KÖK HARFLER: خ ب ث
ANLAM:
خَبُثَ : Kötü olmak; (bir kişi) bayağı, berbat, ahlaksız, namussuz, düzenbaz veya fettan olmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
خَبُثَ (geniş zamanlı يَخْبُثُ mastar ismi خُبْثٌ veya خَبَاثَةٌ): O şey kötüydü ya da o hale geldi; o kişi bayağı, berbat, ahlaksız, namussuz, düzenbaz veya fettandı ya da o hale geldi.
خَبُثَتْ رَائِحَتُهُ : O şeyin kokusu kötü, pis veya berbattı ya da o hale geldi.
خَبُثَتْ نَفْسُهُ : Fikren ahlaksızlaştı.
خَبُثَ بِهَا : O kadınla zina etti.
خَبِيثٌ : Kötü; bayağı, iğrenç veya berbat; ahlaksız, zina eden kimse veya aldatan kimse veya iftiracı, cenabet, kirli veya iffetsiz; haram; iğrenç namussuz, nahoş.
خَبِيثُ النَّفْسِ : Berbat, midesi ağırlaşmış. (Çoğulu: خُبُثٌ ve خُبَثَاءُ)
خَبِيثَةٌ : kötü, ahlaksız veya namussuz kadın veya nitelik veya mizaç; kötü veya kabahatli bir eylem.
اُمُّ الْخَبَائِثِ : Kötülüklerin anası, şarap (alkollü içki) manasına gelmektedir.
اَلْخَبَائِثُ : Arapların kirli veya murdar veya pis olarak gördükleri ve yemedikleri şeyleri de belirtmektedir (çoğul).
اَللّٰهُمَّ اِنِّى اَعُوذُ بِكَ مِنَ الْخُبْثِ وَالْخَبَائِثِ : Ey Allah’ım, kötü düşüncelerden ve kötü alışkanlıklardan Sana sığınırım.
الْخَبِيث ve الطَّيِّب ile münafık ve halis mümin (muhlis) kastedilmektedir: (3/179).
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama | |
خَبُثَ | fiil-I | 1 | Çirkin, pis oldu; kıymetsiz, verimsiz oldu | 7/58 | |
خَبِيثٌ | isim | 9 | Düşük, hoşa gitmeyen | 24/26 | |
خَبِيثَةٌ | isim | 6 | Düşük, hoşa gitmeyen (müennes) | 14/26 | Kırık Çoğulu: خَبَائِثُ |
Toplam | 16 |
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- خَبُثَ
- خُبْثٌ
- خَبِيثٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Habîs | خَبِيث | 1: Kötü, alçak, soysuz (kimse). 2: Kötücül (bazı hastalıklar veya urlar) | Çoğul: Hubesâ, Habese |
Habîse | خَبِيثَة | Fena huy, fena hal. | Çoğul: Habâis |
Habâset | خَبَاثَة | Kötülük, alçaklık. |
|
Hubs | خُبْث | Kötülük, fenalık, yaramazlık. |
|
Habs | خَبْث | Murdar, pis. Çirkin. |
|
Ahbes | أَخْبَث | Pek çok pis, daha murdar. En habis, berbad. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
خَبُثَ : Fiil-I.
7:58 | وَالَّذِي خَبُثَ لَا يَخْرُجُ إِلَّا نَكِدًا |
Diyanet Meali: | (Toprağı) kötü ve elverişsiz olandan ise, faydasız bitkiden başkası çıkmaz. |
خَبِيثٌ : İsim.
2:267 | وَلَا تَيَمَّمُوا الْخَبِيثَ مِنْهُ تُنْفِقُونَ |
Diyanet Meali: | (Kendinizin göz yummadan alıcısı olmayacağınız) bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın. |
3:179 | مَا كَانَ اللَّهُ لِيَذَرَ الْمُؤْمِنِينَ عَلَىٰ مَا أَنْتُمْ عَلَيْهِ حَتَّىٰ يَمِيزَ الْخَبِيثَ مِنَ الطَّيِّبِ |
Diyanet Meali: | Allah, pisi temizden ayırıncaya kadar mü’minleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir. |
4:2 | وَآتُوا الْيَتَامَىٰ أَمْوَالَهُمْ وَلَا تَتَبَدَّلُوا الْخَبِيثَ بِالطَّيِّبِ |
Diyanet Meali: | Yetimlere mallarını verin. Temizi pis olanla (helâli haramla) değişmeyin. |
5:100 | قُلْ لَا يَسْتَوِي الْخَبِيثُ وَالطَّيِّبُ |
Diyanet Meali: | (Ey Muhammed!) De ki: “Pis ile temiz bir olmaz. |
5:100 | وَلَوْ أَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَبِيثِ |
Diyanet Meali: | Pisin çokluğu hoşuna gitse bile. |
8:37 | لِيَمِيزَ اللَّهُ الْخَبِيثَ مِنَ الطَّيِّبِ |
Diyanet Meali: | Allah, pis olanı temizden ayırmak için (böyle yapar). |
8:37 | وَيَجْعَلَ الْخَبِيثَ بَعْضَهُ عَلَىٰ بَعْضٍ فَيَرْكُمَهُ جَمِيعًا |
Diyanet Meali: | (Allah,) pis olanların hepsini birbiri üstüne koyup yığarak (cehenneme koymak için böyle yapar). |
24:26 | الْخَبِيثَاتُ لِلْخَبِيثِينَ وَالْخَبِيثُونَ لِلْخَبِيثَاتِ |
Diyanet Meali: | Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler de kötü kadınlara lâyıktır. |
24:26 | الْخَبِيثَاتُ لِلْخَبِيثِينَ وَالْخَبِيثُونَ لِلْخَبِيثَاتِ |
Diyanet Meali: | Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler de kötü kadınlara lâyıktır. |
خَبِيثَةٌ : İsim. Müennes. Kurallı Bayan Çoğulu: خَبِيثَاتٌ Kırık Çoğulu: خَبَائِثُ Müzekkeri: خَبِيثٌ
7:157 | وَيُحِلُّ لَهُمُ الطَّيِّبَاتِ وَيُحَرِّمُ عَلَيْهِمُ الْخَبَائِثَ |
Diyanet Meali: | Onlara iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar. |
14:26 | وَمَثَلُ كَلِمَةٍ خَبِيثَةٍ |
Diyanet Meali: | Kötü bir sözün durumu … |
14:26 | كَشَجَرَةٍ خَبِيثَةٍ اجْتُثَّتْ مِنْ فَوْقِ الْأَرْضِ |
Diyanet Meali: | …yerden koparılmış kötü bir ağacın durumu gibidir. |
21:74 | وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْقَرْيَةِ الَّتِي كَانَتْ تَعْمَلُ الْخَبَائِثَ |
Diyanet Meali: | Ve onu çirkin işler yapan memleketten kurtardık. |
24:26 | الْخَبِيثَاتُ لِلْخَبِيثِينَ |
Diyanet Meali: | Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler de kötü kadınlara lâyıktır. |
24:26 | وَالْخَبِيثُونَ لِلْخَبِيثَاتِ |
Diyanet Meali: | Kötü kadınlar, kötü erkeklere |