س ر ي

KÖK HARFLER: س ر ي

ANLAM: 

سَرَى : Geceleyin veya gece vakti seyahat ya da yolculuk etmek.

AÇIKLAMA:

سُرَى : Gece yola gitmek, yolculuk etmek veya yürümek. Fiil olarak “gece yola gitti, yolculuk etti veya yürüdü” anlamında سَرَى ve أَسْرَى şekillerinde kullanılır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ : Geceleyin ailenle birlikte yola çık (11/81). Yine şöyle buyurmuştur: سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَى بِعَبْدِهِ لَيْلاً مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَهُ : Bir gece, kulu Muhammedi, Mescid-i Haramdan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksaya götüren O zatın şanı ne yücedir! (17/1).

Bir görüşe göre, أَسْرَى fiili سَرَى-يَسْرِي lafzından gelmez. Aksine, “geniş arazi parçası” anlamına gelen سَرَاةٌ kelimesinden gelir. Aslı vavlıdır. Bu bakımdan أَسْرَى fiili “Filan kişi جَبَلٌ’e (dağa) vardı, gitti” anlamına gelen أَجْبَلَ ve “Filan kişi تِهَامَة’ye (Tihame’ye) vardı, gitti veya geldi” anlamına gelen أَتْهَم fiilleri gibidir. Yüce Allah’ın şu sözüne gelince: سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَى بِعَبْدِهِ : Kulunu götüren O Zatın şanı ne yücedir! (17/1). Yani “kulunu geniş bir arazi parçasında (سَرَاةٌ) götüren…”

سَرَاةٌ : Her türlü şeyin en üst kısmı. “Güneşin biraz yükselerek günün ilerlemesi” anlamındaki سَرَاةُ النَّهَار kullanımı buradan gelir.

Yüce Allah’ın şu sözüne gelince: قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِيًّا : Rabbin alt tarafında bir seriyy var etti (19/24). Yani “gece akıp giden (يَسْرِي) bir nehir…”

Şöyle denmiştir: Bilakis bu سَرِىٌّ kelimesi “rıfat, yükseklik veya yüksek” anlamına gelen سَرْو kelimesinden gelir. Mesela “Yüce veya yüksek bir paye ya da vaziyet, asalet, saygınlık, onur veya şeref ile bir arada bulunan bir eli açıklığa, cömertliğe sahip adam” anlamında رَجُلٌ سَرِيٌّ denir. Ayrıca söylendiğine göre Yüce Allah burada Hazreti İsa’ya (a.s.) ve ona has kıldığı سَرْوَةٌ’e (yüce veya yüksek bir paye ya da vaziyet, asalet, saygınlık, onur veya şeref ile bir arada bulunan bir eli açıklığa, cömertliğe) işaret etmiştir.

“Üzerimden elbiseyi çekip çıkardım” anlamında سَرَوْتُ الثَّوْبَ عَنِّي denir.

سَرَوْتُ الْجُلَّ عنِ الْفَرَسِ : Çulu atın üstünden attım.

Şöyle denmiştir: رَجُلٌ سَرِيٌّ kullanımı buradan gelir. Bununla sanki, مُتَدَثِّرٌ ve مُتَزَمِّلٌ ve زُمَّيْلٌ kelimelerinde ifade edilenin aksine “onun elbisesini çekip çıkardığı” söylenmek istenir.

“Gece yola giden, yolculuk eden veya yürüyen topluluğa”, “gece geçen veya giden (تَسْرِي) buluta” ve “sütuna” سَارِيَةٌ denir. (Müfredât)

DİĞER BAZI TÜREVLER:

سَرَى (geniş zaman يَسْرِى mastar isim سُرًى ve مَسْرًى):

سَرَى اَوْ سَارَ لَيْلًا : Geceleyin veya gece vakti seyahat ya da yolculuk etti.

سَرَى فِيهِ السَّمُّ : Zehir içine süzüldü.

سَرَى هَمُّهُ : Endişesi uçup gitti.

سَارَ بِهِ ya da سَرَى بِهِ ya da اَسْرَى بِهِ : Geceleyin veya gece vakti onu seyahat ya da yolculuk ettirdi; geceleyin onunla seyahat etti, geceleyin onu götürdü ya da onu taşıdı.
سَرِىٌّ : Bir dere veya çay; hurma ağaçlarına doğru akan bir dere.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
سَرَى fiil-I 1 Geçip gitti, çıktı 89/4
أَسْرَى fiil-IV 6 Gece yürüyüşüne çıktı, geceleyin yürüdü 17/1
سَرِيٌّ isim 1 Seyyid, efendi, şerif; küçük nehir, çay 19/24

Toplam 8

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

  • سَرَى
  • سَرِيٌّ (a)
  • سَرِيٌّ (b)
    • فَقِيرٌ > bak: ف ق ر
    • مُمْلِقٌ > bak: م ل ق
    • مُعْوَزٌ

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

İsrâ’ إِسْرَاء 1: Yürütmek, göndermek. 2: Gece seferi yapmak.
Sârî سَارِى Başkasına geçen, geçici.
Sirâyet سِرَايَة Yayılmak, bulaşmak, geçmek.
Seriyye سَرِيَّة Düşman üzerine gönderilen süvari müfrezesi.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

سَرَى : Fiil-I.

89:4وَاللَّيْلِ إِذَا يَسْرِ
Diyanet Meali:Geçip giden geceye andolsun (ki, müşrikler azaba uğrayacaklardır). *

أَسْرَى : Fiil-IV. 

11:81فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ اللَّيْلِ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ أَحَدٌ
Diyanet Meali:Geceleyin bir vakitte aileni al götür. İçinizden kimse ardına bakmasın.
15:65فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ اللَّيْلِ وَاتَّبِعْ أَدْبَارَهُمْ
Diyanet Meali:“Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından git.”
17:1سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَىٰ بِعَبْدِهِ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الْأَقْصَى الَّذٖى بَارَكْنَا حَوْلَهُ
Diyanet Meali:Kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir.
20:77وَلَقَدْ أَوْحَيْنَا إِلَىٰ مُوسَىٰ أَنْ أَسْرِ بِعِبَادِي
Diyanet Meali:(Firavun’un imana yanaşmaması üzerine) Mûsâ’ya, “Kullarımı (İsrailoğullarını) geceleyin (Mısır’dan) yürütüp çıkar.” diye vahyettik.
26:52وَأَوْحَيْنَا إِلَىٰ مُوسَىٰ أَنْ أَسْرِ بِعِبَادِي إِنَّكُمْ مُتَّبَعُونَ
Diyanet Meali:Biz Mûsâ’ya, “Kullarımı geceleyin yola çıkar, muhakkak ki takip edileceksiniz” diye vahyettik. *
44:23فَأَسْرِ بِعِبَادِي لَيْلًا إِنَّكُمْ مُتَّبَعُونَ
Diyanet Meali:Allah da şöyle dedi: “O hâlde kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz.” *

سَرِيٌّ : İsim.

19:24فَنَادَاهَا مِنْ تَحْتِهَا أَلَّا تَحْزَنِي قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِيًّا
Diyanet Meali:Bunun üzerine (Cebrail) ağacın altından ona şöyle seslendi: “Üzülme, Rabbin senin alt tarafında bir dere akıttı.” *