KÖK HARFLER: ض ي ف
ANLAM:
ضَافَ : (Güneş) batmaya meyletmek ya da yaklaşmak. Misafir olarak birisinin meskenine inmek ya da bir misafir olarak ondan ağırlama veya misafirperverlik istemek veya beklemek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
ضَافَ (geniş zaman يَضِيفُ mastar isim ضَيْفٌ):
ضَافَتِ الشَّمْسُ : Güneş batmaya meyletti ya da yaklaştı.
ضَافَتِ الْمَرْأَةُ : Kadın adet gördü.
ضَافَ الرَّجُلُ : O kimse korktu.
ضَافَهُ (mastar isim ضِيَافَةٌ ve ضَيْفٌ ) : Bir misafir olarak onun meskenine indi ya da bir misafir olarak ondan ağırlama, misafirperverlik istedi veya bekledi.
ضَافَهُ الْهَمُّ : Keder üzerine indi, kedere tutuldu.
ضَيَّفَهُ : Onu misafiri etti; onu, peşinde olan kişiden korudu; onu korkudan uzak kıldı.
ضَيْفٌ : Bir misafir veya misafirler (tekil ve çoğul hali).
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
ضَيَّفَ | fiil-II | 1 | Misafir etti, ağırladı | 18/77 |
ضَيْفٌ | isim | 5 | Misafir | 15/51 |
| Toplam | 6 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- ضَافَ
- ضَيْفٌ
- ضِيَافَةٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Zayf | ضَيْف | Misafir. | Çoğulu: Zuyûf, Ezyâf |
Muzîf | مُضِيف | Misafir kabul eden. |
|
Ziyâfet | ضِيٓافَة | Misafir ağırlama. |
|
İzafet | إِضَافَة | Bağıntı. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
ضَيَّفَ : Fiil-II.
18:77 | اسْتَطْعَمَا أَهْلَهَا فَأَبَوْا أَنْ يُضَيِّفُوهُمَا |
Diyanet Meali: | (Nihayet bir şehir halkına varıp) onlardan yiyecek istediler. Halk onları konuk etmek istemedi. |
ضَيْفٌ : İsim.
11:78 | فَاتَّقُوا اللَّهَ وَلَا تُخْزُونِ فِي ضَيْفِي أَلَيْسَ مِنْكُمْ رَجُلٌ رَشِيدٌ |
Diyanet Meali: | “Allah’a karşı gelmekten sakının ve konuklarıma karşı beni rezil etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?” |
15:51 | وَنَبِّئْهُمْ عَنْ ضَيْفِ إِبْرَاهِيمَ |
Diyanet Meali: | Onlara İbrahim’in misafirlerinden de haber ver. * |
15:68 | قَالَ إِنَّ هَٰؤُلَاءِ ضَيْفِي فَلَا تَفْضَحُونِ |
Diyanet Meali: | Lût, dedi ki: “Şüphesiz bunlar benim misafirlerimdir. Sakın beni rezil etmeyin.” * |
51:24 | هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ ضَيْفِ إِبْرَاهِيمَ الْمُكْرَمِينَ |
Diyanet Meali: | (Ey Muhammed!) İbrahim’in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? * |
54:37 | وَلَقَدْ رَاوَدُوهُ عَنْ ضَيْفِهِ فَطَمَسْنَا أَعْيُنَهُمْ |
Diyanet Meali: | Andolsun, onlar onun (meleklerden olan) misafirlerinden nefislerindeki kötü arzuları tatmin etmek istediler. Biz de onların gözlerini silme kör ettik. |