ي د ي

KÖK HARFLER :  ي د ي

ANLAM: 

يَدَى : Birinden bir lütuf, yarar veya ihsan edinmek. Güçsüzleşmek.

AÇIKLAMA:

اَلْيَدُ : “El” demektir. Aslı “يَدْيٌ”dür. Bu kelime bazen istiare yoluyla “nimet” için de kullanılır. Bazen el kelimesi “kontrol ve mülkiyet” anlamında kullanılır. Herhangi bir şey filanın elindedir derken, “ona aittir” “onun yönetimindedir” anlamında kullanılır. “Adaletin iki eline düştü” sözü de bu anlamdadır. Bazen de kuvvet için kullanılır. Bir kişinin eli olmak, onun dostu ve yardımcısı olmak anlamındadır.

Yasin suresi 71. ayette Allah Teala İblis’e şöyle sorar: “Ey İblis! O benim elimle (kudretimle) yarattığıma secde etmene ne engel oldu?” Burada Allah’ın yaratma eylemini bizzat yaptığı, bu yaratmanın Allah tarafından yapıldığı için eşsiz olduğu ifade edilmiş olur. Bu mana anlatılırken özellikle “el” kelimesinin kullanılmış olması, zihnimizde bu anlamın canlandırılması amacına yöneliktir. Çünkü bize göre, bir işi yapmanın en mükemmel aracı bizzat kendi ellerimizdir.

سُقِطَ فِي أَيْدِيهِم : Ellerine (kırağı) düşürüldü. “Pişman oldular” demektir (7/149). Üzüntüden yanıp tutuşan, bundan dolayı elini avucunu ovuşturup duran adamın halini anlatmak için bu ifade kullanılır. (Müfredât) 

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnekAçıklama
يَدٌisim120El3/26Çoğulu: اَيْدِى/أَيْدٍ

Toplam120


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Yed يَد El. Kuvvet, kudret, güç. Yardım. Vasıta. Mülk. Çoğulu: Eydî, Yüdî


ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

يَدٌ : İsim. Çoğulu: اَيْدِى

2:66فَجَعَلْنَاهَا نَكَالًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهَا وَمَا خَلْفَهَا وَمَوْعِظَةً لِلْمُتَّقِينَ
Diyanet Meali:Biz bunu, hem onu görenlere, hem de sonra geleceklere bir ibret ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara da bir öğüt kıldık. *
2:79فَوَيْلٌ لِلَّذِينَ يَكْتُبُونَ الْكِتَابَ بِأَيْدِيهِمْ ثُمَّ يَقُولُونَ هَٰذَا مِنْ عِنْدِ اللَّهِ
Diyanet Meali:Vay o kimselere ki, elleriyle Kitab’ı yazarlar, sonra da “Bu, Allah’ın katındandır” derler.
2:79فَوَيْلٌ لَهُمْ مِمَّا كَتَبَتْ أَيْدِيهِمْ وَوَيْلٌ لَهُمْ مِمَّا يَكْسِبُونَ
Diyanet Meali:Vay ellerinin yazdıklarından ötürü onların hâline! Vay kazandıklarından dolayı onların hâline!
2:95وَلَنْ يَتَمَنَّوْهُ أَبَدًا بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمِينَ
Diyanet Meali:Fakat kendi elleriyle önceden yaptıkları işler yüzünden ölümü hiçbir zaman temenni edemezler. Allah, o zalimleri hakkıyla bilendir.  *
2:97فَإِنَّهُ نَزَّلَهُ عَلَىٰ قَلْبِكَ بِإِذْنِ اللَّهِ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ
Diyanet Meali:(De ki: “Her kim Cebrail’e düşman ise, bilsin ki) o, Allah’ın izni ile Kur’an’ı; önceki kitapları doğrulayıcı … olarak senin kalbine indirmiştir.”
2:195وَأَنْفِقُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلَا تُلْقُوا بِأَيْدِيكُمْ إِلَى التَّهْلُكَةِ
Diyanet Meali:(Mallarınızı) Allah yolunda harcayın. Kendi kendinizi tehlikeye atmayın.
2:237إِلَّا أَنْ يَعْفُونَ أَوْ يَعْفُوَ الَّذِي بِيَدِهِ عُقْدَةُ النِّكَاحِ
Diyanet Meali:(Eğer onlara mehir tespit eder de kendilerine el sürmeden boşarsanız, tespit ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır.9 Ancak kadının, ya da nikâh bağı elinde bulunanın (kocanın, paylarından) vazgeçmesi başka.
2:249وَمَنْ لَمْ يَطْعَمْهُ فَإِنَّهُ مِنِّي إِلَّا مَنِ اغْتَرَفَ غُرْفَةً بِيَدِهِ
Diyanet Meali:“(Şüphesiz Allah, sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim ondan içerse benden değildir.) Kim onu tatmazsa işte o bendendir. Ancak eliyle bir avuç alan başka.”
2:255يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ
Diyanet Meali:O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir.
3:3نَزَّلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ
Diyanet Meali:O, sana Kitab’ı hak ve kendisinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi.
3:26بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:“Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.”
3:50وَمُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيَّ مِنَ التَّوْرَاةِ
Diyanet Meali:“Benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı olarak…”
3:73قُلْ إِنَّ الْفَضْلَ بِيَدِ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:De ki: “Lütuf Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.”
3:182ذَٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيكُمْ
Diyanet Meali:“Bu, kendi ellerinizin (önceden yapıp) gönderdiklerinin karşılığıdır.”
4:43فَتَيَمَّمُوا صَعِيدًا طَيِّبًا فَامْسَحُوا بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُمْ
Diyanet Meali:O zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin.
4:62فَكَيْفَ إِذَا أَصَابَتْهُمْ مُصِيبَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ
Diyanet Meali:Kendi işledikleri yüzünden başlarına bir musibet geldiği zaman hâlleri nasıl olur?
4:77أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ قِيلَ لَهُمْ كُفُّوا أَيْدِيَكُمْ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ
Diyanet Meali:Daha önce kendilerine, “(savaşmaktan) ellerinizi çekin, namazı kılın…” denilenleri görmedin mi?
4:91فَإِنْ لَمْ يَعْتَزِلُوكُمْ وَيُلْقُوا إِلَيْكُمُ السَّلَمَ وَيَكُفُّوا أَيْدِيَهُمْ فَخُذُوهُمْ
Diyanet Meali:Eğer bunlar sizden uzak durmazlar, sizinle barış içinde yaşamak istemezler, ellerini savaştan çekmezlerse, onları yakalayın…
5:6إِذَا قُمْتُمْ إِلَى الصَّلَاةِ فَاغْسِلُوا وُجُوهَكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ إِلَى الْمَرَافِقِ
Diyanet Meali:Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi … yıkayın.
5:6فَتَيَمَّمُوا صَعِيدًا طَيِّبًا فَامْسَحُوا بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُمْ مِنْهُ
Diyanet Meali:O zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin).
5:11إِذْ هَمَّ قَوْمٌ أَنْ يَبْسُطُوا إِلَيْكُمْ أَيْدِيَهُمْ
Diyanet Meali:Hani bir topluluk size el uzatmaya (tecavüze) kalkışmıştı…
5:11فَكَفَّ أَيْدِيَهُمْ عَنْكُمْ
Diyanet Meali:Allah (buna engel olmuş) onların ellerini sizden çekmişti.
5:28لَئِنْ بَسَطْتَ إِلَيَّ يَدَكَ لِتَقْتُلَنِي مَا أَنَا بِبَاسِطٍ يَدِيَ إِلَيْكَ لِأَقْتُلَكَ
Diyanet Meali:“Andolsun! Sen beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim.”
5:28لَئِنْ بَسَطْتَ إِلَيَّ يَدَكَ لِتَقْتُلَنِي مَا أَنَا بِبَاسِطٍ يَدِيَ إِلَيْكَ لِأَقْتُلَكَ
Diyanet Meali:“Andolsun! Sen beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim.”
5:33أَنْ يُقَتَّلُوا أَوْ يُصَلَّبُوا أَوْ تُقَطَّعَ أَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُمْ مِنْ خِلَافٍ
Diyanet Meali:(Allah’a ve Resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası); ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, (yahut o yerden sürülmeleridir).
5:38وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُوا أَيْدِيَهُمَا جَزَاءً بِمَا كَسَبَا
Diyanet Meali:Yaptıklarına bir karşılık olmak üzere hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini kesin.
5:46وَقَفَّيْنَا عَلَىٰ آثَارِهِمْ بِعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ التَّوْرٰيةِ
Diyanet Meali:O peygamberlerin izleri üzere Meryem oğlu İsa’yı, önündeki Tevrat’ı doğrulayıcı olarak gönderdik.
5:46وَآتَيْنَاهُ الْإِنْجِيلَ فِيهِ هُدًى وَنُورٌ وَمُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ التَّوْرٰيةِ
Diyanet Meali:Ona, içerisinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat’ı doğrulayan İncil’i verdik.
5:48وَأَنْزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ الْكِتَابِ
Diyanet Meali:(Ey Muhammed!) Sana da o Kitab’ı (Kur’an’ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı olarak indirdik.
5:64وَقَالَتِ الْيَهُودُ يَدُ اللَّهِ مَغْلُولَةٌ غُلَّتْ أَيْدِيهِمْ وَلُعِنُوا بِمَا قَالُوا
Diyanet Meali:Bir de Yahudiler, “Allah’ın eli bağlıdır” dediler. Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve lânete uğrasınlar!
5:64وَقَالَتِ الْيَهُودُ يَدُ اللَّهِ مَغْلُولَةٌ غُلَّتْ أَيْدِيهِمْ
Diyanet Meali:Bir de Yahudiler, “Allah’ın eli bağlıdır” dediler. (Söylediklerinden ötürü) kendi elleri bağlansın…
5:64بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِ يُنْفِقُ كَيْفَ يَشَاءُ
Diyanet Meali:Hayır, O’nun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir.
5:94يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَيَبْلُوَنَّكُمُ اللَّهُ بِشَيْءٍ مِنَ الصَّيْدِ تَنَالُهُ أَيْدِيكُمْ
Diyanet Meali:Ey iman edenler! Andolsun, Allah sizleri, ellerinizin (ve mızraklarınızın) erişebileceği av(lar) ile elbette deneyecek…
6:7وَلَوْ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ كِتَابًا فِي قِرْطَاسٍ فَلَمَسُوهُ بِأَيْدِيهِمْ لَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُبِينٌ
Diyanet Meali:(Ey Muhammed!) Eğer sana kâğıda yazılı bir kitap indirseydik, onlar da elleriyle ona dokunsalardı, yine o inkâr edenler, “Bu, apaçık büyüden başka bir şey değildir” diyeceklerdi. *
6:92وَهَٰذَا كِتَابٌ أَنْزَلْنَاهُ مُبَارَكٌ مُصَدِّقُ الَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ
Diyanet Meali:İşte bu (Kur’an) da, bereket kaynağı, kendinden öncekileri (ilâhî kitapları) tasdik eden (ve şehirler anasını ve bütün çevresini uyarasın diye) indirdiğimiz bir kitaptır.
6:93وَلَوْ تَرَىٰ إِذِ الظَّالِمُونَ فِي غَمَرَاتِ الْمَوْتِ وَالْمَلَائِكَةُ بَاسِطُو أَيْدِيهِمْ
Diyanet Meali:Zalimlerin şiddetli ölüm sancıları içinde çırpındığı; meleklerin, ellerini uzatmış, (“Haydi canlarınızı kurtarın! Allah’a karşı doğru olmayanı söylediğiniz, ve O’nun âyetlerinden kibirlenerek yüz çevirdiğiniz için bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılacaksınız” diyecekleri) zaman hâllerini bir görsen!
7:17ثُمَّ لَآتِيَنَّهُمْ مِنْ بَيْنِ أَيْدِيهِمْ وَمِنْ خَلْفِهِمْ
Diyanet Meali:“Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, (sağlarından ve sollarından) sokulacağım…”
7:57وَهُوَ الَّذِي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِهِ
Diyanet Meali:O, rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir.
7:108وَنَزَعَ يَدَهُ فَإِذَا هِيَ بَيْضَاءُ لِلنَّاظِرِينَ
Diyanet Meali:Elini (koynundan) çıkardı. Bir de ne görsünler o, bakanlar için, bembeyaz olmuş. *
7:124لَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ
Diyanet Meali:“Mutlaka sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim…”
7:149وَلَمَّا سُقِطَ فِي أَيْدِيهِمْ وَرَأَوْا أَنَّهُمْ قَدْ ضَلُّوا قَالُوا لَئِنْ لَمْ يَرْحَمْنَا رَبُّنَا وَيَغْفِرْ لَنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ
Diyanet Meali:İsrailoğulları (yaptıklarına) pişman olup, gerçekten sapmış olduklarını görünce, “Eğer Rabbimiz bize acımaz ve bizi bağışlamazsa, mutlaka ziyana uğrayanlardan oluruz” dediler. *
7:195أَلَهُمْ أَرْجُلٌ يَمْشُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ أَيْدٍ يَبْطِشُونَ بِهَا
Diyanet Meali:Onların yürüyecek ayakları mı var? Yahut tutacak elleri mi var?
8:51ذَٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيكُمْ
Diyanet Meali:(Ey kâfirler!) Bu, sizin ellerinizin önceden yaptığının karşılığıdır.
8:70قُلْ لِمَنْ فِي أَيْدِيكُمْ مِنَ الْأَسْرَىٰ إِنْ يَعْلَمِ اللَّهُ فِي قُلُوبِكُمْ خَيْرًا يُؤْتِكُمْ خَيْرًا مِمَّا أُخِذَ مِنْكُمْ
Diyanet Meali:Ey Peygamber! Elinizdeki esirlere söyle: Eğer Allah, kalplerinizde (iman, ihlâs, iyi niyet gibi) bir hayır (olduğunu) bilirse, sizden alınan fidyeden daha hayırlısını size verir…
9:14قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللَّهُ بِأَيْدِيكُمْ
Diyanet Meali:Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin…
9:29حَتَّىٰ يُعْطُوا الْجِزْيَةَ عَنْ يَدٍ وَهُمْ صَاغِرُونَ
Diyanet Meali:(Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah’ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslâm’ı din edinmeyen kimselerle), küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar (savaşın).
9:52وَنَحْنُ نَتَرَبَّصُ بِكُمْ أَنْ يُصِيبَكُمُ اللَّهُ بِعَذَابٍ مِنْ عِنْدِهِ أَوْ بِأَيْدِينَا
Diyanet Meali:“Biz de, Allah’ın kendi katından veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz.”
9:67يَأْمُرُونَ بِالْمُنْكَرِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمَعْرُوفِ وَيَقْبِضُونَ أَيْدِيَهُمْ
Diyanet Meali:(Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir, birbirlerinin benzeridir). Kötülüğü emredip iyiliği yasaklarlar, ellerini de sıkı tutarlar.
10:37وَمَا كَانَ هَٰذَا الْقُرْآنُ أَنْ يُفْتَرَىٰ مِنْ دُونِ اللَّهِ وَلَٰكِنْ تَصْدِيقَ الَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ
Diyanet Meali:Bu Kur’an, Allah’tan (indirilmiş olup) başkası tarafından uydurulmamıştır.  Fakat o, kendinden öncekileri doğrulayıcı … olarak, indirilmiştir.
11:70فَلَمَّا رَأَىٰ أَيْدِيَهُمْ لَا تَصِلُ إِلَيْهِ نَكِرَهُمْ وَأَوْجَسَ مِنْهُمْ خِيفَةً
Diyanet Meali:Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı içinde bir korku duydu.
12:31فَلَمَّا رَأَيْنَهُ أَكْبَرْنَهُ وَقَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ وَقُلْنَ حَاشَ لِلَّهِ
Diyanet Meali:Kadınlar Yûsuf’u görünce, onu pek büyüttüler ve şaşkınlıkla ellerini kestiler. “Hâşâ! Allah için, (bu bir insan değil, ancak şerefli bir melektir)” dediler.
12:50ارْجِعْ إِلَىٰ رَبِّكَ فَاسْأَلْهُ مَا بَالُ النِّسْوَةِ اللَّاتِي قَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ
Diyanet Meali:“Efendine dön de, ellerini kesen o kadınların derdi ne idi, diye sor.”
12:111مَا كَانَ حَدِيثًا يُفْتَرَىٰ وَلَٰكِنْ تَصْدِيقَ الَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ
Diyanet Meali:Kur’an, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden …dir.
13:11لَهُ مُعَقِّبَاتٌ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ يَحْفَظُونَهُ مِنْ أَمْرِ اللَّهِ
Diyanet Meali:İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah’ın emriyle onu korurlar.
14:9جَاءَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَرَدُّوا أَيْدِيَهُمْ فِي أَفْوَاهِهِمْ
Diyanet Meali:Onlara peygamberleri mucizeler getirdiler de onlar (öfkeden parmaklarını ısırmak için) ellerini ağızlarına götürdüler…
17:29وَلَا تَجْعَلْ يَدَكَ مَغْلُولَةً إِلَىٰ عُنُقِكَ وَلَا تَبْسُطْهَا كُلَّ الْبَسْطِ
Diyanet Meali:Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma.
18:57وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنْ ذُكِّرَ بِآيَاتِ رَبِّهِ فَأَعْرَضَ عَنْهَا وَنَسِيَ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ
Diyanet Meali:Kim, kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren ve elleriyle yaptığını unutandan daha zalimdir?
19:64وَمَا نَتَنَزَّلُ إِلَّا بِأَمْرِ رَبِّكَ لَهُ مَا بَيْنَ أَيْدِينَا وَمَا خَلْفَنَا
Diyanet Meali:(Cebrail, şöyle dedi:) “Biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzdekiler, arkamızdakiler (ve bunlar arasındakiler) hep O’nundur.”
20:22وَاضْمُمْ يَدَكَ إِلَىٰ جَنَاحِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ
Diyanet Meali:“(Sana büyük mucizelerimizden birini daha göstermemiz için) elini koynuna sok ki (bir başka mucize olarak, alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir hâlde çıksın.”
20:71فَلَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ
Diyanet Meali:“Şimdi andolsun, sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim…”
20:110يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يُحِيطُونَ بِهِ عِلْمًا
Diyanet Meali:O, önlerindekini ve arkalarındakini (dünyadaki ve ahiretteki durumlarını) bilir. Onların bilgisi ise Rahmân’ı kuşatamaz. *
21:28يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يَشْفَعُونَ إِلَّا لِمَنِ ارْتَضَىٰ
Diyanet Meali:Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de (yaptıklarını da yapacaklarını da) bilir. Onlar, O’nun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler…
22:10ذَٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ يَدَاكَ وَأَنَّ اللَّهَ لَيْسَ بِظَلَّامٍ لِلْعَبِيدِ
Diyanet Meali: (Ona), “İşte bu kendi ellerinin önceden işledikleri yüzündendir. Allah, kesinlikle kullara zulmedici değildir” (denir.) *
22:76يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الْأُمُورُ
Diyanet Meali:Onların önlerindekini de (yaptıklarını da), arkalarındakini de (yapacaklarını da) bilir. Bütün işler hep Allah’a döndürülür. *
23:88قُلْ مَنْ بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ يُجِيرُ وَلَا يُجَارُ عَلَيْهِ
Diyanet Meali:De ki: “(Eğer biliyorsanız söyleyin:) Her şeyin hükümranlığı elinde olan, kendisi koruyan, kendisine karşı korunulamaz olan kimdir?”
24:24يَوْمَ تَشْهَدُ عَلَيْهِمْ أَلْسِنَتُهُمْ وَأَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Diyanet Meali:İşlemiş oldukları günahtan dolayı dillerinin, ellerinin ve ayaklarının kendi aleyhlerine şahitlik edecekleri günde (onlara çok büyük bir azap vardır). *
24:40ظُلُمَاتٌ بَعْضُهَا فَوْقَ بَعْضٍ إِذَا أَخْرَجَ يَدَهُ لَمْ يَكَدْ يَرَاهَا
Diyanet Meali:Karanlıklar üstüne karanlıklar. İnsan, elini çıkarsa neredeyse onu bile göremez.
25:27وَيَوْمَ يَعَضُّ الظَّالِمُ عَلَىٰ يَدَيْهِ يَقُولُ يَا لَيْتَنِي اتَّخَذْتُ مَعَ الرَّسُولِ سَبِيلًا
Diyanet Meali:O gün zalim kimse, (çaresizlik içinde) ellerini ısırıp şöyle diyecektir: “Ne olurdu ben de peygamberle beraber aynı yolu tutsaydım!” *
25:48وَهُوَ الَّذِي أَرْسَلَ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِهِ
Diyanet Meali:O, rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderendir.
26:33وَنَزَعَ يَدَهُ فَإِذَا هِيَ بَيْضَاءُ لِلنَّاظِرِينَ
Diyanet Meali:Elini koynundan çıkardı, bir de ne görsünler, bakanlara bembeyaz olmuş. *
26:49لَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ
Diyanet Meali:“Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim…”
27:12وَأَدْخِلْ يَدَكَ فِي جَيْبِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ
Diyanet Meali:“Elini koynuna sok, kusursuz bembeyaz olarak çıksın.”
27:63وَمَنْ يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِهِ
Diyanet Meali:Ve rahmetinin önünden rüzgârları bir müjdeci olarak gönderen mi?
28:32اسْلُكْ يَدَكَ فِي جَيْبِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ
Diyanet Meali:“Elini koynuna sok. (Alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir hâlde çıksın.”
28:47وَلَوْلَا أَنْ تُصِيبَهُمْ مُصِيبَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ
Diyanet Meali:Kendi yaptıkları sebebiyle başlarına bir musibet gelip de, (“Ey Rabbimiz! Bize bir Peygamber gönderseydin de âyetlerine uysaydık ve mü’minlerden olsaydık” diyecek olmasalardı, seni peygamber olarak göndermezdik).
30:36وَإِنْ تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ إِذَا هُمْ يَقْنَطُونَ
Diyanet Meali:(İnsanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinirler.) Eğer kendi işledikleri şeyler sebebiyle başlarına bir kötülük gelirse, bir de bakarsın ki ümitsizliğe düşerler.
30:41ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ
Diyanet Meali:İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır.
34:9أَفَلَمْ يَرَوْا إِلَىٰ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ مِنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ
Diyanet Meali:Onlar, önlerindeki ve arkalarındaki (kendilerini dört bir yandan kuşatan) göğe ve yere bakmadılar mı?
34:12وَمِنَ الْجِنِّ مَنْ يَعْمَلُ بَيْنَ يَدَيْهِ بِإِذْنِ رَبِّهِ
Diyanet Meali:Cinlerden de Rabbinin izniyle onun önünde çalışanlar vardı.
34:31وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَنْ نُؤْمِنَ بِهَٰذَا الْقُرْآنِ وَلَا بِالَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ
Diyanet Meali:İnkâr edenler, “Biz bu Kur’an’a da ondan önceki kitaplara da asla inanmayız” dediler.
34:46إِنْ هُوَ إِلَّا نَذِيرٌ لَكُمْ بَيْنَ يَدَيْ عَذَابٍ شَدِيدٍ
Diyanet Meali:“O, şiddetli bir azaptan önce sizin için ancak bir uyarıcıdır.”
35:31وَالَّذِي أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ هُوَ الْحَقُّ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ
Diyanet Meali:(Ey Muhammed!) Sana vahyettiğimiz kitap (Kur’an), kendinden öncekini tasdik eden hak kitaptır.
36:9وَجَعَلْنَا مِنْ بَيْنِ أَيْدِيهِمْ سَدًّا وَمِنْ خَلْفِهِمْ سَدًّا
Diyanet Meali:Biz, onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çektik…
36:35لِيَأْكُلُوا مِنْ ثَمَرِهِ وَمَا عَمِلَتْهُ أَيْدِيهِمْ أَفَلَا يَشْكُرُونَ
Diyanet Meali:Meyvelerinden yesinler diye (biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık). Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi? *
36:45وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اتَّقُوا مَا بَيْنَ أَيْدِيكُمْ وَمَا خَلْفَكُمْ
Diyanet Meali:Onlara, “Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden (dünya ve ahirette göreceğiniz azaplardan) sakının (ki size merhamet edilsin”) denildiğinde (yüz çevirirler).
36:65الْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَىٰ أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ
Diyanet Meali:O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur…
36:71أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا خَلَقْنَا لَهُمْ مِمَّا عَمِلَتْ أَيْدِينَا أَنْعَامًا
Diyanet Meali:Görmediler mi ki, biz onlar için, ellerimizin (kudretimizin) eseri olan hayvanlar yarattık da (onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar).
36:83فَسُبْحَانَ الَّذِي بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Diyanet Meali:Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. *
38:44وَخُذْ بِيَدِكَ ضِغْثًا فَاضْرِبْ بِهِ وَلَا تَحْنَثْ
Diyanet Meali:“Eline bir demet sap al ve onunla vur, yeminini bozma.” 
38:45وَاذْكُرْ عِبَادَنَا إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ أُولِي الْأَيْدِي
Diyanet Meali:(Ey Muhammed!) Güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim’i, İshak’ı ve Yakub’u da an. *
38:75قَالَ يَا إِبْلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَنْ تَسْجُدَ لِمَا خَلَقْتُ بِيَدَيَّ
Diyanet Meali:Allah, “Ey İblis! Ellerimle yarattığıma saygı ile eğilmekten seni ne alıkoydu?” dedi.
41:14إِذْ جَاءَتْهُمُ الرُّسُلُ مِنْ بَيْنِ أَيْدِيهِمْ وَمِنْ خَلْفِهِمْ
Diyanet Meali:Hani onlara peygamberler önlerinden ve arkalarından  gelmişti…
41:25وَقَيَّضْنَا لَهُمْ قُرَنَاءَ فَزَيَّنُوا لَهُمْ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ
Diyanet Meali:Biz onların başına birtakım arkadaşlar sardık da bu arkadaşlar onlara geçmişlerini ve geleceklerini süslü gösterdiler.
41:42لَا يَأْتِيهِ الْبَاطِلُ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَلَا مِنْ خَلْفِهِ
Diyanet Meali:Ona ne önünden ne de ardından batıl gelemez.
42:30وَمَا أَصَابَكُمْ مِنْ مُصِيبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ أَيْدِيكُمْ
Diyanet Meali:Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir.
42:48وَإِنْ تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ فَإِنَّ الْإِنْسَانَ كَفُورٌ
Diyanet Meali:Ama elleriyle yaptıkları işler yüzünden onlara bir kötülük dokunursa, o zaman da insan pek nankördür.
46:21وَاذْكُرْ أَخَا عَادٍ إِذْ أَنْذَرَ قَوْمَهُ بِالْأَحْقَافِ وَقَدْ خَلَتِ النُّذُرُ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ
Diyanet Meali:Kendisinden önce ve sonra uyarıcıların gelip geçmiş olan Âd kavminin kardeşini (Hûd’u) hatırla. Hani Ahkâf’taki kavmini uyarmıştı.
46:30إِنَّا سَمِعْنَا كِتَابًا أُنْزِلَ مِنْ بَعْدِ مُوسَىٰ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ
Diyanet Meali:“Şüphesiz biz, Mûsâ’dan sonra indirilen, kendinden önceki kitapları doğrulayan, (gerçeğe ve doğru yola ileten) bir kitap dinledik.”
48:10إِنَّ الَّذِينَ يُبَايِعُونَكَ إِنَّمَا يُبَايِعُونَ اللَّهَ يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْدِيهِمْ
Diyanet Meali:Sana bîat edenler ancak Allah’a bîat etmiş olurlar.  Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir.
48:10إِنَّمَا يُبَايِعُونَ اللَّهَ يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْدِيهِمْ
Diyanet Meali:(Sana bîat edenler) ancak Allah’a bîat etmiş olurlar.  Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir.
48:20فَعَجَّلَ لَكُمْ هَٰذِهِ وَكَفَّ أَيْدِيَ النَّاسِ عَنْكُمْ
Diyanet Meali:(Allah, size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir). Şimdilik bunu size hemen vermiş ve insanların ellerini sizden çekmiştir.
48:24وَهُوَ الَّذِي كَفَّ أَيْدِيَهُمْ عَنْكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ عَنْهُمْ بِبَطْنِ مَكَّةَ
Diyanet Meali:O, Mekke’nin göbeğinde, (sizi onlara karşı üstün kıldıktan sonra), onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekendir.
48:24وَهُوَ الَّذِي كَفَّ أَيْدِيَهُمْ عَنْكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ عَنْهُمْ
Diyanet Meali:O, (Mekke’nin göbeğinde, sizi onlara karşı üstün kıldıktan sonra), onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekendir.
49:1يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيِ اللَّهِ وَرَسُولِهِ
Diyanet Meali:Ey iman edenler! Allah’ın ve Peygamberinin önüne geçmeyin.
57:12يَوْمَ تَرَى الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ يَسْعَىٰ نُورُهُمْ بَيْنَ أَيْدِيهِمْ
Diyanet Meali:Mü’min erkeklerle mü’min kadınların nurlarının, önlerinde (ve sağlarında) koştuğunu göreceğin gün…
57:29وَأَنَّ الْفَضْلَ بِيَدِ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ
Diyanet Meali:Ve lütfun, Allah’ın elinde olduğunu, onu dilediği kimseye vereceğini (bilsinler). Allah, büyük lütuf sahibidir.
58:12إِذَا نَاجَيْتُمُ الرَّسُولَ فَقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيْ نَجْوَاكُمْ صَدَقَةً
Diyanet Meali:Ey iman edenler! Peygamber ile baş başa konuşacağınız zaman, baş başa konuşmanızdan önce bir sadaka verin.
58:13أَأَشْفَقْتُمْ أَنْ تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيْ نَجْوَاكُمْ صَدَقَاتٍ
Diyanet Meali:Baş başa konuşmanızdan önce sadakalar vermekten çekindiniz mi?
59:2يُخْرِبُونَ بُيُوتَهُمْ بِأَيْدِيهِمْ وَأَيْدِي الْمُؤْمِنِينَ
Diyanet Meali:Öyle ki, evlerini hem kendi elleriyle, hem de mü’minlerin elleriyle yıkıyorlardı.
59:2يُخْرِبُونَ بُيُوتَهُمْ بِأَيْدِيهِمْ وَأَيْدِي الْمُؤْمِنِينَ
Diyanet Meali:Öyle ki, evlerini hem kendi elleriyle, hem de mü’minlerin elleriyle yıkıyorlardı.
60:2إِنْ يَثْقَفُوكُمْ يَكُونُوا لَكُمْ أَعْدَاءً وَيَبْسُطُوا إِلَيْكُمْ أَيْدِيَهُمْ
Diyanet Meali:Şâyet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman olurlar, size ellerini (ve dillerini kötülükle) uzatırlar…
60:12وَلَا يَأْتِينَ بِبُهْتَانٍ يَفْتَرِينَهُ بَيْنَ أَيْدِيهِنَّ وَأَرْجُلِهِنَّ
Diyanet Meali:(Ey Peygamber! Mü’min kadınlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek), elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek,  (hiçbir iyi işte sana karşı gelmemek konusunda sana biat etmek üzere geldikleri zaman, biatlarını kabul et…)
61:6إِنِّي رَسُولُ اللَّهِ إِلَيْكُمْ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيَّ مِنَ التَّوْرَاةِ
Diyanet Meali:“Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı (ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici olarak gönderdiği) peygamberiyim.”
62:7وَلَا يَتَمَنَّوْنَهُ أَبَدًا بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمِينَ
Diyanet Meali:Ama onlar, daha evvel yaptıklarından dolayı asla ölümü istemezler. Allah, zalimleri hakkıyla bilir. *
66:8نُورُهُمْ يَسْعَىٰ بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِمْ
Diyanet Meali:Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider.
67:1تَبَارَكَ الَّذِي بِيَدِهِ الْمُلْكُ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. *
72:27فَإِنَّهُ يَسْلُكُ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ رَصَدًا
Diyanet Meali:Fakat O, Resûlün önünde ve arkasında gözetleyici (melek)ler yürütür…
78:40إِنَّا أَنْذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنْظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ
Diyanet Meali:Şüphesiz biz sizi, kişinin önceden elleriyle yaptıklarına bakacağı (ve inkârcının, “Keşke toprak olaydım!” diyeceği) günde gerçekleşecek olan yakın bir azaba karşı uyardık.
80:15بِأَيْدِي سَفَرَةٍ
Diyanet Meali:Yazıcı meleklerin elinde…*
111:1تَبَّتْ يَدَا أَبِي لَهَبٍ وَتَبَّ
Diyanet Meali:Ebû Leheb’in elleri kurusun. Zaten kurudu. *