KÖK HARFLER: ه ش م
ANLAM:
هَشَمَ : Bir şeyi kırmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
هَشَمَ (geniş zaman يَهْشِمُ mastar isim هَشْمٌ):
هَشَمَ الشَّىْءَ : O şeyi kırdı.
هَشَّمَ الشَّىْءَ : O şeyi büsbütün kırdı.
هَشَّمَ النَّاقَةَ : Dişi deveyi sağdı.
هَشِيمٌ : Kuru, çer çöpe dönmüş ot, çalı çırpı.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek Âyet |
هَشِيمٌ | isim | 2 | Kuru ot, çalı çırpı | 18/45 |
| Toplam | 2 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Benzer Manada Kelimeler
- هَشَمَ
- هَشِيمٌ (a)
- هَشِيمٌ (b)
- عُشْبٌ
- حَشِيشٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Heşîm | هَشِيم | Ufalanmak. Kırılmış, ufalanmış olmak. Kırılmış, ufalanmış kuru ot. |
|
Hâşim | هَاشِم | Ekmek doğrayan, parçalayan. Ezen, yaran. | Hâşimî |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
هَشِيمٌ : İsim.
18:45 | فَاخْتَلَطَ بِهِ نَبَاتُ الْأَرْضِ فَأَصْبَحَ هَشِيمًا تَذْرُوهُ الرِّيَاحُ |
Diyanet Meali: | Yeryüzünün bitkileri boy verip birbirine karışırlar. Fakat bütün bu canlılık sonunda rüzgârın savurduğu kuru bir çer çöpe döner. |
54:31 | إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ صَيْحَةً وَاحِدَةً فَكَانُوا كَهَشِيمِ الْمُحْتَظِرِ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz biz, onların üzerine tek bir korkunç ses gönderdik de, onlar, ağıldaki hayvanların çiğneyip ufaladıkları kuru çöpler gibi oldular. * |