ش ر ط

KÖK HARFLER: ش ر ط

ANLAM: 

شَرَطَ : Birisine bir durum dayatmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Açıklama
أَشْرَاطٌ isim 1 Alamet (çoğul) 47/18 Tekil: شَرْطٌ

Toplam 1


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

  • شَرَطَ (a)
    • فَرَضَ > bak: ف ر ض
    • اِشْتَرَطَ > bu kök
    • نَصَّ
  • شَرَطَ (b)
  • اِشْتَرَطَ
    • شَارَطَ > bu kök
  • شَرْطٌ (a)
    • وِثَاقٌ > bak: و ث ق
    • قَيْدٌ
  • شَرْطٌ (b)
  • مِشْرَطٌ
    • مِبْضَعٌ > bak: ب ض ع
    • مِبْزَعٌ

Zıt Manada Kelimeler

  • شَرَطَ (a)
    • خَيَّرَ > bak: خ ي ر 
    • سَمَحَ
    • أَبَاحَ
  • شَرَطَ (b)

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Şart شَرْط Olması başka durumların gerçekleşmesini gerektiren şey, koşul. Çoğul: Şürût
Şerit شَرِيط Herhangi bir maddenin dar, düz, ince ve uzun parçası.
Şerâit شَرَائِط Şartlar, koşullar. Şart’ın çoğulu
Şartiyye شَرْطِيَّة Şart ile olan.
Şartiyyet شَرْطِيَّة Şartlılık. Şarta bağlı olmaklık.
Eşrât أَشْرَاط Nişanlar. Alametler. Şartlar.
Şurta شُرْطَة Çarhacı askeri.
Meşrût مَشْرُوط Şarta bağlı, şartlı.
Meşrûtiyyet مَشْرُوطِيَّة Monarşi.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

أَشْرَاطٌ : İsim. Çoğul. Tekili: شَرْطٌ

47:18 فَهَلْ يَنْظُرُونَ إِلَّا السَّاعَةَ أَنْ تَأْتِيَهُمْ بَغْتَةً فَقَدْ جَاءَ أَشْرَاطُهَا
Diyanet Meali: Onlar kıyametin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey beklemiyorlar. Muhakkak onun alametleri gelmiştir (ama öğüt almıyorlar).