ش ف ق

KÖK HARFLER: ش ف ق

ANLAM: 

شَفِقَ : Birisine karşı istekli bir biçimde şefkat duymak. Bir şey hususunda eli sıkı olmak. Bir şeyden korkmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

شَفِقَ ve شَفَقَ (geniş zaman يَشْفَقُ mastar isim شَفَقٌ):

شَفِقَ عَلَيْهِ : Ona karşı istekli bir biçimde şefkat duyuyordu.

شَفِقَ عَلَى الشَّىْءِ : O şey hususunda eli sıkıydı.

شَفِيقٌ (ismi fail) şu sözcükle eş anlamlıdır: مُشْفِقٌ ve “korkma, korkak; şefkatli, sevecen veya merhametli” manasına gelmektedir.

شَفِقَ مِنَ الْاَمْرِ : O işten korkuyordu.

اَشْفَقَ مِنْهُ اَوْ عَلَيْهِ : O kişi veya şeyden korkuyordu, sakınıyordu ya da ona karşı sevecen, şefkatli idi ve ona ilgi gösteriyordu.

اَلْاِشْفَاقُ (mastar isim) İmam Ragıp’a göre, korkuyla karışık ilgi veya kaygı duyma, manasına gelmektedir. مِن ile kullanıldığında korku anlamı daha zahirdir; ancak عَلَى ile kullanıldığında ilgi veya kaygı anlamı daha zahirdir, ya da bazen güvenilir, samimi veya dürüst saikle karışık korkma; ve bazen de ondan yoksun kalma, manası taşımaktadır.

اَشْفَقَ عَلَى الصَّغِيرِ : O çocuk için şefkat, merhamet ve sevecenlik duyuyordu.

اَشْفَقَ الرَّجُلُ : O kimse şafak zamanı girişti, yani gün batımından alacakaranlığa kadar ufukta olan kızıllık veya gün batımında, gün ışığı ile gece karanlığının karışması zamanı.

مُشْفِقٌ : Korkak.

شَفِيقٌ (şu sözcükle eş anlamlı: مُشْفِقٌ ) : Sevecen, merhametli, şefkatli.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
أَشْفَقَ fiil-IV 2 Çekindi, sakındı 58/13
شَفَقٌ isim 1 Günbatımı, alacakaranlık 84/16
مُشْفِقٌ isim 8 Çekinen, sakınan, korkan 70/27

Toplam 11

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Benzer Manada Kelimeler

  • شَفِقَ
  • شَفَقٌ
    • نَهَارٌ > bak: ن ه ر
    • وَضَّاحٌ
  • شَفَقَةٌ

Zıt Manada Kelimeler

  • شَفِقَ
  • شَفَقٌ
    • لَيْلٌ > bak: ل ي ل 
    • ظُلْمَةٌ > bak: ظ ل م
    • سَدَفٌ
    • دُجًى
  • شَفَقَةٌ

AÇIKLAMA:

ŞEFKAT ile RİKKAT kelimeleri arasındaki fark

( ش ف قر ق ق )

İnsan şefkat göstermediği birisine, rikkat (acıma) duyabilir. Mesela kız çocuğunu diri diri toprağa gömen kimsenin, ona acıdığından (rikkat gösterdiğinden) şüphe yoktur. Çünkü insan tabiatı bunu gerektirir. Oysa ona şefkat duymuyordu, eğer şefkat duysaydı, onu diri diri gömmezdi.  (Farklar Sözlüğü 285) Bknz: ( ر ق ق )

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Şafak شَفَق Tan zamanı.
Şefîk شَفِيق Sevecen, şefkatli, müşfik.
Müşfik مُشْفِق Şefkatle seven. 
Şefkat شَفْقَة Acıyarak ve koruyarak sevme, sevecenlik.
İşfâk إِشْفَاق Lutfetme.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

أَشْفَقَ : Fiil-IV.

33:72 فَأَبَيْنَ أَنْ يَحْمِلْنَهَا وَأَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْإِنْسَانُ
Diyanet Meali: Onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. 
58:13 أَأَشْفَقْتُمْ أَنْ تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيْ نَجْوَاكُمْ صَدَقَاتٍ
Diyanet Meali: Baş başa konuşmanızdan önce sadakalar vermekten çekindiniz mi?

شَفَقٌ : İsim.

84:16 فَلَا أُقْسِمُ بِالشَّفَقِ
Diyanet Meali: Yemin ederim şafağa,  *

مُشْفِقُونَ : İsim. İsm-i Fâil. İf’âl Bâbı (IV. Bâb).  Kurallı Erkek Çoğul. Tekili: مُشْفِقٌ

18:49 وَوُضِعَ الْكِتَابُ فَتَرَى الْمُجْرِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا فِيهِ
Diyanet Meali: Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. 
21:28 وَهُمْ مِنْ خَشْيَتِهِ مُشْفِقُونَ
Diyanet Meali: Ve hepsi O’nun korkusuyla titrerler.
21:49 الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ بِالْغَيْبِ وَهُمْ مِنَ السَّاعَةِ مُشْفِقُونَ
Diyanet Meali: Onlar, görmedikleri hâlde Rablerinden içten içe korkarlar. Onlar kıyamet gününden de korkarlar.  *
23:57 إِنَّ الَّذِينَ هُمْ مِنْ خَشْيَةِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَ
Diyanet Meali: Rablerinin azametinden korkup titreyenler, *
42:18 وَالَّذِينَ آمَنُوا مُشْفِقُونَ مِنْهَا وَيَعْلَمُونَ أَنَّهَا الْحَقُّ
Diyanet Meali: İnananlar ise, ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. 
42:22 تَرَى الظَّالِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا كَسَبُوا وَهُوَ وَاقِعٌ بِهِمْ
Diyanet Meali: Sen, zalimlerin yaptıkları şeyler tepelerine inerken bu yüzden korku ile titrediklerini göreceksin.
52:26 قَالُوا إِنَّا كُنَّا قَبْلُ فِي أَهْلِنَا مُشْفِقِينَ
Diyanet Meali: Derler ki: “Şüphesiz daha önce biz, ailemiz içinde yaşarken (Allah’a isyandan) korkardık.”  *
70:27 وَالَّذِينَ هُمْ مِنْ عَذَابِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَ
Diyanet Meali: Onlar, Rablerinin azabından korkan kimselerdir. *