خ ض ع

KÖK HARFLER:  خ ض ع

ANLAM: 

خَضَعَ: 

  1. Birine karşı mütevazı, alçakgönüllü veya itaatkar olmak. 
  2. Durgun veya itaatkar olmak. 
  3. Bir kadına karşı konuşması nazik olmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnek
خَضَعَfiil-I1Tevazuda bulundu, alçak gönüllü oldu, boyun eğdi. (Bi’l kavli): Edalı konuştu, yumuşak (çekici, cazib) söz söyledi33/32
خَاضِعٌisim1Edalı konuşan, yumuşak (çekici, cazib) söz söyleyen26/4

Toplam2

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

  • خَضَعَ
  • خَاضِعٌ
  • خُضُوعٌ

Zıt Manada Kelimeler

  • خَضَعَ
    • تَمَرَّدَ > bak: م ر د
    • عَصَى > bak: ع ص ي
    • اِسْتَكْبَرَ > bak: ك ب ر
    • تَعَجْرَفَ
  • خَاضِعٌ

AÇIKLAMA:

HUŞÛ‘ ile HUDÛ‘ kelimeleri arasındaki fark

( خ ش عخ ض ع )

Huşû‘, “boyun eğenin, karşısında eğildiği varlıktan korkması ile birlikte olur, herhangi bir zorlama ile olmaz.” Bu nedenle huşû‘ kelimesi kalbe izafe edilir ve haşa’a kalbuhû (kalbi saygı ile ürperdi) denir. 

Hudû‘ kelimesi de “baş ve boyun eğme” anlamındadır fakat korku ile birlikte olması gerekmez.Kalbe izafe edilmesi ve hada’a kalbuhu (kalbi eğildi) denmesi caiz değildir. İnsan, boyun eğdiği kişinin kendisinden üstün olduğuna inanmaksızın, zorla ona hudû’ edebilir (boyun eğebilir).  (Farklar Sözlüğü 368) Bknz: ( خ ش ع )

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Hâzı’ خَاضِع Alçak gönüllü, mütevazi olan.  Hâzıâne
Huzû’ خُضُوع Mahviyet ve tevazu hali, alçak gönüllü olmak. Allah’ın azametini, celal ve cemalini, büyüklüğünü tahattur ve tefekkürden hasıl olan, insandaki huzur ve huşu’ hali.
Tahazzu’ تَخَضُّع Alçakgönüllülük gösterme. Mütevazi olma.
Mütehazzı’ مُتَخَضِّع Alçak gönüllülük eden, tevazu gösteren.
İhtizâ’ اِخْتِضَاع Tevazu. Gönül alçaklığı. Alçak gönüllülük.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

خَضَعَ : Fiil-I.

33:32 فَلَا تَخْضَعْنَ بِالْقَوْلِ فَيَطْمَعَ الَّذِي فِي قَلْبِهِ مَرَضٌ
Diyanet Meali: (Erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. 

خَاضِعِينَ : İsim. İsm-i Fâil. Kurallı Erkek Çoğul. Tekili: خَاضِعٌ

26:4 إِنْ نَشَأْ نُنَزِّلْ عَلَيْهِمْ مِنَ السَّمَاءِ آيَةً فَظَلَّتْ أَعْنَاقُهُمْ لَهَا خَاضِعِينَ
Diyanet Meali: Biz dilesek, onlara gökten bir mucize indiririz de, ona boyun eğmek zorunda kalırlar.*