeyin…
25:14 وَادْعُوا ثُبُورًا كَثِيرًا
Diyanet Meali: birçok kere yok olmayı isteyin!” (denir.)
84:11 فَسَوْفَ يَدْعُو ثُبُورًا
Diyanet Meali: “Helâk!” diye bağıracaktır. *

مَثْبُورٌ : İsim. İsm-i Mef’ul.

17:102 وَإِنِّي لَأَظُنُّكَ يَا فِرْعَوْنُ مَثْبُورًا
Diyanet Meali: “Ey Firavun, ben de seni kesinlikle helâk olmuş bir kişi olarak görüyorum” demişti.