أ ي د

KÖK HARFLER:  أ ي د

ANLAM: 

أَيَّدَ : Yardım etmek; birisine yardımcı olmak; ona destek vermek, güç vermek. 

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

اَيَّدَ (geniş zamanlı يُؤَيِّدُ) : Ona yardım etti; ona yardımcı oldu; ona destek verdi; ona güç verdi.

اَيَّدَهُ عَلَى الْاَمْرِ : Meselenin üstesinden gelebilmesi için ona yardım etti.

تَاْئِيدٌ (mastar isim): Kuvvet; yardım, imdat.

الاَيْدُ : Kuvvet, güç.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
أَيَّدَ fiil-II 9 Destek verdi 2/87
أَيْدٌ isim 2 Kuvvet, güç 51/47

Toplam 11

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

  • أَيَّدَ
    • خَذَلَ > bak: خ ذ ل
    • تَرَكَ > bak: ت ر ك
    • (تَخَلَّى (عَنْ > bak: خ ل و 
    • (أَعْرَضَ (عَنْ > bak: ع ر ض
    • أَهْمَلَ

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Te’yid تَأْيِيد Kuvvetlendirme. Sağlamlaştırma. Doğrulama. Metanet verme. Te’yid etmek
Müeyyid مُؤَيِّد Te’yid eden. Doğrulayan. Sağlamlaştıran. Yardım eden. Kuvvet veren.
Müeyyide مُؤَيِّدَة Yaptırım.
İyâd إِيَاد Kuvvetlendirme, takviye etme.
Teeyyüd تَأَيُّد Kuvvetlenme. Kuvvet ve metanet bulma. Te’yid olunma.
Müteeyyid مُتَأَيِّد Kuvvetlenen.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

أَيَّدَ : Fiil-II.

2:87 وَآتَيْنَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ الْبَيِّنَاتِ وَأَيَّدْنَاهُ بِرُوحِ الْقُدُسِ
Diyanet Meali: Meryem oğlu İsa’ya mucizeler verdik. Onu Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik.
2:253 وَآتَيْنَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ الْبَيِّنَاتِ وَأَيَّدْنَاهُ بِرُوحِ الْقُدُسِ
Diyanet Meali: Meryem oğlu İsa’ya ise açık deliller verdik ve onu Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik.
3:13 وَاللَّهُ يُؤَيِّدُ بِنَصْرِهِ مَنْ يَشَاءُ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبْرَةً لِأُولِي الْأَبْصَارِ
Diyanet Meali: Allah da dilediğini yardımıyla destekliyordu. Basireti olanlar için bunda elbette ibret vardır.
5:110 إِذْ أَيَّدْتُكَ بِرُوحِ الْقُدُسِ تُكَلِّمُ النَّاسَ فِي الْمَهْدِ وَكَهْلًا
Diyanet Meali: Hani, seni Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlara konuşuyordun. 
8:26 تَخَافُونَ أَنْ يَتَخَطَّفَكُمُ النَّاسُ فَآوَاكُمْ وَأَيَّدَكُمْ بِنَصْرِهِ
Diyanet Meali: İnsanların sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz.  Derken Allah sizi barındırdı, yardımıyla destekledi.
8:62 هُوَ الَّذِي أَيَّدَكَ بِنَصْرِهِ وَبِالْمُؤْمِنِينَ
Diyanet Meali: O, seni bizzat kendi yardımıyla ve mü’minlerle destekleyendir.
9:40 فَأَنْزَلَ اللَّهُ سَكِينَتَهُ عَلَيْهِ وَأَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَمْ تَرَوْهَا
Diyanet Meali: Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz birtakım ordularla onu desteklemişti.
58:22 أُولَٰئِكَ كَتَبَ فِي قُلُوبِهِمُ الْإِيمَانَ وَأَيَّدَهُمْ بِرُوحٍ مِنْهُ
Diyanet Meali: İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir.
61:14 فَأَيَّدْنَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَىٰ عَدُوِّهِمْ فَأَصْبَحُوا ظَاهِرِينَ
Diyanet Meali: Nihayet biz inananları, düşmanlarına karşı destekledik. Böylece üstün geldiler.

أَيْدٌ : İsim. 

38:17 وَاذْكُرْ عَبْدَنَا دَاوُودَ ذَا الْأَيْدِ إِنَّهُ أَوَّابٌ
Diyanet Meali: Güçlü kulumuz Dâvûd’u hatırla. O, Allah’a çok yönelen bir kimse idi.
51:47 وَالسَّمَاءَ بَنَيْنَاهَا بِأَيْدٍ وَإِنَّا لَمُوسِعُونَ
Diyanet Meali: Göğü kudretimizle biz kurduk ve şüphesiz bizim (her şeye) gücümüz yeter. *