KÖK HARFLER: ز ل ق
ANLAM:
زَلِقَ / زَلَقَ : Kaymak. Ayağı kaymak. Sağlam ya da yerinde sabit kalmamak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
زَلِقَ (geniş zaman يَزْلَقُ mastar isim زَلَقٌ) ve زَلَقَ (geniş zaman يَزْلُقُ mastar isim زَلْقٌ):
زَلِقَ ve زَلَقَ : Kaydı.
زَلِقَتْ رِجْلُهُ : Ayağı kaydı ayağı sağlam ya da yerinde sabit kalmadı.
زَلَقَ بِمَكَانٍ (ve زَلِقَ ) : Yerinden iğrenmişti veya o hale geldi ve uzaklaştı.
زَلَقَهُ مِنْ مَكَانِهِ : Onu yerinden uzaklaştırdı.
زَلَقَهُ (geniş zaman يَزْلِقُ) ve اَزْلَقَهُ : Onu kaydırdı ya da kaymasına sebep oldu; onun uzaklaşmasına veya uzağa gitmesine sebep oldu.
زَلَقَهُ بِبَصَرِهِ اَوْ اَزْلَقَهُ : Ona keskin, sinirli veya dikkatli bir biçimde baktı.
مَكَانٌ زَلَقٌ : Yalçın bir yer; ayağın sabit veya sağlam durmadığı kaygan bir yer.
زَلَقَةٌ : Pürüzsüz bir kaya.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
أَزْلَقَ | fiil-IV | 1 | Kaydırdı, devirdi. | 68/51 |
زَلَقٌ | isim | 1 | Kaygan yer. | 18/40 |
| Toplam | 2 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Benzer Manada Kelimeler
- زَلَقٌ
- دَحْضٌ > bak: د ح ض
- أَمْلَسٌ
- زَلْقَةٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Zelk | زَلْق | Sürçme, ayak kayma. |
Zelkâ | زَلْقَة | Sürçme. |
Zelâk | زَلَاق | Sürçmek. |
Mezleka | مَزْلَقَة | Ayak kayacak yer. |
Tezlîk | تَزْلِيق | Sürçtürme, kaydırma. |
İzlâk | إِزْلَاق | Ayak kaydırma. |
Tezelluk | تَزَلُّق | Kayma, sürçme. |
Mütezellik | مُتَزَلِّق | Sürçen, kayan. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
أَزْلَقَ : Fiil-IV.
68:51 | وَإِنْ يَكَادُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِأَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّكْرَ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz inkâr edenler Zikr’i (Kur’an’ı) duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle devirecekler. |
زَلَقٌ : İsim.
18:40 | وَيُرْسِلَ عَلَيْهَا حُسْبَانًا مِنَ السَّمَاءِ فَتُصْبِحَ صَعِيدًا زَلَقًا |
Diyanet Meali: | “Seninkinin üzerine de gökten bir afet indirir de bağ kupkuru ve yalçın bir toprak hâline geliverir.” |