KÖK HARFLER: خ ط ف
ANLAM:
خَطِفَ : Bir şeyi ele geçirmek; o şeyi zorla almak ya da alıp götürmek; o şeyi hızlıca yapmak.
AÇIKLAMA:
خَطْفٌve اِخْتِطَافٌ : Bir nesneyi zorla kapıp almak veya götürmek. Fiil olarak خَطِفَ-يَخْطَفُ ve خَطَفَ-يَخْطِفُ şekillerinde kullanılır. Şu ayette her iki şekilde de okunmuştur: إِلاَّ مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ Hele bir tek söz kapan olsun… (37/10). Burada, “kulak hırsızlığı yapan, gizlice dinleyen şeytanlar” vasf edilmektedir.
Yüce Allah şöyle buyurmuştur: فَتَخْطَفُهُ الطَّيْرُ أوْ تَهْوِي بِهِ الرِّيحُ Sanki gökten yere düşmüş de kuşlara yem olmuş ya da rüzgâr tarafından sürüklenerek ıssız bir köşeye atılmış gibi olur (22/31); يَكَادُ الْبَرْقُ يَخْطَفُ أبْصَارَهُمْ Şimşek onların görme yeteneklerini nerede ise alıverecekti (2/20). Yüce Allah’ın şu sözüne gelince: وَيُتَخَطَّفُ النَّاسُ مِنْ حَوْلِهِمْ Çevrelerindeki beldelerde oturan insanlar kaçırılırken (29/67). Yani “öldürülürken ve zorla kapak götürülürken…”
خُطَّافٌ : Uçuşunda sanki bir nesneyi zorla kapıp alacakmış veya götürecekmiş gibi uçan bir tür kuş, kırlangıç. “Kovayı kuyudan çıkarmada kullanılan araç”. Kovayı zorla kapıp almasından veya götürmesinden dolayı böyle adlandırılmıştır. Çoğulu خَطَاطِيفُ şeklinde gelir. Ve “makara dilinin, üzerinde döndüğü demir”.
بَازٌ مِخْطَفٌ : Avladığı hayvanı zorla kapıp alan veya götüren doğan veya şahin.
خَيْطَف : Yürürken ya da giderken çabukluk, sürat veya hız.
أَخْطَفُ اْلحَشَا ve مُخْطَفُ اْلحَشَا : İnce belli adam. Karnın semer kolanının geldiği yerinin arkasına düşen kısımları zayıf veya ince olan deve. Zayıflığından dolayı sanki burada onun حَشَا’sının zorla kapılıp alınmış veya götürmüş olduğu söylenmek istenir. (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
خَطِفَ (geniş zaman يَخْطَفُ mastar ismi خَطْفٌ):
خَطِفَهُ ve تَخَطَّفَهُ : O şeyi ele geçirdi; o şeyi zorla aldı ya da alıp götürdü; o şeyi hızlıca yaptı; kıskıvrak tuttu.
خَطِفَ الْبَصَرَ : O şey gözlerini aldı.
خَطِفَ السَّمْعَ : Kulak hırsızlığı yaptı; o şeyi kapıp kaçtı.
هٰذَا سَيْفٌ يَخْطَفُ الرَّاْسَ : Bu başı kesip koparacak bir kılıçtır.
خَطِفَ hızlıca ilerledi, manasına da gelmektedir.
الْخَطْفَةُ : Yakalayış, kıskıvrak tutuş.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama | |
خَطِفَ | fiil-I | 3 | Yakaladı, kapıp aldı | 37/10 | |
تَخَطَّفَ | fiil-V | 3 | Kapıştı, kıskıvrak tuttu, çarptı | 28/57 | Meçhul muzari: يُتَخَطَّفُ |
خَطْفَةٌ | isim | 1 | Yakalayış, kıskıvrak tutuş. | 37/10 | |
Toplam | 7 |
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Benzer Manada Kelimeler
- خَطَفَ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Hatf | خَطْف | Kapma. |
Hâtıf | خَاطِف | Göz kamaştırıcı şimşek. |
İhtitâf | اِخْتِطَاف | Göz kamaştırma. Kapıp götürme, kapma. |
Muhtatıf | مُخْتَطِف | *Kapıp götüren. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
خَطِفَ : Fiil-I.
2:20 | يَكَادُ الْبَرْقُ يَخْطَفُ أَبْصَارَهُمْ كُلَّمَا أَضَاءَ لَهُمْ مَشَوْا فِيهِ |
Diyanet Meali: | Şimşek neredeyse gözlerini alıverecek. Önlerini her aydınlatışında ışığında yürürler. |
22:31 | فَكَأَنَّمَا خَرَّ مِنَ السَّمَاءِ فَتَخْطَفُهُ الطَّيْرُ |
Diyanet Meali: | Sanki gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor. |
37:10 | إِلَّا مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ فَأَتْبَعَهُ شِهَابٌ ثَاقِبٌ |
Diyanet Meali: | Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).* |
تَخَطَّفَ : Fiil-V. Meçhul muzari: يُتَخَطَّفُ
8:26 | تَخَافُونَ أَنْ يَتَخَطَّفَكُمُ النَّاسُ فَآوَاكُمْ وَأَيَّدَكُمْ بِنَصْرِهِ |
Diyanet Meali: | İnsanların sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz. Derken Allah sizi barındırdı, yardımıyla destekledi. |
28:57 | وَقَالُوا إِنْ نَتَّبِعِ الْهُدَىٰ مَعَكَ نُتَخَطَّفْ مِنْ أَرْضِنَا |
Diyanet Meali: | Onlar, “Sizinle beraber doğru yolu tutarsak, kendi yurdumuzdan koparılıp çıkarılırız” dediler. |
29:67 | أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا جَعَلْنَا حَرَمًا آمِنًا وَيُتَخَطَّفُ النَّاسُ مِنْ حَوْلِهِمْ |
Diyanet Meali: | Çevrelerindeki insanlar kapılıp götürülürken, bizim, onların yurtlarını saygın ve güvenlikli bir yer kıldığımızı görmediler mi? |
خَطْفَةٌ : İsim.
37:10 | إِلَّا مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ فَأَتْبَعَهُ شِهَابٌ ثَاقِبٌ |
Diyanet Meali: | Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).* |