KÖK HARFLER: و ت ر
ANLAM:
وَتَرَ : Eksiltmek, mahrum etmek, kısmak. (Bir sayıyı) tek yapmak. Birisini (mal veya hakları konusunda) kayba veya zarara uğratmak.
AÇIKLAMA:
وَتْرٌ : Sayıda شَفْعٌ’in zıddıdır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ Çifte ve teke yemin olsun (89/3).
أَوْتَرَ فِي الصَّلاَةِ : Vitir (وِتْرٌ) namazı kıldı.
وِتْرٌ ve وَتْرٌ ve تِرَةٌ : Kanın öcünü almak, cinayete ya da katle misilleme yapmak, kanın öcünü alma veya misillemesini yapma yolu aramak, bir suça ya da düşmanlığa misilleme yapmayı istemek ya da bunun yollarını aramak.
قَدْ وَتَرْتُهُ : Onun başına bir mekruh, nahoş ya da kötü bir şey getirdim. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: وَلَنْ يَتِرَكُمْ أَعْمَالَكُمْ Amellerinizin mükâfâtını eksiltmez/amellerinize kıymaz (47/35).
تَوَاتُرٌ : Bir nesne gelişiminde, sıralanışında vs teker teker ve fert fert (belirli bir fasılayla, aralıkla birlikte) bir diğerinin ardınca gelmek, onu takip etmek.
جَاءُوا تَتْرَى : Onlar teker teker, birbirini takip eder şekilde, birbirlerinin ardından veya kesik kesik, aralıklı olarak geldiler. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: ثُمَّ أَرْسَلْنَا رُسُلَنَا تَتْرَى Sonra biz peygamberlerimizi art arda gönderdik (23/44).
لاَ وَتيِرَةَ فَي كَذَا، وَلاَ غَمِيزَةَ : Şöyle bir şeyde ne bir gevşeklik ne de ayıplanacak veya kınanacak bir şey yok.
وَتِيرَةٌ : Seciye. تَوَاتُر kökünden gelir. “Üzerinde atış talimi yapılan halkaya” وَتِيرَةٌ denmiştir. Aynı şekilde “munkâd, kolay araziye” de böyle denir.
وَتِيرَةٌ : İki burun deliği arasındaki engel.
تَتْرَى kelimesi, فَعْلَى veznindedir ve “iki nesneyi tek tek belirli bir fasılayla, aralıkla birlikte, birbiri ardınca getirmek; art arda, birbirini takip eder bir duruma getirmek” anlamına gelen مُوَاتَرَة kökünden gelir. Aslı ورث ve وجه şeklinde olan تُرَاثٌ ve تُجَاهٌ kelimelerinde olduğu gibi aslı vavlıdır fakat sonradan tebdil edilmiştir.
Bunun çekimli olduğunu kabul edenler, sondaki elifin dişilik alameti olarak gelmediğini bilakis zaid olduğunu söyler. Çekimli olduğunu kabul etmeyenler ise, bu elifin dişilik alameti olarak geldiğini söyler. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: ثُمَّ أَرْسَلْنَا رُسُلَنَا تَتْرَا Sonra art arda peygamberlerimizi gönderdik (23/44) Yani “birbirini takip eder şekilde, birbirlerinin ardından, kesik kesik, aralıklı olarak…”
Ferrâ şöyle demiştir: “Ref’ durumunda تَتْرًى şeklinde, cer durumunda تَتْرًى şeklinde ve nasb durumunda da تَتْرًى şeklinde kullanılır. Ayrıca kelimenin sonundaki elif de tenvinin yerine konmuştur.
Saleb onun تفعلٌ babında olduğunu söylemiştir. Ebu Ali el-Fesevî bu görüşün hatalı olduğunu, çünkü sıfatlar arasında تفعلٌ babında bir kelimenin bulunmadığını söylemiştir. (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
وَتَرَ (geniş zaman يَتِرُ mastar isim وَتْرٌ):
وَتَرَهُ ve اَوْتَرَهُ : Onu (bir sayıyı) tek yaptı; onu bir tek sayı yaptı.
وَتَرَهُ مَالَهُ : Malları bakımından onu kayba uğrattı.
وَتَرَهُ حَقَّهُ : Onu hakkı bakımından kayba veya zarara uğrattı, eksiltti; onu mahrum etti; onu o şeyden bütünüyle veya kısmen yoksun bıraktı veya elinden aldı.
وَاتَرَ : Aralıklı olarak yaptı, ara ara, kesik kesik yaptı, ardı ardına getirdi, fasılalı olarak yaptı.
وَاتَرَ الْخَبَرَ : Havadislerin peş peşe gelmesini sağladı veya her ikisi arasında küçük bir zaman geçerek gelmesini sağladı.
تَوَاتَرَ : O şey ardışık idi veya aralıklarla böyle idi.
مُتَوَاتِرٌ : Ardışık, küçük aralıklarla.
جَائُوا تَتْرَى : Peş peşe, art arda veya aralıklarla geldiler.
وَتْرٌ ve وِتْرٌ : Tek; yalnızca; bir ve daha fazlası değil.
وَتِيرَةٌ : Bir eylem veya davranış yolu, istikameti, biçimi veya tarzı.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
|
| Tür | Adet | Anlam | Örnek Âyet | Açıklama |
| وَتَرَ | fiil-I | 1 | Eksiltti, kıstı | 47/35 |
|
| وَتْرٌ | isim | 1 | Tek | 89/3 |
|
| تَتْرٰى | isim | 1 | Birer birer, teker teker, grup grup | 23/44 | Aslı: وَتْرٰى |
|
| Toplam | 3 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- وِتْرٌ (a):
- وِتْرٌ (b)
- وَتِيرَةٌ (a)
- وَتِيرَةٌ (b)
- وَتِيرَةٌ(c)
- نَغَمَةٌ
- تَوَاتُرٌ
- تَوَالٍ > bak: و ل ي
- تَعَاقُبٌ > bak: ع ق ب
- تَرَادُفٌ > bak: ر د ف
- تَتَابُعٌ > bak: ت ب ع
- تَوَاصُلٌ > bak: و ص ل
- تَدَارُكٌ > bak: د ر ك
- تَهَافُتٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
| Vitr | وِتْر | Yalnız tenha. |
|
| Vetr | وَتْر | Tek, yalnız. Bir. |
|
| Veter | وَتَر | Yay kirişi, saz teli. | Çoğulu: Evtâr |
| Vetîre | وَتِيرَة | Dar yol. Süreç. |
|
| Tevtîr | تَوْتِير | Yay gibi germe. |
|
| Tevettür | تَوَتُّر | Gerginleşme, gerilme. |
|
| Mütevettir | مُتَوَتِّر | Tevettür eden. |
|
| Tevâtür | تَوَاتُر | Birbiri ardına gelmek. Yaygın söylenti. |
|
| Mütevâtır | مُتَوَاتِر | Yalan olma ihtimali olmayan haber. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
وَتَرَ : Fiil-I.
| 47:35 | وَاللَّهُ مَعَكُمْ وَلَنْ يَتِرَكُمْ أَعْمَالَكُمْ |
| Diyanet Meali: | Allah sizinle beraberdir. Sizin amellerinizi asla eksiltmeyecektir. |
وَتْرٌ : İsim.
| 89:3 | وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ |
| Diyanet Meali: | Çifte ve teke andolsun, * |
تَتْرٰى : İsim. Aslı: وَتْرٰى
| 23:44 | ثُمَّ أَرْسَلْنَا رُسُلَنَا تَتْرَىٰ كُلَّ مَا جَاءَ أُمَّةً رَسُولُهَا كَذَّبُوهُ |
| Diyanet Meali: | Sonra arka arkaya peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete kendi peygamberi geldikçe, onu yalanladılar. |