KÖK HARFLER: ر غ ب
ANLAM:
رَغِبَ : Bir şeyi istemek, dilemek. ( عَنْ ): Bir şeyi istememek; o şeyden vazgeçmek; o şeyden kaçınmak; o şeyden sakınmak, o şeyden uzak durmak; o şeyden yüz çevirmek.
AÇIKLAMA:
رَغْبَةٌ kelimesi temelde “bir nesnede bulunan genişlik” anlamına gelir. Şöyle kullanılır:
رَغُبَ الشَّيْءُ : Şu nesne geniş idi ya da o hale geldi.
حَوْضٌ رَغِيبٌ : Geniş havuz.
فُلاَنٌ رَغِيبُ الْجَوْفِ : Falan kişinin karnı geniştir ve çok yer.
فَرَسٌ رَغِيبُ الْعَدْوِ : Geniş adımlarla koşan at.
رَغْبَةٌ ve رَغَبٌ ve رَغْبَى : İstemede, dilemede ya da arzulamada genişlik. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: وَيَدْعُونَنَا رَغَبًا وَرَهَبًا : Onlar hem ümit, hem korku içindeyken bize dua ederlerdi (21/90).
رَغِبَ فِيهِ ya da رَغِبَ اِلَيْهِ dendiğinde bu, “bir şeye hırs göstermek, onu şiddetli bir şekilde, şiddetli bir arzuyla, aşırı hırsla veya aşk gözlülükle istemek veya arzulamak ya da aşırı bir şekilde istemek, arzulamak” anlamı taşır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: إِنَّا إِلَى اللّهِ رَاغِبُونَ Biz sadece Allah’ı arzulamaktayız (9/59).
رَغِبَ عَنْهُ dendiğinde ise, bu “kişinin rağbetini bir şeyden başka tarafa çevirmesi, ondan imtina etmesi, elini çekmesi, vazgeçmesi, uzak durması veya içtinâp etmesi, onu arzulamaması” anlamı taşır. Mesela: وَمَنْ يَرْغَبُ عَنْ مِلَّةِ إِبْرَاهِيمَ إِلَّا مَنْ سَفِهَ نَفْسَهُ : Kendi nefsini aşağılık kılandan başka İbrahim’in dininden kim yüz çevirir? (2/130); أَرَاغِبٌ أَنْتَ عَنْ آلِهَتِي : Sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? (19/46).
رَغِيبَةٌ : Çok atiyye; yani ihsan, vergi ya da hediye. Böyle adlandırılmasının nedeni ya “aşırı bir şekilde istenmesi, arzulanmasıdır” ki bu durumda رَغْبَةٌ kökünden türemiş olur. Ya da “genişliğidir” ki bu durumda temel anlamdan (رُغْبَةٌ )türemiş olur. (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
رَغِبَ (geniş zaman يَرْغَبُ mastar ismi رَغْبَةٌ ve رَغْبٌ ve رَغَبٌ): Bir şey istedi.
رَغِبَ فِيهِ : O şeyi istedi veya o şeyi diledi.
رَغِبَ عَنْهُ : O şeyi istemedi; o şeyden vazgeçti; o şeyden kaçındı; o şeyden sakındı veya o şeyden uzak durdu; o şeyden yüz çevirdi.
رَغِبَ اِلَيْهِ : Ona rica etti; ona tevazuyla veya samimiyetle veya içtenlikle niyaz etti; ya da mütevazı oldu ve ona ricada bulundu.
رَغِبَ بِنَفْسِهِ عَنْهُ : Kendini o kişinin veya şeyin üzerinde veya üstün tuttu, kendini o kişiye veya şeye tercih etti.
رَغَبٌ (mastar ismi): İstek, dilek veya umut.
رَاغِبٌ : İsteme veya dileme; isteyen biri.
وَاِذْ تُصِبْكَ خَصَاصَةٌ فَاَرْجِ الْغَنِىّ وَارْغَبْ اِلَى الَّذِى يُعْطِى الرَّغَائِبَ فَارْغَبْ : Ve üzerinize yoksulluk çöktüğünde, salahiyet dileyin ve büyük lütuflar verene boyun eğin.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
رَغِبَ | fiil-I | 4 | Rağbet etti, arzuladı, tazarru ve istekle teveccüh etti | 4/127 |
رَاغِبٌ | isim | 3 | Rağbet eden | 68/32 |
رَغَبٌ | isim | 1 | Rağbet etmek, arzulamak | 21/90 |
| Toplam | 8 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Benzer Manada Kelimeler
- رَغِبَ
- رَغَّبَ
- رَغْبَةٌ
- مَرْغُوبٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Rağbet | رَغْبَة | İstek, arzu, ilgi. |
Ragabât | رَغَبَات | Rağbetler, istekler, istekle karşılamalar. |
Râgıb | رَاغِب | İsteyen, rağbet eden. |
Regâib | رَغَائِب | Çok istenilecek şeyler. Hediye, atiyye. Çok rağbet olunan şeyler. Bol bol ihsan etmek. |
Tergîb | تَرْغِيب | Şevklendirme, ümidlendirme. Rağbet verdirme. İsteklendirme. |
Murâgabet | مُرَاغَبَة | Arzu etme, dileme. |
Murâgıb | مُرَاغِب | Rağbet eden. Arzu eden. |
İrgâb | إِرْغَاب | Rağbet ettirme. |
İrtigâb | اِرْتِغَاب | Heveslendirme, isteklendirme, rağbet ettirme. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
رَغِبَ : Fiil-I.
2:130 | وَمَنْ يَرْغَبُ عَنْ مِلَّةِ إِبْرَاهِيمَ إِلَّا مَنْ سَفِهَ نَفْسَهُ |
Diyanet Meali: | Kendini bilmeyenden başka İbrahim’in dininden kim yüz çevirir? |
4:127 | وَتَرْغَبُونَ أَنْ تَنْكِحُوهُنَّ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الْوِلْدَانِ |
Diyanet Meali: | Evlenmek istediğiniz yetim kızlara, zavallı çocuklara … |
9:120 | أَنْ يَتَخَلَّفُوا عَنْ رَسُولِ اللَّهِ وَلَا يَرْغَبُوا بِأَنْفُسِهِمْ عَنْ نَفْسِهِ |
Diyanet Meali: | Allah’ın Resûlünden geri kalmak, kendi canlarını onun canından üstün tutmak (yaraşmaz). |
94:8 | وَإِلَىٰ رَبِّكَ فَارْغَبْ |
Diyanet Meali: | Ancak Rabbine yönel ve yalvar.* |
رَاغِبٌ : İsim. İsm-i Fâil.
9:59 | سَيُؤْتِينَا اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ وَرَسُولُهُ إِنَّا إِلَى اللَّهِ رَاغِبُونَ |
Diyanet Meali: | “Lütuf ve ihsanıyla Allah ve Resûlü ileride bize yine verir. Biz yalnız Allah’a rağbet eder (O’nun ihsanını ister)iz.” |
19:46 | قَالَ أَرَاغِبٌ أَنْتَ عَنْ آلِهَتِي يَا إِبْرَاهِيمُ |
Diyanet Meali: | Babası, “Ey İbrahim! Sen benim ilâhlarımdan yüz mü çeviriyorsun?” dedi. |
68:32 | عَسَىٰ رَبُّنَا أَنْ يُبْدِلَنَا خَيْرًا مِنْهَا إِنَّا إِلَىٰ رَبِّنَا رَاغِبُونَ |
Diyanet Meali: | “Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz artık Rabbimizi arzulayanlarız.” * |
رَغَبٌ : İsim.
21:90 | إِنَّهُمْ كَانُوا يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَيَدْعُونَنَا رَغَبًا وَرَهَبًا |
Diyanet Meali: | Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. |