KÖK HARFLER: ش ر ح
ANLAM:
شَرَحَ : Eti boyuna kesmek veya çeşitli parçalara kesip ayırmak. (Soruyu, meseleyi) açıklamak, izah etmek, açmak. Konuşmayı anlamak. Bir şeyi açmak, onu korumak, onu muhafaza etmek. Bir şeyden hoşnut olmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
شَرَحَ (geniş zaman يَشْرَحُ mastar isim شَرْحٌ):
شَرَحَ اللَّحْمَ : Eti boyuna veya çeşitli parçalara kesti.
شَرَحَ الْمَسْئَلَةَ : Soruyu açıkladı, izah etti, açtı.
شَرَحَ الْكَلَامَ : Konuşmayı anladı.
شَرَحَ الشَّىْءَ : O şeyi açtı, onu korudu, onu muhafaza etti.
شَرَحَ صَدْرَهُ لِلشَّىْءِ veya شَرَحَ صَدْرَهُ بِالشَّىْءِ : O şeyden hoşnuttu.
شَرَحَ اللّٰهُ صَدْرَهُ : Allah (c.c.) onun göğsünü açtı ya da genişletti ya da büyüttü (iyi olan herhangi bir şeyin hayırlı olarak kabulü için).
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
شَرَحَ | fiil-I | 5 | Açtı, genişletti, genişlik verdi, yardı | 16/106 |
| Toplam | 5 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Benzer Manada Kelimeler
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Şerh | شَرْح | Açma, yarma, tefsil ve izah etme. | Çoğul: Şurûh |
Şârih | شَارِح | Şerh eden. |
|
Meşrûh | مَشْرُوح | Şerh olunmuş. Anlatılmış. Açıklanmış. İzah olunmuş. |
|
Şerha | شَرْحَة | Dilim, parça. |
|
Şerîha | شَرِيحَة | İnce et dilimi. |
|
Şerrâh | شَرَّاح | Yorum yapan, açıklayan. |
|
Teşrîh | تَشْرِيح | Bir kitap veya ibareyi anlaşılır şekilde açıklamak, tafsilat vermek. | Çoğul: Teşrîhât |
İnşirâh | اِنْشِرَاح | İç açılması, gönül açılması, ferahlık. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
شَرَحَ : Fiil-I.
6:125 | فَمَنْ يُرِدِ اللَّهُ أَنْ يَهْدِيَهُ يَشْرَحْ صَدْرَهُ لِلْإِسْلَامِ |
Diyanet Meali: | Allah, her kimi doğruya erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm’a açar. |
16:106 | وَلَٰكِنْ مَنْ شَرَحَ بِالْكُفْرِ صَدْرًا فَعَلَيْهِمْ غَضَبٌ مِنَ اللَّهِ |
Diyanet Meali: | Böylece göğsünü küfre açanlara Allah’tan gazap iner.. |
20:25 | قَالَ رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي |
Diyanet Meali: | Mûsâ, dedi ki: “Rabbim! Gönlüme ferahlık ver.” * |
39:22 | أَفَمَنْ شَرَحَ اللَّهُ صَدْرَهُ لِلْإِسْلَامِ فَهُوَ عَلَىٰ نُورٍ مِنْ رَبِّهِ |
Diyanet Meali: | Allah’ın, göğsünü İslâm’a açtığı, böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse, (kalbi imana kapalı kimse gibi midir?) |
94:1 | أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ |
Diyanet Meali: | (Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi? * |