ج ث م

KÖK HARFLER:  ج ث م

ANLAM: 

جَثَمَ : Yere yapışmak veya göğsünün üzerine düşmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

جَثَمَ (geniş zamanlı يَجْثَمُ ve يَجْثُمُ mastar isim جُثُومٌ):

جَثَمَ اللَّيْلُ : Gece yarılandı.

جَثَمَ الطَّائِرُ : Kuş yere yapıştı veya göğsünün üzerine düştü. 

جَثَمَ الرَّجُلُ وَ الْحَيَوَانُ : İnsan veya hayvan oturdu.

جُثُومٌ kuşlar söz konusuysa, بُرُوكٌ develer söz konusuysa oturma anlamındadır ve insanlar söz konusuysa جُلُوسٌ şeklindedir.

جَاثِمٌ : Bir kuş, yaban tavşanı, deve veya yere yapışıp göğsünün üzerine düşmüş bir adam.

جَاثِمٌ aynı zamanda, soyu tükenmiş; hareketsiz; ölü anlamlarına da gelir.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
جَاثِمٌ isim 5 Yere bitişik olan (yere yapışıp kalan) 7/78

Toplam 5

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

  • جَثَمَ

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Câsim جَاثِم Yüzükoyun yatmış kimse.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

جَاثِمٌ : İsim. İsm-i Fâil.

7:78 فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ
Diyanet Meali: Derken, onları o kuvvetli sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstü hareketsiz çöke kaldılar. *
7:91 فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ
Diyanet Meali: Derken, onları o korkunç sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstü hareketsiz çöke kaldılar. *
11:67 وَأَخَذَ الَّذِينَ ظَلَمُوا الصَّيْحَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دِيَارِهِمْ جَاثِمِينَ
Diyanet Meali: Zulmedenleri o korkunç uğultulu ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar. *
11:94 وَأَخَذَتِ الَّذِينَ ظَلَمُوا الصَّيْحَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دِيَارِهِمْ جَاثِمِينَ
Diyanet Meali: Zulmedenleri ise o korkunç (uğultulu) ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
29:37 فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ
Diyanet Meali: Kavmi, onu yalanladı. Bunun üzerine kendilerini o malum sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar. *