خ ل ق

KÖK HARFLER:  ت ب ع

ANLAM: 

خَلَقَ: 

1: Yaratmak, yoktan var etmek. 

2: Bir şeye şekil vermek, şekillendirmek. Bir şeyi ölçmek ya da o şeyin ölçüsünü, oranını belirlemek. 

3: Uydurdmak, yalan söylemek, iftira atmak.

 خَلِقَ – خَلُقَ : Eskimek, yıpranmak.

خَلُقَ : Uymak, uygun, münasip olmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

خَلَقَ (geniş zamanlı يَخْلُقُ mastar ismi  خَلْقٌ):

خَلَقَ : Anlamları: (1) Yarattı, eşsiz olarak ve yoktan var etti, ibda’ etti. (Eşyayı bu surette, eşsiz, benzersiz, yoktan var edip yaratmak ancak Allah Teâlâya mahsustur. Bu vecihle, âyetlerde bu manada varid (söylenmiş) olan fiiller, Allah Teâlâ için müspet, başkaları için menfîdir.) (2) Tasvir etti, şekil verdi. (3) Uydurdu, yalan söyledi, iftira attı, hurafe ileri sürdü.

خَلَقَهُ : O şeyi ölçtü ya da o şeyin ölçüsünü veya oranını belirledi.

خَلَقَ الْاَدِيمَ : Ona bir kesim vermek adına postu ölçtü ya da oranladı.

خَلَقَ النَّعْلَ : Mestin ölçüsünü belirledi.

خَلَقَ اللّٰهُ الشَّىْءَ : O şey yok iken Allah (c.c.) o şeyi var etti.

حَدَّثَنَا فُلَانٌ بِاَحَادِيثِ الْخَلْقِ : Böyle biri bize hayali masallar veya hikayeler aktardı.

خَلَقَ الثَّوْبُ : Elbise eskidi ve yıprandı.

خَلَقَهُ : O şeyi düzgün, muntazam veya dengeli kıldı.

خَلْقٌ : Yapı veya ebat, vb.

رَجُلٌ تَامُّ الْخَلْقِ : Yapı veya ebat açısından eksiksiz veya mükemmel bir adam.

خَلْقٌ din manasına da gelmektedir.

خُلُقٌ ve خُلْقٌ (çoğul hali اَخْلَاقٌ ) : Anlamları: (1) Doğa, doğal mizaç; (2) doğuştan gelen yetenek; (3) ahlak; (4) gelenek; (5) huy, tavır; (6) din; (7) yalan; (8) insanlık; (9) nezaket; (10) erlik.

خَلْقٌ bir insanın fiziksel yapısıdır ve خُلُقٌ içsel yapısı yani ahlakıdır.

خَالِقٌ (ismi fail) : Deri ve benzeri şeylerde bir işçi; yaratıcı; meydana getiren.

اَلْخَالِقُ Allah’ın (c.c.) vasıflarından birisidir.

اَلْخَلَّاقُ (pekiştirilmiş bir sıfat): Hakkıyla Yaratan; ya da her şeyin Yaratıcısı.

خَلَقَ veya اِخْتَلَقَ bir yalan uydurdu, manasına gelmektedir.

اِخْتِلَاقٌ : Uydurulmuş bir yalan; iftira; bir yalan uydurma; bir uydurma.

خَلَاقٌ : Bir nasip, pay, hayırlı veya hakkaniyetli bir nasip veya pay, tam veya eksiksiz bir hayır nasibi veya payı; din.

لَا خَلَاقَ لَهُ : Dinde ne hayırlı ne de hakkaniyetli olana dair bir eğilimi yoktur.

مُخَلَّقَةٌ : İsmi mef ‘ul olup düzeltilmiş, tesviye edilmiş, biçimlendirilmiş manasındadır.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
خَلَقَ fiil-I 184 Yarattı. 113/2
خَلْقٌ isim 52 Yaratma, mahluk, yaratılmış, halk 30/22
خَالِقٌ isim 12 Mucit, icat eden, yaratan 13/16
خَلَّاقٌ isim 2 Mucit, icat eden, yaratan (mübalağa sigası) 36/81
مُخَلَّقَةٌ isim 2 Düzeltilmiş, biçimlendirilmiş (Müennes) 22/5
اِخْتِلَاقٌ isim 1 İftira atma, uydurma, yalan düzme 38/7
خُلُقٌ isim 2 Seciye, karakter, huy, tabiat, ahlak 68/4
خَلَاقٌ isim 6 Nasip, pay, hisse 3/77

Toplam 261

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

AÇIKLAMA:

HALK ile CEBL kelimeleri arasındaki fark

( ج ب ل – خ ل ق )

Yaratılış manasındaki “cebl”, “halk” etmenin öncesindedir. (Farklar Sözlüğü 410) O yüzden cibilliyet dediğimiz yaratılışları, fıtratı ve kökleşmiş huyları değiştirmek mümkün olmamaktadır. Çünkü bunlar kişinin halk edilmesinden önce kalıbına dökülmüş olan unsurlardır. Bknz: ( ج ب ل )

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Halk خَلْق Yaratmak. İcad. Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ibda eylemek. İnsan topluluğu. İnsanlar. Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
Hulk خُلْق Huy. Ahlak. Tabiat. Yaratılıştan olan haslet.
Hâlik خَالِق Yaradan, Allah, Tanrı.
Mahlûk مَخْلُوق Yaratık. Yaratılan. Çoğul: Mahlûkât
Huluk خُلُق Huy. Tabiat. Ahlak.
Hallâk خَلَّاق Sürekli yaratan.
Halâk خَلَاق Nasib, hisse. Pay.
Halîka خَلِيقَة Tabiat, mahlukat. Çoğul: Halâik
Hilkat خِلْقَة Yaradılış, fıtrat. 
Ahlâk أَخْلَاق Huy, tabiat. İyi nitelikler, güzel huylar.
Tahlîk تَخْلِيق Yaratmak.
Tahalluk تَخَلُّق Ahlaklanmak. İyi huy edinmek.
İhtilâk اِخْتِلَاق Huy ve tabiat edinme.
Halayık ——— Kadın köle, cariye.

Halayık kelimesi, “1. canlı varlıklar, mahlukat, 2. hane halkı, hizmetçiler” anlamındaki halâik (خلائق) sözcüğünden gelmektedir. (Nişanyan Sözlük)  

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

خَلَقَ : Fiil-I. Meçhulü: خُلِقَ Meçhul Muzarisi: يُخْلَقُ

2:21يَا أَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُمْ وَالَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ
Diyanet Meali:Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet edin.
2:29هُوَ الَّذِي خَلَقَ لَكُمْ مَا فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا
Diyanet Meali:O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratandır.
2:228وَلَا يَحِلُّ لَهُنَّ أَنْ يَكْتُمْنَ مَا خَلَقَ اللَّهُ فِي أَرْحَامِهِنَّ
Diyanet Meali:(Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa), Allah’ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri onlara helâl olmaz.
3:47قَالَ كَذَٰلِكِ اللَّهُ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Allah, “Öyle ama, Allah dilediğini yaratır.” dedi.
3:49أَنِّي أَخْلُقُ لَكُمْ مِنَ الطِّينِ كَهَيْئَةِ الطَّيْرِ فَأَنْفُخُ فِيهِ فَيَكُونُ طَيْرًا بِإِذْنِ اللَّهِ
Diyanet Meali:“Ben çamurdan kuş şeklinde bir şey yapar, ona üflerim. O da Allah’ın izniyle hemen kuş oluverir.”
3:59خَلَقَهُ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ قَالَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Diyanet Meali:Onu topraktan yarattı. Sonra ona “ol” dedi. O da hemen oluverdi.
3:191رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَٰذَا بَاطِلًا سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
Diyanet Meali:“Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru.”
4:1يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ
Diyanet Meali:Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan Rabbinize karşı gelmekten sakının.
4:1وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالًا كَثِيرًا وَنِسَاءً
Diyanet Meali:(Sizi bir tek nefisten yaratan) ve ondan da  eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan (Rabbinize karşı gelmekten sakının).
4:28يُرِيدُ اللَّهُ أَنْ يُخَفِّفَ عَنْكُمْ وَخُلِقَ الْإِنْسَانُ ضَعِيفًا
Diyanet Meali:Allah, sizden (yükümlülükleri) hafifletmek istiyor. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır. *
5:17يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:“Dilediğini yaratır. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.”
5:18بَلْ أَنْتُمْ بَشَرٌ مِمَّنْ خَلَقَ يَغْفِرُ لِمَنْ يَشَاءُ وَيُعَذِّبُ مَنْ يَشَاءُ
Diyanet Meali:“Hayır, siz de O’nun yarattıklarından bir beşersiniz.” (Allah) dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder.
5:110وَإِذْ تَخْلُقُ مِنَ الطِّينِ كَهَيْئَةِ الطَّيْرِ بِإِذْنِ
Diyanet Meali:Hani iznimle çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapıyordun…
6:1الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَ
Diyanet Meali:Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur.
6:2هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ طِينٍ ثُمَّ قَضَىٰ أَجَلًا
Diyanet Meali:O öyle bir Rab’dır ki, sizi çamurdan yaratmış, sonra (her birinize) bir ecel tayin etmiştir.
6:73وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ
Diyanet Meali:O, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak yaratandır.
6:94وَلَقَدْ جِئْتُمُونَا فُرَادَىٰ كَمَا خَلَقْنَاكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ
Diyanet Meali:Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geldiniz.
6:100وَجَعَلُوا لِلَّهِ شُرَكَاءَ الْجِنَّ وَخَلَقَهُمْ
Diyanet Meali:Bir de cinleri Allah’a birtakım ortaklar yaptılar. Oysa onları O yarattı.
6:101أَنَّىٰ يَكُونُ لَهُ وَلَدٌ وَلَمْ تَكُنْ لَهُ صَاحِبَةٌ وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:O’nun bir eşi olmadığı hâlde, nasıl bir çocuğu olabilir? Hâlbuki her şeyi O yarattı.
7:11وَلَقَدْ خَلَقْنَاكُمْ ثُمَّ صَوَّرْنَاكُمْ ثُمَّ قُلْنَا لِلْمَلَائِكَةِ اسْجُدُوا لِآدَمَ
Diyanet Meali:Andolsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” dedik.
7:12قَالَ مَا مَنَعَكَ أَلَّا تَسْجُدَ إِذْ أَمَرْتُكَ قَالَ أَنَا خَيْرٌ مِنْهُ خَلَقْتَنِي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ طِينٍ
Diyanet Meali:Allah, “Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?” dedi. (O da) “Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın” dedi. *
7:12قَالَ أَنَا خَيْرٌ مِنْهُ خَلَقْتَنِي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ طِينٍ
Diyanet Meali:(O da) “Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın” dedi.
7:54إِنَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ
Diyanet Meali:Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan Allah’tır.
7:181وَمِمَّنْ خَلَقْنَا أُمَّةٌ يَهْدُونَ بِالْحَقِّ وَبِهِ يَعْدِلُونَ
Diyanet Meali:Yarattıklarımızdan, hakka sarılarak doğru yolu gösteren ve hak ile adaleti gerçekleştiren bir topluluk vardır. *
7:185أَوَلَمْ يَنْظُرُوا فِي مَلَكُوتِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا خَلَقَ اللَّهُ مِنْ شَيْءٍ
Diyanet Meali:Onlar göklerdeki ve yerdeki sınırsız hükümranlık ve nizama , Allah’ın yarattığı her şeye, … hiç bakmadılar mı?
7:189هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَجَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا لِيَسْكُنَ إِلَيْهَا
Diyanet Meali:Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan  var edendir.
7:191أَيُشْرِكُونَ مَا لَا يَخْلُقُ شَيْئًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ
Diyanet Meali:Hiçbir şeyi yaratamayan, kendileri yaratılan şeyleri Allah’a ortak mı koşuyorlar? *
7:191أَيُشْرِكُونَ مَا لَا يَخْلُقُ شَيْئًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ
Diyanet Meali:Hiçbir şeyi yaratamayan, kendileri yaratılan şeyleri Allah’a ortak mı koşuyorlar? *
9:36إِنَّ عِدَّةَ الشُّهُورِ عِنْدَ اللَّهِ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا فِي كِتَابِ اللَّهِ يَوْمَ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ
Diyanet Meali:Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir.
10:3إِنَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ
Diyanet Meali:Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan Allah’tır.
10:5مَا خَلَقَ اللَّهُ ذَٰلِكَ إِلَّا بِالْحَقِّ يُفَصِّلُ الْآيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ
Diyanet Meali:Allah, bunları (boş yere değil) ancak gerçek ile (hikmeti gereğince) yaratmıştır. O, âyetlerini, bilen bir topluma ayrı ayrı açıklamaktadır.
10:6إِنَّ فِي اخْتِلَافِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمَا خَلَقَ اللَّهُ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَآيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَّقُونَ
Diyanet Meali:Şüphesiz gece ve gündüzün ard arda değişmesinde, Allah’ın göklerde ve yeryüzünde yarattığı şeylerde, Allah’a karşı gelmekten sakınan bir toplum için pek çok deliller vardır. *
11:7وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ
Diyanet Meali:O, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratandır.
11:119إِلَّا مَنْ رَحِمَ رَبُّكَ وَلِذَٰلِكَ خَلَقَهُمْ
Diyanet Meali:Fakat Rabbinin merhamet ettikleri müstesna, onlar ihtilafa devam edeceklerdir. Zaten onları bunun için yarattı.
13:16أَمْ جَعَلُوا لِلَّهِ شُرَكَاءَ خَلَقُوا كَخَلْقِهِ فَتَشَابَهَ الْخَلْقُ عَلَيْهِمْ
Diyanet Meali:“Yoksa Allah’a, O’nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma ile Allah’ın yaratması onlara göre birbirine mi benzedi?”
14:19أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ
Diyanet Meali:Allah’ın, gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattığını görmedin mi?
14:32اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ
Diyanet Meali:Allah, gökleri ve yeri yaratandır.
15:26وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ مِنْ حَمَإٍ مَسْنُونٍ
Diyanet Meali:Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık. *
15:27وَالْجَانَّ خَلَقْنَاهُ مِنْ قَبْلُ مِنْ نَارِ السَّمُومِ
Diyanet Meali:Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık. *
15:33قَالَ لَمْ أَكُنْ لِأَسْجُدَ لِبَشَرٍ خَلَقْتَهُ مِنْ صَلْصَالٍ مِنْ حَمَإٍ مَسْنُونٍ
Diyanet Meali:İblis dedi ki: “Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş balçıktan yarattığın insan için saygı ile eğilemem.” *
15:85وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا إِلَّا بِالْحَقِّ
Diyanet Meali:Biz, gökleri, yeri ve her ikisi arasında bulunanları ancak hakka ve hikmete uygun olarak yarattık.
16:3خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ تَعَالَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ
Diyanet Meali:Allah, gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattı. O, müşriklerin ortak koştukları şeylerden yücedir. *
16:4خَلَقَ الْإِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٌ مُبِينٌ
Diyanet Meali:İnsanı nutfeden (bir damla sudan) yarattı. Böyle iken bakarsın ki o, Rabbine açık bir hasım kesilmiştir. *
16:5وَالْأَنْعَامَ خَلَقَهَا لَكُمْ فِيهَا دِفْءٌ وَمَنَافِعُ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَ
Diyanet Meali:Hayvanları da yarattı. Onlarda sizin için bir ısınma ve birçok faydalar vardır. Hem de onlardan yersiniz. *
16:8وَالْخَيْلَ وَالْبِغَالَ وَالْحَمِيرَ لِتَرْكَبُوهَا وَزِينَةً وَيَخْلُقُ مَا لَا تَعْلَمُونَ
Diyanet Meali:Hem binesiniz diye, hem de süs olarak atları, katırları ve merkepleri de yarattı. Bilemeyeceğiniz daha nice şeyleri de yaratır. *
16:17أَفَمَنْ يَخْلُقُ
Diyanet Meali:Şu hâlde yaratan, (yaratamayan gibi olur mu)?
16:17كَمَنْ لَا يَخْلُقُ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Diyanet Meali:(Şu hâlde yaratan), yaratamayan gibi olur mu? Artık siz düşünmez misiniz?
16:20وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ لَا يَخْلُقُونَ شَيْئًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ
Diyanet Meali:Allah’ı bırakıp da taptıkları şeyler, yaratılmış olduklarına göre hiçbir şey yaratamazlar. *
16:20وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ لَا يَخْلُقُونَ شَيْئًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ
Diyanet Meali:Allah’ı bırakıp da taptıkları şeyler, yaratılmış olduklarına göre hiçbir şey yaratamazlar. *
16:48أَوَلَمْ يَرَوْا إِلَىٰ مَا خَلَقَ اللَّهُ مِنْ شَيْءٍ يَتَفَيَّأُ ظِلَالُهُ عَنِ الْيَمِينِ وَالشَّمَائِلِ سُجَّدًا لِلَّهِ وَهُمْ دَاخِرُونَ
Diyanet Meali:Allah’ın yarattığı şeyleri görmüyorlar mı? Onların gölgeleri Allah’a secde ederek ve tevazu ile boyun eğerek sağa ve sola dönmektedir. *
16:70وَاللَّهُ خَلَقَكُمْ ثُمَّ يَتَوَفَّاكُمْ
Diyanet Meali:Allah, sizi yarattı. Sonra sizi öldürecek.
16:81وَاللَّهُ جَعَلَ لَكُمْ مِمَّا خَلَقَ ظِلَالًا وَجَعَلَ لَكُمْ مِنَ الْجِبَالِ أَكْنَانًا
Diyanet Meali:Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı ve dağlarda da sizin için barınaklar var etti.
17:61فَسَجَدُوا إِلَّا إِبْلِيسَ قَالَ أَأَسْجُدُ لِمَنْ خَلَقْتَ طِينًا
Diyanet Meali:Onlar da saygı ile eğilmişlerdi. Yalnız İblis saygı ile eğilmemiş, “Hiç ben, çamur hâlinde yarattığın kimse için saygı ile eğilir miyim?” demişti.
17:70وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلَىٰ كَثِيرٍ مِمَّنْ خَلَقْنَا تَفْضِيلًا
Diyanet Meali:Ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.
17:99أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّ اللَّهَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ قَادِرٌ عَلَىٰ أَنْ يَخْلُقَ مِثْلَهُمْ
Diyanet Meali:Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın kendileri gibilerini yaratmaya kadir olduğunu görmediler mi?
17:99أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّ اللَّهَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ قَادِرٌ عَلَىٰ أَنْ يَخْلُقَ مِثْلَهُمْ
Diyanet Meali:Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın kendileri gibilerini yaratmaya kadir olduğunu görmediler mi?
18:37قَالَ لَهُ صَاحِبُهُ وَهُوَ يُحَاوِرُهُ أَكَفَرْتَ بِالَّذِي خَلَقَكَ مِنْ تُرَابٍ
Diyanet Meali:Arkadaşı, ona cevap vererek dedi ki: “Seni topraktan … yaratan Allah’ı inkâr mı ediyorsun?”
18:48لَقَدْ جِئْتُمُونَا كَمَا خَلَقْنَاكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ
Diyanet Meali:“Andolsun, sizi ilk önce yarattığımız gibi bize geldiniz.”
19:9وَقَدْ خَلَقْتُكَ مِنْ قَبْلُ وَلَمْ تَكُ شَيْئًا
Diyanet Meali:“Nitekim daha önce, hiçbir şey değil iken seni de yarattım.”
19:67أَوَلَا يَذْكُرُ الْإِنْسَانُ أَنَّا خَلَقْنَاهُ مِنْ قَبْلُ وَلَمْ يَكُ شَيْئًا
Diyanet Meali:İnsan, daha önce hiçbir şey değil iken kendisini yarattığımızı düşünmez mi? *
20:4تَنْزِيلًا مِمَّنْ خَلَقَ الْأَرْضَ وَالسَّمَاوَاتِ الْعُلَى
Diyanet Meali:(O) yüksek gökleri yaratanın katından peyderpey indirilmiştir. *
20:55مِنْهَا خَلَقْنَاكُمْ وَفِيهَا نُعِيدُكُمْ وَمِنْهَا نُخْرِجُكُمْ تَارَةً أُخْرَىٰ
Diyanet Meali:(Ey insanlar!) Sizi topraktan yarattık, (ölümünüzle) sizi oraya döndüreceğiz ve sizi bir kere daha oradan çıkaracağız. *
21:16وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاءَ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لَاعِبِينَ
Diyanet Meali:Biz yeri, göğü ve arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık. *
21:33وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ
Diyanet Meali:O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır.
21:37خُلِقَ الْإِنْسَانُ مِنْ عَجَلٍ سَأُرِيكُمْ آيَاتِي فَلَا تَسْتَعْجِلُونِ
Diyanet Meali:İnsan çok aceleci (tez canlı) yaratılmıştır. Size yakında âyetlerimi göstereceğim.  Şimdi acele etmeyin. *
22:5إِنْ كُنْتُمْ فِي رَيْبٍ مِنَ الْبَعْثِ فَإِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ تُرَابٍ
Diyanet Meali:Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan …. yarattık.
22:73إِنَّ الَّذِينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ لَنْ يَخْلُقُوا ذُبَابًا وَلَوِ اجْتَمَعُوا لَهُ
Diyanet Meali:Sizin Allah’tan başka taptıklarınız bir sinek dahi yaratamazlar, hepsi bunun için toplansalar bile.
23:12وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ مِنْ سُلَالَةٍ مِنْ طِينٍ
Diyanet Meali:Andolsun, biz insanı, çamurdan (süzülmüş) bir özden yarattık. *
23:14ثُمَّ خَلَقْنَا النُّطْفَةَ عَلَقَةً
Diyanet Meali:Sonra bu az suyu “alaka”  hâline getirdik.
23:14فَخَلَقْنَا الْعَلَقَةَ مُضْغَةً
Diyanet Meali:Alakayı da “mudga”  yaptık.
23:14فَخَلَقْنَا الْمُضْغَةَ عِظَامًا فَكَسَوْنَا الْعِظَامَ لَحْمًا
Diyanet Meali:Bu “mudga”yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik.
23:17وَلَقَدْ خَلَقْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعَ طَرَائِقَ وَمَا كُنَّا عَنِ الْخَلْقِ غَافِلِينَ
Diyanet Meali:Andolsun, biz sizin üzerinizde yedi  yol yarattık.  Biz yarattıklarımızdan habersiz değiliz. *
23:91إِذًا لَذَهَبَ كُلُّ إِلَٰهٍ بِمَا خَلَقَ وَلَعَلَا بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Öyle olsaydı, her ilâh kendi yarattığını alır götürür ve mutlaka birbirlerine üstün gelmeye çalışırlardı.
23:115أَفَحَسِبْتُمْ أَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثًا وَأَنَّكُمْ إِلَيْنَا لَا تُرْجَعُونَ
Diyanet Meali:“Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?” *
24:45وَاللَّهُ خَلَقَ كُلَّ دَابَّةٍ مِنْ مَاءٍ
Diyanet Meali:Allah, bütün canlıları sudan yarattı.
24:45وَمِنْهُمْ مَنْ يَمْشِي عَلَىٰ أَرْبَعٍ يَخْلُقُ اللَّهُ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Kimisi dört ayak üzerinde yürür. Allah, dilediğini yaratır.
25:2وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ فَقَدَّرَهُ تَقْدِيرًا
Diyanet Meali:O, her şeyi yaratmış ve yarattığı o şeyleri bir ölçüye göre takdir etmiştir.
25:3وَاتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ آلِهَةً لَا يَخْلُقُونَ شَيْئًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ
Diyanet Meali:(İnkâr edenler), Allah’ı bırakıp hiçbir şey yaratmayan ve zaten kendileri yaratılmış olan ilâhlar edindiler.
25:3وَاتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ آلِهَةً لَا يَخْلُقُونَ شَيْئًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ
Diyanet Meali:(İnkâr edenler), Allah’ı bırakıp hiçbir şey yaratmayan ve zaten kendileri yaratılmış olan ilâhlar edindiler.
25:49لِنُحْيِيَ بِهِ بَلْدَةً مَيْتًا وَنُسْقِيَهُ مِمَّا خَلَقْنَا أَنْعَامًا وَأَنَاسِيَّ كَثِيرًا
Diyanet Meali:Ölü toprağı canlandıralım, yarattıklarımızdan birçok hayvanları ve insanları sulayalım diye…
25:54وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ مِنَ الْمَاءِ بَشَرًا فَجَعَلَهُ نَسَبًا وَصِهْرًا
Diyanet Meali:O, sudan bir insan yaratıp ondan soy sop ve hısımlık meydana getirendir.
25:59الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ
Diyanet Meali:Gökleri ve yeryüzünü ve ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratandır.
26:78الَّذِي خَلَقَنِي فَهُوَ يَهْدِينِ
Diyanet Meali:“O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir.” *
26:166وَتَذَرُونَ مَا خَلَقَ لَكُمْ رَبُّكُمْ مِنْ أَزْوَاجِكُمْ بَلْ أَنْتُمْ قَوْمٌ عَادُونَ
Diyanet Meali:“Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyorsunuz. Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz.” *
26:184وَاتَّقُوا الَّذِي خَلَقَكُمْ وَالْجِبِلَّةَ الْأَوَّلِينَ
Diyanet Meali:“Sizi ve önceki nesilleri yaratana karşı gelmekten sakının.” *
27:60أَمَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَأَنْزَلَ لَكُمْ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً
Diyanet Meali:Yahut gökleri ve yeri yaratan ve size gökten yağmur indiren mi?
28:68وَرَبُّكَ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَيَخْتَارُ
Diyanet Meali:Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer.
29:17إِنَّمَا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْثَانًا وَتَخْلُقُونَ إِفْكًا
Diyanet Meali:“Siz, Allah’ı bırakarak ancak putlara tapıyorsunuz ve yalan uyduruyorsunuz.”
29:44خَلَقَ اللَّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَةً لِلْمُؤْمِنِينَ
Diyanet Meali:Allah, gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. İşte bunda inananlar için bir ibret vardır. *
29:61وَلَئِنْ سَأَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ
Diyanet Meali:Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı, güneşi ve ayı hizmetinize kim verdi?” diye soracak olsan mutlaka, “Allah” diyeceklerdir.
30:8مَا خَلَقَ اللَّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا إِلَّا بِالْحَقِّ وَأَجَلٍ مُسَمًّى
Diyanet Meali:Hem Allah, gökler ile yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için yaratmıştır.
30:20وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ إِذَا أَنْتُمْ بَشَرٌ تَنْتَشِرُونَ
Diyanet Meali:Sizi topraktan yaratması, O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Sonra bir de gördünüz ki siz beşer olmuş (çoğalıp) yayılıyorsunuz. *
30:21وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ أَنْفُسِكُمْ أَزْوَاجًا لِتَسْكُنُوا إِلَيْهَا
Diyanet Meali:Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması … (da O’nun varlığının ve kudretinin delillerindendir).
30:40اللَّهُ الَّذِي خَلَقَكُمْ ثُمَّ رَزَقَكُمْ ثُمَّ يُمِيتُكُمْ ثُمَّ يُحْيِيكُمْ
Diyanet Meali:Allah, sizi yaratan, sonra size rızık veren, sonra sizi öldürecek ve daha sonra da diriltecek olandır.
30:54اللَّهُ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ ضَعْفٍ ثُمَّ جَعَلَ مِنْ بَعْدِ ضَعْفٍ قُوَّةً
Diyanet Meali:Allah, sizi güçsüz olarak yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından bir güç verendir.
30:54ثُمَّ جَعَلَ مِنْ بَعْدِ قُوَّةٍ ضَعْفًا وَشَيْبَةً يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Sonra gücün ardından bir güçsüzlük ve yaşlılık verendir. O, dilediğini yaratır.
31:10خَلَقَ السَّمَاوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا
Diyanet Meali:Allah, gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı.
31:11هَٰذَا خَلْقُ اللَّهِ فَأَرُونِي مَاذَا خَلَقَ الَّذِينَ مِنْ دُونِهِ
Diyanet Meali:İşte Allah’ın yarattıkları! Haydi, Allah’ı bırakıp da taptıklarınızın yarattığını bana gösterin!
31:25وَلَئِنْ سَأَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ
Diyanet Meali:Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka “Allah” derler.
32:4اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ
Diyanet Meali:Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratandır.
32:7الَّذِي أَحْسَنَ كُلَّ شَيْءٍ خَلَقَهُ وَبَدَأَ خَلْقَ الْإِنْسَانِ مِنْ طِينٍ
Diyanet Meali:O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı. *
35:11وَاللَّهُ خَلَقَكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ جَعَلَكُمْ أَزْوَاجًا
Diyanet Meali:Allah, sizi önce topraktan, sonra da az bir sudan (meniden) yarattı. Sonra sizi (erkekli dişili) eşler yaptı.
35:40أَرُونِي مَاذَا خَلَقُوا مِنَ الْأَرْضِ أَمْ لَهُمْ شِرْكٌ فِي السَّمَاوَاتِ
Diyanet Meali:“Gösterin bana, onlar yerden ne yaratmışlardır?” Yoksa onların göklerde bir ortaklıkları mı var?”
36:36سُبْحَانَ الَّذِي خَلَقَ الْأَزْوَاجَ كُلَّهَا مِمَّا تُنْبِتُ الْأَرْضُ وَمِنْ أَنْفُسِهِمْ وَمِمَّا لَا يَعْلَمُونَ
Diyanet Meali:Yerin bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve (daha) bilemedikleri (nice) şeylerden, bütün çiftleri yaratanın şanı yücedir. *
36:42وَخَلَقْنَا لَهُمْ مِنْ مِثْلِهِ مَا يَرْكَبُونَ
Diyanet Meali:Biz, onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler yarattık. *
36:71أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا خَلَقْنَا لَهُمْ مِمَّا عَمِلَتْ أَيْدِينَا أَنْعَامًا فَهُمْ لَهَا مَالِكُونَ
Diyanet Meali:Görmediler mi ki, biz onlar için, ellerimizin (kudretimizin) eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar. *
36:77أَوَلَمْ يَرَ الْإِنْسَانُ أَنَّا خَلَقْنَاهُ مِنْ نُطْفَةٍ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٌ مُبِينٌ
Diyanet Meali:İnsan, bizim, kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir. *
36:81أَوَلَيْسَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِقَادِرٍ عَلَىٰ أَنْ يَخْلُقَ مِثْلَهُمْ
Diyanet Meali:Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi?
36:81أَوَلَيْسَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِقَادِرٍ عَلَىٰ أَنْ يَخْلُقَ مِثْلَهُمْ
Diyanet Meali:Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi?
37:11فَاسْتَفْتِهِمْ أَهُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمْ مَنْ خَلَقْنَا
Diyanet Meali:(Ey Muhammed!) Şimdi sen onlara sor: “Kendilerini yaratmak mı daha zor, yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı?”
37:11إِنَّا خَلَقْنَاهُمْ مِنْ طِينٍ لَازِبٍ
Diyanet Meali:Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık.
37:96وَاللَّهُ خَلَقَكُمْ وَمَا تَعْمَلُونَ
Diyanet Meali:“Oysa Allah sizi de, yaptığınız şeyleri de yaratmıştır.” *
37:150أَمْ خَلَقْنَا الْمَلَائِكَةَ إِنَاثًا وَهُمْ شَاهِدُونَ
Diyanet Meali:Yoksa biz melekleri dişi olarak yaratmışız da onlar şahid mi bulunuyorlarmış? *
38:27وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاءَ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا بَاطِلًا
Diyanet Meali:Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık.
38:75قَالَ يَا إِبْلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَنْ تَسْجُدَ لِمَا خَلَقْتُ بِيَدَيَّ
Diyanet Meali:Allah, “Ey İblis! Ellerimle yarattığıma saygı ile eğilmekten seni ne alıkoydu?” dedi.
38:76قَالَ أَنَا خَيْرٌ مِنْهُ خَلَقْتَنِي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ طِينٍ
Diyanet Meali:İblis, “Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın” dedi. *
38:76قَالَ أَنَا خَيْرٌ مِنْهُ خَلَقْتَنِي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ طِينٍ
Diyanet Meali:İblis, “Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın” dedi. *
39:4لَوْ أَرَادَ اللَّهُ أَنْ يَتَّخِذَ وَلَدًا لَاصْطَفَىٰ مِمَّا يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi, yarattıklarından dilediğini seçerdi.
39:5خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ
Diyanet Meali:Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır.
39:6خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ ثُمَّ جَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا
Diyanet Meali:O, sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan  eşini var etti.
39:6يَخْلُقُكُمْ فِي بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ خَلْقًا مِنْ بَعْدِ خَلْقٍ فِي ظُلُمَاتٍ ثَلَاثٍ
Diyanet Meali:Sizi annelerinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç (kat) karanlık içinde oluşturuyor.
39:38وَلَئِنْ سَأَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ
Diyanet Meali:Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan elbette, “Allah”, derler.
40:67هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ
Diyanet Meali:O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra “alaka”dan  yaratandır.
41:9قُلْ أَئِنَّكُمْ لَتَكْفُرُونَ بِالَّذِي خَلَقَ الْأَرْضَ فِي يَوْمَيْنِ وَتَجْعَلُونَ لَهُ أَنْدَادًا
Diyanet Meali:De ki: “Siz mi yeri iki günde (iki evrede) yaratanı inkâr ediyor ve O’na ortaklar koşuyorsunuz?”
41:15أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّ اللَّهَ الَّذِي خَلَقَهُمْ هُوَ أَشَدُّ مِنْهُمْ قُوَّةً
Diyanet Meali:Onlar, kendilerini yaratan Allah’ın onlardan daha güçlü olduğunu görmediler mi?
41:21وَهُوَ خَلَقَكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Diyanet Meali:“İlk defa sizi O yaratmıştı ve yine yalnızca O’na döndürülüyorsunuz.”
41:37وَاسْجُدُوا لِلَّهِ الَّذِي خَلَقَهُنَّ
Diyanet Meali:(Eğer gerçekten Allah’a kulluk ediyorsanız), onları yaratan Allah’a secde edin.
42:49لِلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ
Diyanet Meali:Göklerin ve yerin mülkü (hükümranlığı) Allah’ındır. O, dilediğini yaratır.
43:9وَلَئِنْ سَأَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ خَلَقَهُنَّ الْعَزِيزُ الْعَلِيمُ
Diyanet Meali:Andolsun, onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka, “Onları mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen (Allah) yarattı” diyeceklerdir. *
43:9وَلَئِنْ سَأَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ خَلَقَهُنَّ الْعَزِيزُ الْعَلِيمُ
Diyanet Meali:Andolsun, onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka, “Onları mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen (Allah) yarattı” diyeceklerdir. *
43:12وَالَّذِي خَلَقَ الْأَزْوَاجَ كُلَّهَا وَجَعَلَ لَكُمْ مِنَ الْفُلْكِ وَالْأَنْعَامِ مَا تَرْكَبُونَ
Diyanet Meali:O, bütün çiftleri yaratan, sizin için bindiğiniz gemileri ve hayvanları yaratandır. *
43:16أَمِ اتَّخَذَ مِمَّا يَخْلُقُ بَنَاتٍ وَأَصْفَاكُمْ بِالْبَنِينَ
Diyanet Meali:Yoksa, Allah, yarattıklarından kendisine kızlar edindi de, oğulları size mi seçip ayırdı? *
43:87وَلَئِنْ سَأَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَهُمْ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ فَأَنَّىٰ يُؤْفَكُونَ
Diyanet Meali:Andolsun, onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette, “Allah” derler. Öyleyken nasıl döndürülüyorlar? *
44:38وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لَاعِبِينَ
Diyanet Meali:Biz, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, eğlenmek için yaratmadık. *
44:39مَا خَلَقْنَاهُمَا إِلَّا بِالْحَقِّ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
Diyanet Meali:Biz onları ancak hak ve hikmete uygun olarak yarattık. Ama onların çoğu bilmiyorlar. *
45:22وَخَلَقَ اللَّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ وَلِتُجْزَىٰ كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ
Diyanet Meali:Allah, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak, herkese kazandığının karşılığı verilsin diye yaratmıştır.
46:3مَا خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا إِلَّا بِالْحَقِّ وَأَجَلٍ مُسَمًّى
Diyanet Meali:Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için yarattık. 
46:4قُلْ أَرَأَيْتُمْ مَا تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ أَرُونِي مَاذَا خَلَقُوا مِنَ الْأَرْضِ
Diyanet Meali:De ki: “Allah’ı bırakıp da taptıklarınızı gördünüz mü? Bana gösterin, yeryüzünden neyi yaratmışlardır?
46:33أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّ اللَّهَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَلَمْ يَعْيَ بِخَلْقِهِنَّ بِقَادِرٍ عَلَىٰ أَنْ يُحْيِيَ الْمَوْتَىٰ
Diyanet Meali:Gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmaktan yorulmayan Allah’ın, ölüleri diriltmeye gücünün yeteceğini görmediler mi?
49:13يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَأُنْثَىٰ وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا
Diyanet Meali:Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık.
50:16وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ
Diyanet Meali:Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz.
50:38وَلَقَدْ خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَمَا مَسَّنَا مِنْ لُغُوبٍ
Diyanet Meali:Andolsun, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde (altı evrede) yarattık. Bize bir yorgunluk da dokunmadı. *
51:49وَمِنْ كُلِّ شَيْءٍ خَلَقْنَا زَوْجَيْنِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
Diyanet Meali:Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli dişili) iki eş yarattık. *
51:56وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنْسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ
Diyanet Meali:Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. *
52:35أَمْ خُلِقُوا مِنْ غَيْرِ شَيْءٍ أَمْ هُمُ الْخَالِقُونَ
Diyanet Meali:Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar? *
52:36أَمْ خَلَقُوا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بَلْ لَا يُوقِنُونَ
Diyanet Meali:Yoksa, gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır, onlar kesin olarak inanmıyorlar. *
53:45وَأَنَّهُ خَلَقَ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْأُنْثَىٰ
Diyanet Meali:Şüphesiz O, iki eşi, erkeği ve dişiyi yaratmıştır. *
54:49إِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ
Diyanet Meali:Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık. *
55:3خَلَقَ الْإِنْسَانَ
Diyanet Meali:İnsanı yarattı. *
55:14خَلَقَ الْإِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ كَالْفَخَّارِ
Diyanet Meali:Allah, insanı pişmiş çamur gibi bir balçıktan yarattı. *
55:15وَخَلَقَ الْجَانَّ مِنْ مَارِجٍ مِنْ نَارٍ
Diyanet Meali:“Cin”i de yalın bir ateşten yarattı. *
56:57نَحْنُ خَلَقْنَاكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ
Diyanet Meali:Sizi biz yarattık. Hâlâ tasdik etmeyecek misiniz? *
56:59أَأَنْتُمْ تَخْلُقُونَهُ أَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ
Diyanet Meali:Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz? *
57:4هُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ
Diyanet Meali:O, gökleri ve yeri altı günde (altı evrede) yaratandır.
64:2هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ فَمِنْكُمْ كَافِرٌ وَمِنْكُمْ مُؤْمِنٌ
Diyanet Meali:O, sizi yaratandır. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mü’mindir.
64:3خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ وَصَوَّرَكُمْ فَأَحْسَنَ صُوَرَكُمْ
Diyanet Meali:Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı.
65:12اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ وَمِنَ الْأَرْضِ مِثْلَهُنَّ
Diyanet Meali:Allah, yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır.
67:2الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا
Diyanet Meali:O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır.
67:3الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا
Diyanet Meali:O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır.
67:14أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ
Diyanet Meali:Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır. *
70:19إِنَّ الْإِنْسَانَ خُلِقَ هَلُوعًا
Diyanet Meali:Şüphesiz insan çok hırslı ve sabırsız olarak yaratılmıştır. *
70:39كَلَّا إِنَّا خَلَقْنَاهُمْ مِمَّا يَعْلَمُونَ
Diyanet Meali:Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz biz onları kendilerinin de bildikleri şeyden (meniden) yarattık. *
71:14وَقَدْ خَلَقَكُمْ أَطْوَارًا
Diyanet Meali:Hâlbuki, O, sizi evrelerden geçirerek yaratmıştır. *
71:15أَلَمْ تَرَوْا كَيْفَ خَلَقَ اللَّهُ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا
Diyanet Meali:Görmediniz mi, Allah yedi göğü tabaka tabaka nasıl yaratmıştır? *
74:11ذَرْنِي وَمَنْ خَلَقْتُ وَحِيدًا
Diyanet Meali:Beni, yarattığım kişiyle baş başa bırak. *
75:38ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوَّىٰ
Diyanet Meali:Sonra bu, bir “alaka”  oldu. Derken Allah onu yaratıp güzelce şekillendirdi. *
76:2إِنَّا خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ أَمْشَاجٍ نَبْتَلِيهِ
Diyanet Meali:Şüphesiz biz insanı, karışım hâlindeki az bir sudan (meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz.
76:28نَحْنُ خَلَقْنَاهُمْ وَشَدَدْنَا أَسْرَهُمْ وَإِذَا شِئْنَا بَدَّلْنَا أَمْثَالَهُمْ تَبْدِيلًا
Diyanet Meali:Onları biz yarattık ve eklemlerini (birbirine) biz bağladık. Dilediğimizde (onları yok eder) yerlerine benzerlerini getiririz. *
77:20أَلَمْ نَخْلُقْكُمْ مِنْ مَاءٍ مَهِينٍ
Diyanet Meali:Biz sizi bayağı bir sudan (meniden) yaratmadık mı? *
78:8وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا
Diyanet Meali:Sizleri (erkekli dişili) eşler hâlinde yarattık. *
80:18مِنْ أَيِّ شَيْءٍ خَلَقَهُ
Diyanet Meali:Allah, onu hangi şeyden yarattı? *
80:19مِنْ نُطْفَةٍ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُ
Diyanet Meali:Az bir sudan (meniden). Onu yarattı ve ona ölçülü bir şekil verdi. *
82:7الَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّاكَ فَعَدَلَكَ
Diyanet Meali:Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan (cömert Rabbine karşı seni ne aldattı)? *
86:5فَلْيَنْظُرِ الْإِنْسَانُ مِمَّ خُلِقَ
Diyanet Meali:Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın. *
86:6خُلِقَ مِنْ مَاءٍ دَافِقٍ
Diyanet Meali:Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı. *
87:2الَّذِي خَلَقَ فَسَوَّىٰ
Diyanet Meali:O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır. *
88:17أَفَلَا يَنْظُرُونَ إِلَى الْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ
Diyanet Meali:Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! *
89:8الَّتِي لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِي الْبِلَادِ
Diyanet Meali:Şehirler içinde benzeri kurulmamış olan…*
90:4لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ فِي كَبَدٍ
Diyanet Meali:Biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık. *
92:3وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَالْأُنْثَىٰ
Diyanet Meali:Erkeği ve dişiyi yaratana andolsun ki, *
95:4لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ
Diyanet Meali:Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık. *
96:1اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ
Diyanet Meali:(1-2) Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak”dan yarattı. *
96:2خَلَقَ الْإِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ
Diyanet Meali:O, insanı “alak”dan yarattı. *
113:2مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ
Diyanet Meali:“Yarattığı şeylerin kötülüğünden … (sabah aydınlığının Rabbine sığınırım).” *

خَلْقٌ : İsim. 

2:164إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ 
Diyanet Meali:Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında…
3:190إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاخْتِلَافِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لَآيَاتٍ لِأُولِي الْأَلْبَابِ
Diyanet Meali:Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır. *
3:191وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَٰذَا بَاطِلًا
Diyanet Meali:Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın…” derler.
4:119وَلَآمُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ اللَّهِ
Diyanet Meali:“Yine onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.”
7:54أَلَا لَهُ الْخَلْقُ وَالْأَمْرُ تَبَارَكَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ
Diyanet Meali:Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın şanı yücedir.
7:69وَاذْكُرُوا إِذْ جَعَلَكُمْ خُلَفَاءَ مِنْ بَعْدِ قَوْمِ نُوحٍ وَزَادَكُمْ فِي الْخَلْقِ بَسْطَةً
Diyanet Meali:“Hatırlayın ki, Allah sizi Nûh kavminden sonra onların yerine getirdi ve sizi yaratılış itibariyle daha güçlü kıldı.”
10:4إِنَّهُ يَبْدَأُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ لِيَجْزِيَ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ بِالْقِسْطِ
Diyanet Meali:Şüphesiz O, başlangıçta yaratmayı yapar, sonra, iman edip salih ameller işleyenleri adaletle mükâfatlandırmak için onu (yaratmayı) tekrar eder.
10:34قُلْ هَلْ مِنْ شُرَكَائِكُمْ مَنْ يَبْدَأُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ
Diyanet Meali:De ki: “Allah’a koştuğunuz ortaklarınızdan, başlangıçta yaratmayı yapacak, sonra onu tekrarlayacak kimse var mı?”
10:34قُلِ اللَّهُ يَبْدَأُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ فَأَنَّىٰ تُؤْفَكُونَ
Diyanet Meali:De ki: “Allah, başlangıçta yaratmayı yapar, sonra onu tekrar eder. O hâlde, nasıl oluyor da (haktan) çevriliyorsunuz?”
13:5وَإِنْ تَعْجَبْ فَعَجَبٌ قَوْلُهُمْ أَإِذَا كُنَّا تُرَابًا أَإِنَّا لَفِي خَلْقٍ جَدِيدٍ
Diyanet Meali:Eğer şaşacaksan, asıl şaşılacak olan onların, “Biz toprak olunca yeniden mi yaratılacakmışız?” demeleridir.
13:16أَمْ جَعَلُوا لِلَّهِ شُرَكَاءَ خَلَقُوا كَخَلْقِهِ فَتَشَابَهَ الْخَلْقُ عَلَيْهِمْ
Diyanet Meali:“Yoksa Allah’a, O’nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma ile Allah’ın yaratması onlara göre birbirine mi benzedi?”
13:16أَمْ جَعَلُوا لِلَّهِ شُرَكَاءَ خَلَقُوا كَخَلْقِهِ فَتَشَابَهَ الْخَلْقُ عَلَيْهِمْ
Diyanet Meali:“Yoksa Allah’a, O’nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma ile Allah’ın yaratması onlara göre birbirine mi benzedi?”
14:19إِنْ يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ وَيَأْتِ بِخَلْقٍ جَدِيدٍ
Diyanet Meali:Dilerse sizi giderir ve yeni bir halk getirir.
17:49وَقَالُوا أَإِذَا كُنَّا عِظَامًا وَرُفَاتًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ خَلْقًا جَدِيدًا
Diyanet Meali:Dediler ki: “Biz bir yığın kemik, bir yığın ufantı  olduğumuz zaman mı yeniden bir yaratılışla diriltilecekmişiz, biz mi?” *
17:51أَوْ خَلْقًا مِمَّا يَكْبُرُ فِي صُدُورِكُمْ
Diyanet Meali:“Yahut aklınızca, diriltilmesi daha da imkânsız olan başka bir varlık olun, (yine de diriltileceksiniz.)”
17:98وَقَالُوا أَإِذَا كُنَّا عِظَامًا وَرُفَاتًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ خَلْقًا جَدِيدًا
Diyanet Meali:“Biz bir yığın kemik, bir yığın ufantı olduktan sonra mı yeniden bir yaratılışla diriltilecekmişiz, biz mi?” dediler.
18:51مَا أَشْهَدْتُهُمْ خَلْقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ
Diyanet Meali:Ben onları ne göklerin ve yerin yaratılışına, (ne de kendilerinin yaratılışına) şahit tuttum.
18:51وَلَا خَلْقَ أَنْفُسِهِمْ وَمَا كُنْتُ مُتَّخِذَ الْمُضِلِّينَ عَضُدًا
Diyanet Meali:(Ben onları ne göklerin ve yerin yaratılışına), ne de kendilerinin yaratılışına (şahit tuttum). Saptıranları da hiçbir zaman yardımcı edinmiş değilim.
20:50قَالَ رَبُّنَا الَّذِي أَعْطَىٰ كُلَّ شَيْءٍ خَلْقَهُ ثُمَّ هَدَىٰ
Diyanet Meali:Mûsâ, “Rabbimiz, her şeye hilkatini (yaratılış özelliklerini) veren, sonra onlara yol gösterendir” dedi. *
21:104كَمَا بَدَأْنَا أَوَّلَ خَلْقٍ نُعِيدُهُ وَعْدًا عَلَيْنَا إِنَّا كُنَّا فَاعِلِينَ
Diyanet Meali:Başlangıçta ilk yaratmayı nasıl yaptıysak, -üzerimize aldığımız bir vaad olarak- onu yine yapacağız. Biz bunu muhakkak yapacağız.
23:14ثُمَّ أَنْشَأْنَاهُ خَلْقًا آخَرَ فَتَبَارَكَ اللَّهُ أَحْسَنُ الْخَالِقِينَ
Diyanet Meali:Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şânı ne yücedir!
23:17وَلَقَدْ خَلَقْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعَ طَرَائِقَ وَمَا كُنَّا عَنِ الْخَلْقِ غَافِلِينَ
Diyanet Meali:Andolsun, biz sizin üzerinizde yedi  yol yarattık.  Biz yarattıklarımızdan habersiz değiliz. *
27:64أَمَّنْ يَبْدَأُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ وَمَنْ يَرْزُقُكُمْ مِنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ
Diyanet Meali:Yoksa, başlangıçta yaratmayı yapan, sonra onu tekrarlayan ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı?
29:19أَوَلَمْ يَرَوْا كَيْفَ يُبْدِئُ اللَّهُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ
Diyanet Meali:Onlar, Allah’ın başlangıçta yaratmayı nasıl yaptığını, sonra onu nasıl tekrarladığını görmüyorlar mı?
29:20قُلْ سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ بَدَأَ الْخَلْقَ
Diyanet Meali:De ki: “Yeryüzünde dolaşın da Allah’ın başlangıçta yaratmayı nasıl yaptığına bakın.”
30:11اللَّهُ يَبْدَأُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Diyanet Meali:Allah, başlangıçta yaratmayı yapar, sonra onu tekrar eder. Sonra da yalnız O’na döndürüleceksiniz. *
30:22وَمِنْ آيَاتِهِ خَلْقُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاخْتِلَافُ أَلْسِنَتِكُمْ وَأَلْوَانِكُمْ
Diyanet Meali:Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da (O’nun varlığının ve kudretinin delillerindendir).
30:27وَهُوَ الَّذِي يَبْدَأُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ وَهُوَ أَهْوَنُ عَلَيْهِ
Diyanet Meali:O, başlangıçta yaratmayı yapan, sonra onu tekrarlayacak olandır. Bu, O’na göre (ilk yaratmadan) daha kolaydır.
30:30فِطْرَتَ اللَّهِ الَّتِي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَا لَا تَبْدِيلَ لِخَلْقِ اللَّهِ
Diyanet Meali:Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata  sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. 
31:11هَٰذَا خَلْقُ اللَّهِ فَأَرُونِي مَاذَا خَلَقَ الَّذِينَ مِنْ دُونِهِ
Diyanet Meali:İşte Allah’ın yarattıkları! Haydi, Allah’ı bırakıp da taptıklarınızın yarattığını bana gösterin!
31:28مَا خَلْقُكُمْ وَلَا بَعْثُكُمْ إِلَّا كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ إِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ بَصِيرٌ
Diyanet Meali:(Ey insanlar!) Sizin yaratılmanız ve öldükten sonra tekrar diriltilmeniz, ancak bir tek insanı yaratmak ve diriltmek gibidir. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. *
32:7الَّذِي أَحْسَنَ كُلَّ شَيْءٍ خَلَقَهُ وَبَدَأَ خَلْقَ الْإِنْسَانِ مِنْ طِينٍ
Diyanet Meali:O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı. *
32:10وَقَالُوا أَإِذَا ضَلَلْنَا فِي الْأَرْضِ أَإِنَّا لَفِي خَلْقٍ جَدِيدٍ
Diyanet Meali:(Kâfirler dediler ki:) “Biz toprakta yok olduktan sonra mı, biz mi yeniden yaratılacakmışız?”
34:7يُنَبِّئُكُمْ إِذَا مُزِّقْتُمْ كُلَّ مُمَزَّقٍ إِنَّكُمْ لَفِي خَلْقٍ جَدِيدٍ
Diyanet Meali:“Çürüyüp ufalandıktan sonra sizin yeniden diriltileceğinizi söyleyen (bir adamı size gösterelim mi?)”
35:1يَزِيدُ فِي الْخَلْقِ مَا يَشَاءُ إِنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Diyanet Meali:O, yaratmada dilediğini artırır. Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.
35:16إِنْ يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ وَيَأْتِ بِخَلْقٍ جَدِيدٍ
Diyanet Meali:Eğer Allah dilerse, sizi giderir ve yeni bir halk getirir. *
36:68وَمَنْ نُعَمِّرْهُ نُنَكِّسْهُ فِي الْخَلْقِ أَفَلَا يَعْقِلُونَ
Diyanet Meali:Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz (gücünü azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi? *
36:78وَضَرَبَ لَنَا مَثَلًا وَنَسِيَ خَلْقَهُ قَالَ مَنْ يُحْيِي الْعِظَامَ وَهِيَ رَمِيمٌ
Diyanet Meali:Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: “Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?” *
36:79قُلْ يُحْيِيهَا الَّذِي أَنْشَأَهَا أَوَّلَ مَرَّةٍ وَهُوَ بِكُلِّ خَلْقٍ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:De ki: “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O, her yaratılmışı hakkıyla bilendir.” *
37:11فَاسْتَفْتِهِمْ أَهُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمْ مَنْ خَلَقْنَا
Diyanet Meali:(Ey Muhammed!) Şimdi sen onlara sor: “Kendilerini yaratmak mı daha zor, yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı?”
39:6يَخْلُقُكُمْ فِي بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ خَلْقًا مِنْ بَعْدِ خَلْقٍ فِي ظُلُمَاتٍ ثَلَاثٍ
Diyanet Meali:Sizi annelerinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç (kat) karanlık içinde oluşturuyor.
39:6يَخْلُقُكُمْ فِي بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ خَلْقًا مِنْ بَعْدِ خَلْقٍ فِي ظُلُمَاتٍ ثَلَاثٍ
Diyanet Meali:Sizi annelerinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç (kat) karanlık içinde oluşturuyor.
40:57لَخَلْقُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ
Diyanet Meali:Elbette göklerin ve yerin yaratılması…
40:57أَكْبَرُ مِنْ خَلْقِ النَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
Diyanet Meali:(Elbette göklerin ve yerin yaratılması), insanların yaratılmasından daha büyük bir şeydir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
42:29وَمِنْ آيَاتِهِ خَلْقُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَثَّ فِيهِمَا مِنْ دَابَّةٍ
Diyanet Meali:Gökleri, yeri ve bu ikisi içinde yaydığı canlıları yaratması, O’nun varlığının delillerindendir.
43:19وَجَعَلُوا الْمَلَائِكَةَ الَّذِينَ هُمْ عِبَادُ الرَّحْمَٰنِ إِنَاثًا أَشَهِدُوا خَلْقَهُمْ
Diyanet Meali:Onlar, Rahmân’ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Onların yaratılışına şahit mi oldular?
45:4وَفِي خَلْقِكُمْ وَمَا يَبُثُّ مِنْ دَابَّةٍ آيَاتٌ لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ
Diyanet Meali:Sizin yaratılışınızda ve Allah’ın (yeryüzüne) yaydığı her bir canlıda da kesin olarak inanan bir toplum için elbette nice deliller vardır. *
46:33أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّ اللَّهَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَلَمْ يَعْيَ بِخَلْقِهِنَّ بِقَادِرٍ عَلَىٰ أَنْ يُحْيِيَ الْمَوْتَىٰ
Diyanet Meali:Gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmaktan yorulmayan Allah’ın, ölüleri diriltmeye gücünün yeteceğini görmediler mi?
50:15أَفَعَيِينَا بِالْخَلْقِ الْأَوَّلِ
Diyanet Meali:İlk yaratmada âcizlik mi gösterdik ki (yeniden yaratamayalım)?
50:15بَلْ هُمْ فِي لَبْسٍ مِنْ خَلْقٍ جَدِيدٍ
Diyanet Meali:Doğrusu onlar, yeniden yaratılış konusunda şüphe içindedirler.
67:3مَا تَرَىٰ فِي خَلْقِ الرَّحْمَٰنِ مِنْ تَفَاوُتٍ
Diyanet Meali:Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin.
79:27أَأَنْتُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمِ السَّمَاءُ بَنَاهَا
Diyanet Meali:(Ey inkârcılar!) Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah kurmuştur. *

خَالِقٌ : İsim. İsm-i Fâil.

6:102ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ فَاعْبُدُوهُ
Diyanet Meali:İşte sizin Rabbiniz Allah. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise O’na kulluk edin.
13:16قُلِ اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ
Diyanet Meali:De ki: “Her şeyin yaratıcısı Allah’tır. O, birdir, mutlak hâkimiyet sahibidir.”
15:28وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَائِكَةِ إِنِّي خَالِقٌ بَشَرًا مِنْ صَلْصَالٍ مِنْ حَمَإٍ مَسْنُونٍ
Diyanet Meali:Hani Rabbin meleklere, “Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir insan yaratacağım.” demişti. *
23:14ثُمَّ أَنْشَأْنَاهُ خَلْقًا آخَرَ فَتَبَارَكَ اللَّهُ أَحْسَنُ الْخَالِقِينَ
Diyanet Meali:Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şânı ne yücedir!
35:3هَلْ مِنْ خَالِقٍ غَيْرُ اللَّهِ يَرْزُقُكُمْ مِنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ
Diyanet Meali:Allah’tan başka size göklerden ve yerden rızık veren bir yaratıcı var mı?
37:125أَتَدْعُونَ بَعْلًا وَتَذَرُونَ أَحْسَنَ الْخَالِقِينَ
Diyanet Meali:“Yaratıcıların en güzelini, bırakarak “Ba’l’e mi tapıyorsunuz?” *
38:71إِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَائِكَةِ إِنِّي خَالِقٌ بَشَرًا مِنْ طِينٍ
Diyanet Meali:Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: “Muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım.” *
39:62اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ وَكِيلٌ
Diyanet Meali:Allah, her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeye vekildir. *
40:62ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ
Diyanet Meali:İşte her şeyin yaratıcısı olan Rabbiniz Allah! O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur.
52:35أَمْ خُلِقُوا مِنْ غَيْرِ شَيْءٍ أَمْ هُمُ الْخَالِقُونَ
Diyanet Meali:Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar? *
56:59أَأَنْتُمْ تَخْلُقُونَهُ أَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ
Diyanet Meali:Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz? *
59:24هُوَ اللَّهُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ لَهُ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَىٰ
Diyanet Meali:O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler O’nundur.

خَلَّاقٌ : İsim. Mübalağalı İsm-i Fâil.

15:86إِنَّ رَبَّكَ هُوَ الْخَلَّاقُ الْعَلِيمُ
Diyanet Meali:Şüphesiz, Rabbin hakkıyla yaratanın (ve her şeyi) bilenin ta kendisidir. *
36:81بَلَىٰ وَهُوَ الْخَلَّاقُ الْعَلِيمُ
Diyanet Meali:Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir.

مُخَلَّقَةٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl. Tef’îl Bâbı (II. Bâb). Müennes.

22:5فَإِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِنْ مُضْغَةٍ مُخَلَّقَةٍ
Diyanet Meali:Hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir “alaka”dan, sonra da yaratılışı belli (belirsiz) bir “mudga”dan  yarattık…
22:5وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِنُبَيِّنَ لَكُمْ
Diyanet Meali:(Sonra da yaratılışı belli) belirsiz (bir “mudga”dan  yarattık) ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım.

اِخْتِلَاقٌ : İsim. Mastar. İfti’âl Bâbı (VIII. Bâb). 

38:7مَا سَمِعْنَا بِهَٰذَا فِي الْمِلَّةِ الْآخِرَةِ إِنْ هَٰذَا إِلَّا اخْتِلَاقٌ
Diyanet Meali:Biz bunu son dinde (en son dinî inanışlarda) duymadık. Bu ancak bir uydurmadır.

خُلُقٌ : İsim.

26:137إِنْ هَٰذَا إِلَّا خُلُقُ الْأَوَّلِينَ
Diyanet Meali:“Bu, öncekilerin geleneklerinden başka bir şey değildir.” *
68:4وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٍ
Diyanet Meali:Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin. *

خَلَاقٌ : İsim.

2:102وَلَقَدْ عَلِمُوا لَمَنِ اشْتَرَاهُ مَا لَهُ فِي الْآخِرَةِ مِنْ خَلَاقٍ
Diyanet Meali:Andolsun, onu satın alanın ahirette bir nasibi olmadığını biliyorlardı.
2:200فَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا وَمَا لَهُ فِي الْآخِرَةِ مِنْ خَلَاقٍ
Diyanet Meali:İnsanlardan, “Ey Rabbimiz! Bize (vereceğini) bu dünyada ver” diyenler vardır. Bunların ahirette bir nasibi yoktur.
3:77أُولَٰئِكَ لَا خَلَاقَ لَهُمْ فِي الْآخِرَةِ
Diyanet Meali:İşte onların ahirette bir payı yoktur.
9:69فَاسْتَمْتَعُوا بِخَلَاقِهِمْ فَاسْتَمْتَعْتُمْ بِخَلَاقِكُ
Diyanet Meali:Onlar paylarına düşenden faydalanmışlardı. (Sizden öncekilerin, paylarına düşenden faydalandığı gibi) siz de payınıza düşenden öylece faydalandınız.
9:69فَاسْتَمْتَعْتُمْ بِخَلَاقِكُمْ كَمَا اسْتَمْتَعَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ بِخَلَاقِهِمْ
Diyanet Meali:Sizden öncekilerin, paylarına düşenden faydalandığı gibi siz de payınıza düşenden öylece faydalandınız.
9:69كَمَا اسْتَمْتَعَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ بِخَلَاقِهِمْ
Diyanet Meali:Sizden öncekilerin, paylarına düşenden faydalandığı gibi…