KÖK HARFLER: ر ه ب
ANLAM:
رَهِبَ : Korkmak. İhtiyatla korkmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
رَهِبَ (geniş zaman يَرْهَبُ mastar ismi رَهَبٌ ve رُهْبٌ ve رَهْبٌ ve رَهْبَةٌ ve رَهْبَانٌ): Korktu ya da ihtiyatla korktu.
رَهِبَهُ ve رَهِبَ مِنْهُ : O kişi veya şeyden korktu, o kişi veya şeyden ihtiyatla korktu.
فِى قَلْبِى مِنْهُ رَهْبَةٌ اَوْ رَهْبٌ : O kişi veya şeye karşı kalbimde korku var.
اَرْهَبَهُ : O kişi veya şey onu ürküttü, onun korkmasına sebep oldu, onu ürküterek endişelendirdi ya da telaşlandırdı.
اِسْتَرْهَبَهُ : Onu ürküttü; onun korkusunu ortaya çıkardı ve insanlar ondan korktu.
رَهْبٌ ve رَهَبٌ ve رَهْبَةٌ (mastar ismi): Korku, ihtiyatlı korku.
رَاهِبٌ : Kendini dini faaliyetlere adayan kişi.
رُهْبَانٌ (şu sözcüğün çoğul hali: رَاهِبٌ ) : Korkma; korkanlar, ihtiyatla korkanlar; Hristiyan rahipler; sofular, ruhbanlar veya mutaassıp münzevi kimseler.
تَرَهَّبَ : Bu şey oldu.
رَهْبَانِيَّةٌ : Manastır hayatı; ruhbanlık, sofuluk; dini faaliyet ve disiplinde aşırılık, beşerden kopma.
لَا رَهْبَانِيَّةَ فِى الْاِسْلَامِ : İslam’da ruhbanlık yoktur. (Hadis-i şerif)
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
رَهِبَ | fiil-I | 3 | Korktu | 7/154 |
|
أَرْهَبَ | fiil-IV | 1 | Korkuttu, telaşa düşürdü, yıldırdı | 8/60 |
|
اِسْتَرْهَبَ | fiil-X | 1 | Korku uyandırdı, korku saldı | 7/116 |
|
رَهَبٌ | isim | 1 | Korkmak | 21/90 |
|
رَهْبٌ | isim | 1 | Korkmak | 28/32 |
|
رَهْبَةٌ | isim | 1 | Korkmak | 59/13 |
|
رُهْبَانٌ | isim | 3 | Manastırda ibadet ile meşgul olan zat (çoğul) | 5/82 | Tekil: رَاهِبٌ |
رَهْبَانِيَّةٌ | isim | 1 | Rahiplik hali ve Ruhbanlık | 57/27 |
|
| Toplam | 12 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- رَهِبَ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Rehb (Reheb) | رَهْب | Korku. |
|
Rehbet | رَهْبَة | Fazla korku. |
|
Rehbeten | رَهْبَةً | Korkup çekinerek, çekingenlikle. |
|
Râhib | رَاهِب | Abid. Allah’tan (C.C.) korkan. |
|
Rehbân | رَهْبَان | Çok korkak. |
|
Ruhbân | رُهْبَان | Rahip. Hıristiyan din adamı. |
|
Rehbâniyyet | رَهْبَانِيَّة | Rahiblik. Papazlık. |
|
Merhûb | مَرْهُوب | Korkunç. |
|
Terhîb | تَرْهِيب | Korkutma. | Çoğul: Terhîbât |
İrhâb | إِرْهَاب | Korkutma veya korkutulma. |
|
İstirhâb | اِسْتِرْهَاب | Korkutma veya korkutulma. |
|
Müsterhib | مُسْتَرْهِب | Korkutan, istirhab eden. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
رَهِبَ : Fiil-I.
2:40 | وَأَوْفُوا بِعَهْدِي أُوفِ بِعَهْدِكُمْ وَإِيَّايَ فَارْهَبُونِ |
Diyanet Meali: | Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki ben de size verdiğim sözü yerine getireyim. Yalnız benden korkun. |
7:154 | وَفِي نُسْخَتِهَا هُدًى وَرَحْمَةٌ لِلَّذِينَ هُمْ لِرَبِّهِمْ يَرْهَبُونَ |
Diyanet Meali: | Onların yazısında Rableri için korku duyanlara bir hidayet ve bir rahmet vardı. |
16:51 | إِنَّمَا هُوَ إِلَٰهٌ وَاحِدٌ فَإِيَّايَ فَارْهَبُونِ |
Diyanet Meali: | “O, ancak tek ilâhtır. O hâlde, yalnız benden korkun.” |
أَرْهَبَ : Fiil-IV.
8:60 | تُرْهِبُونَ بِهِ عَدُوَّ اللَّهِ وَعَدُوَّكُمْ وَآخَرِينَ مِنْ دُونِهِمْ |
Diyanet Meali: | Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve (bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği) diğer düşmanları korkutursunuz. |
اِسْتَرْهَبَ : Fiil-X.
7:116 | وَاسْتَرْهَبُوهُمْ وَجَاءُوا بِسِحْرٍ عَظِيمٍ |
Diyanet Meali: | Ve onlara korku saldılar. Büyük bir sihir yaptılar. |
رَهَبٌ : İsim.
21:90 | إِنَّهُمْ كَانُوا يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَيَدْعُونَنَا رَغَبًا وَرَهَبًا |
Diyanet Meali: | Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. |
رَهْبٌ : İsim.
28:32 | وَاضْمُمْ إِلَيْكَ جَنَاحَكَ مِنَ الرَّهْبِ |
Diyanet Meali: | Korkudan açılan kolunu kendine çek (toparlan). |
رَهْبَةٌ : İsim.
59:13 | لَأَنْتُمْ أَشَدُّ رَهْبَةً فِي صُدُورِهِمْ مِنَ اللَّهِ |
Diyanet Meali: | Onların kalplerinde size karşı duydukları korku, Allah’a karşı duydukları korkudan daha baskındır. |
رُهْبَانٌ : İsim. Çoğul. Tekili: رَاهِبٌ
5:82 | ذَٰلِكَ بِأَنَّ مِنْهُمْ قِسِّيسِينَ وَرُهْبَانًا وَأَنَّهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ |
Diyanet Meali: | Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. Onlar büyüklük de taslamazlar. |
9:31 | اتَّخَذُوا أَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ أَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللَّهِ |
Diyanet Meali: | (Yahudiler) Allah’ı bırakıp, hahamlarını; (hıristiyanlar ise) rahiplerini rab edindiler. |
9:34 | إِنَّ كَثِيرًا مِنَ الْأَحْبَارِ وَالرُّهْبَانِ لَيَأْكُلُونَ أَمْوَالَ النَّاسِ بِالْبَاطِلِ |
Diyanet Meali: | Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar. |
رَهْبَانِيَّةٌ : İsim.
57:27 | وَجَعَلْنَا فِي قُلُوبِ الَّذِينَ اتَّبَعُوهُ رَأْفَةً وَرَحْمَةً وَرَهْبَانِيَّةً ابْتَدَعُوهَا |
Diyanet Meali: | Kendisine uyanların kalplerine şefkat ve merhamet duygusu koyduk. (Kendiliklerinden) icat ettikleri ruhbanlığa gelince… |