KÖK HARFLER: ر غ م
ANLAM:
رَغِمَ – رَغَمَ : Burnu toza kapanmak, aşağılanmış veya küçük düşürülmüş hale gelmek. Birisine isteği dışında bir şey yaptırmak; onu kızdırmak için onun isteği dışında bir şey yapmak.
AÇIKLAMA:
رَغَامٌ : İnce toprak.
رَغِمَ أَنْفُ فَلاَنٍ : Falan kişinin burnu رَغَامٌ’ün (ince toprağın ya da toprağın) içine düştü. Mastarı رَغْمٌ şeklinde gelir.
أَرْغَمَهُ غَيْرُهُ : Bir başkası onun burnunu ince toprağın ya da toprağın içine düşürdü. Onun burnunu ince toprağa ya da toprağa yapıştırdı, gömdü. Onu kerhen, kendi iradesine karşı zelil, hor veya hakir hale getirdi. Bununla “öfke, hiddet” ifade edilir.
أَرْغَمَ اللهُ أَنْفَهُ : Allah (c.c.) Onun burnunu ince toprağa ya da toprağa yapıştırdı, gömdü.
أَرْغَمَهُ : Onu öfkelendirdi, hiddetlendirdi.
رَاغَمَهُ : Onun kendisini öfkelendirmesi, hiddetlendirmesi sonucunda o da onu öfkelendirdi, hiddetlendirdi ve her ikisi birbirini öfkelendirmeye, hiddetlendirmeye veya birbirinin burnunu ince toprağa ya da toprağa yapıştırmaya, gömmeye çalıştılar. Bu temel anlamdan sonra مُرَاغَمَةٌ kelimesi müstear olarak “tartışma, çekişme ya da münakaşa etme” anlamında kullanılır.
Yüce Allah’ın şu sözüne gelince: وَمَنْ يُهَاجِرْ فِي سَبِيلِ اللّهِ يَجِدْ فِي اْلأَرْضِ مُرَاغَمًا كَثِيراً (4 /100). Buradaki مُرَاغَمٌ kelimesi “öfkelenmesini gerektiren bir münker gördüğü zaman gidecek yer…” anlamındadır. Bu yönüyle senin غَضِبْتُ إِلَى فُلاَنٍ مِنْ كَذَا ve رَغِمْتُ إِلَيْهِ demene benzer. (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
رَغِمَ (geniş zaman يَرْغَمُ) ve رَغَمَ (geniş zaman يَرْغُمُ mastar ismi رَغْمٌ):
رَغَمَ اَنْفَهُ veya رَغِمَ اَنْفَهُ : Burnu toza kapandı, yani aşağılanmış veya küçük düşürülmüştü ya da o hale gelmişti.
رَغَمْتُهُ : Ona isteği dışında bir şey yaptırdım; onu kızdırmak için onun isteği dışında bir şey yaptım.
رَغِمَهُ : O şeyden hoşlanmadı.
رَاغَمَ اَهْلَهُ : Onların isteğine karşı ailesini yüz üstü bıraktı ya da onları terketti.
تَرَغَّمَ: Birine dargınlık peyda etti.
مَرْغَمٌ ve مُرَاغَمٌ : Bir kimsenin kendi isteklerini gerçekleştirmek için ümmetinden seyahat ederek ayrıldığı bir yol; birinin göç ettiği bir yer; bir sığınma yeri; birinin geçim yolları aramak maksadıyla bir oraya bir buraya gittiği bir yer; bir kale veya müstahkem bir yer. Hicret yerleri.
رَغْمًا عَنْ ve عَلَى الرَّغْمِ مِنْ : Bir şeye rağmen, yine de.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
مُرَاغَمٌ | isim | 1 | Hicret yeri (çoğul) | 4/100 | Tekili: مَرْغَمٌ / مَرْغَمَةٌ |
| Toplam | 1 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Benzer Manada Kelimeler
- رَغَمَ
- رَغَامٌ
Zıt Manada Kelimeler
- رَغَمَ
- خَيَّرَ > bak: خ ي ر
- سَمَحَ
- أَبَاحَ
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Rağm | رَغْم | Bir şeyden hoşlanmayıp, kerih görmek. |
Rağmen | رَغْمًا | Aksine olarak, inadına, zıddına olarak, zoraki. |
Rağmiyyât | رَغْمِيَّات | Aksine, rağmına, inadına, zıddına yapılan işler. |
Tergîm | تَرْغِيم | Yere sürtme. Zelil etmek. |
Mürâgame | مُرَاغَمَة | Tartışma. |
İrgâm | إِرْغَام | Aşağılatma. Hor, hakir kılma. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
مُرَاغَمٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl. Mufâale Bâbı (III. Bâb). Çoğul. Tekili: مَرْغَمَةٌ / مَرْغَمٌ
4:100 | وَمَنْ يُهَاجِرْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ يَجِدْ فِي الْأَرْضِ مُرَاغَمًا كَثِيرًا وَسَعَةً |
Diyanet Meali: | Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur, genişlik de. |