ب ه ج

KÖK HARFLER:  ب ه ج

ANLAM: 

بَهُجَ: Güzel ve renkli olmak. 

بَهِجَ: Neşeli, memnun veya mutlu olmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

بَهُجَ (geniş zamanlı يَبْهُجُ mastar isim بَهَاجَةٌ ve بَهْجَانًا): O kişi veya şey güzel ve renkliydi ya da o hale geldi.

بَهِجَ ve اِبْتَهَجَ : Neşeli, memnun veya mutluydu ya da öyle oldu.

بَهِجَ بِهِ ve اِبْتَهَجَ بِهِ : O şeyden hoşlandı.

بَهَجَهُ (geniş zamanlı يَبْهَجُ): Onu sevindirdi veya memnun etti.

بَهْجَةٌ : Güzellik; bir şeyin güzelliği ve renkliliği; yüzündeki neşelilik; neşe veya mutluluk; dirilik.

رَوْضَةٌ ذَاتُ بَهْجَةٍ غَالِبَةٍ : Emsalsiz güzellikte bir bahçe.

رَجُلٌ ذُو بَهْجَةٍ : Güzellik sahibi insan.

بَهِيجٌ : Güzel renkli; güzel ve renkli, bitkiler için kullanılır; güzel, mutlu veya memnun, kişiler için kullanılır.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Âyet
بَهْجَةٌ isim 1 Güzel, güler yüzlü, parlak oldu 27/60
بَهِيجٌ isim 2 Parlak, güler yüzlü 50/7

Toplam: 3

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

  • اِبـْتِهَاجٌ / بَهْجَةٌ

Zıt Manada Kelimeler

  • اِبـْتِهَاجٌ / بَهْجَةٌ

AÇIKLAMA:

HÜSN ve KASÂMET ve VESÂMET ve BEHCET ve SABAHAT ve MELÂHAT kelimeleri arasındaki fark

( ح س نق س مو س مب ه جص ب حم ل ح )

Kasâmet, “yüz hatlarını ve bir kısmı diğer kısmı ile orantılı uzuvları da kapsayan bir güzelliktir. Hüsn ise, bütünde ve ayrıntıda olduğu gibi, fiillerde ve ahlakta da olur. Oysa kasâmet, sadece şekillerde söz konusudur. 

Vesâmet, “bakan tarafından görülen ve tevessüm (teemmül) anında artan güzelliktir. Bir şey teemmül edildiğinde, tevessemtuhû (onu düşündüm) ifadesi kullanılır. Vesâmet, hüsn’den daha beliğdir. Çünkü güzel bir şeye tekrar tekrar bakıldığında ve onun hakkında tevessüm (teemmül) artırıldığında ondaki güzellik eksilir. Vesîm, “bakıldıkça güzelliği artan” anlamına gelir.

Behcet, “kalbe ferahlık veren güzellik”tir. Behcet’in asıl anlamı sürûrdur. İbtehece “sevindi” anlamına gelir. “Gönle sevinç katan güzellik” behcet diye isimlendirilmiştir. Behcet, bir şeyin renginin ve parlaklığının güzelliğidir.

Sabahat, “yüzün ışık saçması ve görünümün berrak olması”dır. “Demir vs. kıvılcımı” anlamına gelen “sabah” kelimesinden alınmıştır. Sabaha sabah denilmesi, ışık saçması sebebiyledir.

Melâhat ise, “ayrıntıda güzel olmasa bile, genel olarak tatlılıkla vasıflanan şey”dir.

(Farklar Sözlüğü 387) Bknz: ( ح س نق س مو س مص ب حم ل ح )

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Behc بَهْج Her zaman neşeli olma. Birisini şad ve mesrur etme, sevindirme.
Behîc بَهِيج Güleryüzlü. Güzel. Şen. Şaduman olan.
Behîce بَهِيجَة Şen, güzel, güleryüzlü kadın. 
Behcet بَهْجَة Sevinç. Güleryüzlülük. Güzellik, şirinlik.
Behâcet بَهَاجَة Güzellik. Güzel yüzlü olma.
Tebhîc تَبْهِيج Güzelleştirme.
İbhâc إِبْهَاج Sevindirme, sürur ve sevinç verme.
İbtihâc اِبْتِهَاج Sevinç, sevinme. İç açıklığı.
İstibhâc اِسْتِبْهَاج Yüzü gülme, sevinme, mesrur olma.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

بَهْجَةٌ : İsim. 

27:60 فَأَنْبَتْنَا بِهِ حَدَائِقَ ذَاتَ بَهْجَةٍ
Diyanet Meali: Onunla, ağaçlarını sizin yetiştiremeyeceğiniz gönül alıcı güzel bahçeler meydana getirdi.

بَهِيجٌ : İsim. Sıfat.

22:5 اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَأَنْبَتَتْ مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ
Diyanet Meali: Kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir.
50:7 وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ
Diyanet Meali: Orada sabit dağlar yerleştirdik. Orada her türden iç açıcı çift bitkiler bitirdik.