KÖK HARFLER: ط ب ق
ANLAM:
طَبَقَ : Kolu yanına yapışık olmak, uzanmaz olmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
طَبِقَ (geniş zaman يَطْبَقُ mastar isim طَبَقٌ ve طَبْقٌ):
طَبِقَتْ يَدُهُ : Kolu yanına yapışıktı ve uzanmazdı.
اَطْبَقَ الشَّىْءَ : O şeyi kapladı.
اَطْبَقْتُ الرَّحَى : Üstteki değirmen taşını alttakinin üzerine koydum.
اَطْبَقُوا عَلَى الْاَمْرِ : O iş üzerinde anlaşma sağladılar.
طَابَقَ بَيْنَ قَمِيصَيْنِ : Biri diğerinin üstünde olmak üzere iki tane gömlek giydi.
طَبْقٌ : Ölçüsü bakımından başka bir şeye denk olan bir şey ki kapak gibi ikincisinin tüm haddini kaplar. Bu onun temel anlamıdır (çoğul hali اَطْبَاقٌ); bir tabak veya kap; toprağın bir katmanı veya tabakası; bir kat; Cehennem veya Cennetin bir hali; bir uzvun herhangi bir eklemi; toplu bir sayıda insan veya bir insan yığını; bir insan soyu; gecenin ve gündüzün temel bir kısmı; bir hal veya durum; zorluk, badire.
هٰذَا الشَّىْءُ طِبْقُ هٰذَا وَ طِبَاقُهُ : Bu şey, ölçü, boyut, nitelik veya benzeri bakımından bunun eşi veya benzeridir.
جَائَتِ الْاِبِلُ طَبَقًا وَاحِدًا : Develer tek bir sıra halinde birbiri ardına geldi.
بَنَاتُ طَبَقٍ : Felaketler.
طِبَاقٌ (tekili: طَبَقٌ): Kat kat olanlar, katlar. Kat kat yapma.
طِبَاقُ الْاَرْضِ : Toprak üzerinde olan.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
طَبَقٌ | isim | 2 | Hal, tavır, vaziyet | 84/19 |
طِبَاقٌ | isim | 2 | Kat kat olanlar, kat (çoğul) | 67/3 |
| Toplam | 4 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Benzer Manada Kelimeler
- طَبَّقَ (a)
- طَبَّقَ (b)
- أَطْبَقَ
- دَاهَمَ > bak: د ه م
- هَجَمَ
- هَاجَمَ
- طَبَقٌ
- طَبَقَةٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Tıbk (Tıpkı) | طِبْق | Aynısı, tıpkısı, tam aslı, tam kendisi. |
Tıbâk | طِبَاق | 1: Uyma, uygunluk. 2: Tabakalar. |
Tabak | طَبَق | 1: İnce kat. 2: Yemek kabı. |
Tabaka | طَبَقَة | Kat. |
Tabakât | طَبَقَات | Tabakalar. |
Tatbîk | تَطْبِيق | 1: Kıyas ve tahmin etmek. 2: Benzetme, uydurma. |
Mutabbak | مُطَبَّق | Kapak gibi kapanmış. |
Mutâbık | مُطَابِق | Birbirine uyan, aralarında anlaşmazlık olmayan. |
Mutâbakat | مُطَابَقَة | Uyuşma, anlaşma, uzlaşma. |
İtbâk | إِطْبَاق | Kaplamak. Kapamak. Kapaklamak. |
Tetâbuk | تَطَابُق | Mutabık olmak. |
İntibâk | اِنْطِبَاق | Uyma. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
طَبَقٌ : İsim.
84:19 | لَتَرْكَبُنَّ طَبَقًا عَنْ طَبَقٍ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz siz hâlden hâle geçeceksiniz. * |
84:19 | لَتَرْكَبُنَّ طَبَقًا عَنْ طَبَقٍ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz siz hâlden hâle geçeceksiniz. * |
طِبَاقٌ : İsim.
67:3 | الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا |
Diyanet Meali: | O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. |
71:15 | أَلَمْ تَرَوْا كَيْفَ خَلَقَ اللَّهُ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا |
Diyanet Meali: | Görmediniz mi, Allah yedi göğü tabaka tabaka nasıl yaratmıştır?’ * |