KÖK HARFLER: ل ه و
ANLAM:
لَهَا : Alay etmek, eğlenmek, oyalanmak. Unutmak için bir şeyden sapmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
أَلْهَى | fiil-IV | 4 | Meşgul etti, alıkoydu, vazgeçirdi | 102/1 |
|
تَلَهَّى | fiil-V | 1 | Vazgeçti, ilgilenmedi | 80/10 |
|
لَهْوٌ | isim | 10 | Oyun, eğlence; oyalanma | 6/32 |
|
لَاهِيَةٌ | isim | 1 | Vazgeçen, ehemmiyet vermeyen | 21//3 | Müzekker: لٰاهٍ |
| Toplam | 16 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- لَهَى / اِلْتَهَى
- لَهْوٌ (a)
- لَهْوٌ (b)
Zıt Manada Kelimeler
- لَهَى / اِلْتَهَى
- لَهْوٌ (a)
- تَصْمِيمٌ > bak: ص م م
- تَنَبُّهٌ
- اِنْتِبَاهٌ
- لَهْوٌ (b)
AÇIKLAMA:
LEHV ile LA‘İB kelimeleri arasındaki fark
( ل ه و – ل ع ب )
Her lehv, bir la‘ib’dir. Oysa, her la’ib, lehv olmayabilir. Çünkü la’ib, bazen te’dîb (eğitim) amacıyla olur, satranç vs. gibi. Bu tür oyunlar için lehv kelimesi kullanılmaz. Lehv, “hiçbir fayda getirmeyen la’ib’dir (oyundur). Lehv, gereksiz şeylerle oyaladığı için bu şekilde isimlendirilmiştir. (Farklar Sözlüğü 376) Bknz: ( ل ع ب )
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Lehv | لَهْو | Oyun, eğlence. | Çoğulu: Lehviyyât |
İlhâ’ | إِلْهَاء | Boş şeylerle meşgul etmek. Gaflet. |
|
Telehhî | تَلَهِّى | Oynama. Oyun ile vakit geçirme. |
|
Mütelehhî | مُتَلَهِّى | Oyunla, sazla vakit geçiren. |
|
Telâhî | تَلَاهِى | Oyun. Oyun aleti ile vakit geçirme. |
|
Mütelâhî | مُتَلَاهِى | Oynayan. Oyun veya sazla uğraşan. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
أَلْهَى : Fiil-IV.
15:3 | ذَرْهُمْ يَأْكُلُوا وَيَتَمَتَّعُوا وَيُلْهِهِمُ الْأَمَلُ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ |
Diyanet Meali: | Bırak onları yesinler (içsinler), yararlansınlar; emelleri onları oyalayadursun. İleride (gerçeği) bilecekler. * |
24:37 | رِجَالٌ لَا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَنْ ذِكْرِ اللَّهِ |
Diyanet Meali: | Hiçbir ticaretin ve hiçbir alışverişin kendilerini, Allah’ı anmaktan … alıkoymadığı birtakım adamlar… |
63:9 | لَا تُلْهِكُمْ أَمْوَالُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللَّهِ |
Diyanet Meali: | Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah’ı zikretmekten alıkoymasın. |
102:1 | أَلْهَاكُمُ التَّكَاثُرُ |
Diyanet Meali: | Çoklukla övünmek sizi oyaladı. * |
تَلَهَّى : Fiil-V.
80:10 | فَأَنْتَ عَنْهُ تَلَهَّىٰ |
Diyanet Meali: | Ona aldırmıyorsun. * |
لَهْوٌ : İsim.
6:32 | وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا لَعِبٌ وَلَهْوٌ |
Diyanet Meali: | Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir. |
6:70 | وَذَرِ الَّذِينَ اتَّخَذُوا دِينَهُمْ لَعِبًا وَلَهْوًا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا |
Diyanet Meali: | Dinlerini oyun ve eğlence edinenleri ve dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak. |
7:51 | الَّذِينَ اتَّخَذُوا دِينَهُمْ لَهْوًا وَلَعِبًا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا |
Diyanet Meali: | Onlar dinlerini oyun ve eğlence edinmişler ve dünya hayatı da kendilerini aldatmıştı. |
21:17 | لَوْ أَرَدْنَا أَنْ نَتَّخِذَ لَهْوًا لَاتَّخَذْنَاهُ مِنْ لَدُنَّا إِنْ كُنَّا فَاعِلِينَ |
Diyanet Meali: | Eğer bir eğlence edinmek isteseydik, onu kendi katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık böyle yapardık. * |
29:64 | وَمَا هَٰذِهِ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا لَهْوٌ وَلَعِبٌ |
Diyanet Meali: | Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. |
31:6 | وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْتَرِي لَهْوَ الْحَدِيثِ لِيُضِلَّ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ |
Diyanet Meali: | İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak için, eğlencelik asılsız ve faydasız sözleri satın alır. |
47:36 | إِنَّمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. |
57:20 | اعْلَمُوا أَنَّمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَزِينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ |
Diyanet Meali: | Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünmeden ibarettir. |
62:11 | وَإِذَا رَأَوْا تِجَارَةً أَوْ لَهْوًا انْفَضُّوا إِلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَائِمًا |
Diyanet Meali: | (Durum böyle iken) onlar bir ticaret veya bir oyun eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona koştular ve seni ayakta bıraktılar. |
62:11 | قُلْ مَا عِنْدَ اللَّهِ خَيْرٌ مِنَ اللَّهْوِ وَمِنَ التِّجَارَةِ |
Diyanet Meali: | De ki: “Allah’ın yanında bulunan, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır.” |
لَاهِيَةٌ : İsim. İsm-i Fâil. Müennes.
21:3 | لَاهِيَةً قُلُوبُهُمْ وَأَسَرُّوا النَّجْوَى الَّذِينَ ظَلَمُوا |
Diyanet Meali: | (Rab’lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak), kalpleri de gaflette olarak (dinlemesinler). O zulmedenler gizlice şöyle konuştular… |