KÖK HARFLER: س أ م
ANLAM:
سَئِمَ : Bir şeyden iğrenmek, nefret etmek; o şeyden tiksinmek; o şeyden hoşnutsuz olmak; o şeyden yorulmak, bıkıp usanmak, o şeye üşenmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
سَئِمَ (geniş zaman يَسْئَمُ mastar isim سَأَمٌ):
سَئِمَهُ اَوْ سَئِمَ مِنْهُ : O şeyden iğrenmişti ya da nefret etmişti; o şeyden tiksindi; o şeyden hoşnutsuzdu; o şeyden yoruldu ya da bıkıp usandı, o şeye üşendi.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
سَئِمَ | fiil-I | 3 | Usandı, bıktı, fütur getirdi, üşendi. | 41/49 |
| Toplam | 3 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- سَئِمَ
- سَأَمٌ
- (سَائِمَةٌ (ج
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Sâime | سَائِمَة | Çayıra başıboş olarak salıverilen hayvan. | Çoğul: Sevâim |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
سَئِمَ : Fiil-I
2:282 | وَلَا تَسْأَمُوا أَنْ تَكْتُبُوهُ صَغِيرًا أَوْ كَبِيرًا إِلَىٰ أَجَلِهِ |
Diyanet Meali: | Az olsun, çok olsun, borcu süresine kadar yazmaktan usanmayın. |
41:38 | يُسَبِّحُونَ لَهُ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَهُمْ لَا يَسْأَمُونَ |
Diyanet Meali: | (Melekler), gece gündüz hiç usanmadan O’nu tesbih ederler. |
41:49 | لَا يَسْأَمُ الْإِنْسَانُ مِنْ دُعَاءِ الْخَيْرِ وَإِنْ مَسَّهُ الشَّرُّ فَيَئُوسٌ قَنُوطٌ |
Diyanet Meali: | İnsan, hayır (mal, mülk, genişlik) istemekten usanmaz. Fakat başına bir kötülük gelince umutsuzluğa düşer, yıkılır. * |