KÖK HARFLER: ر ق ي
ANLAM:
رَقِىَ : Dağa tırmanmak, çıkmak, yükselmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
رَقِىَ (geniş zaman يَرْقَى mastar ismi رُقِىٌّ ve رَقْىٌ):
رَقِىَ الْجَبَلَ وَ اِلَيْهِ وَ فِيهِ ve ارْتَقَى : Dağa tırmandı, çıktı, yükseldi.
رَقَاهُ (geniş zaman يَرْقِى mastar ismi رُقْيَةٌ ) : Sözlü bir büyü yaparak onu efsunladı ya da büyüledi.
رَاقٍ : (ismi fail) Büyü yapan kişi, (okuyup üfleyip) tedavi eden, bir büyücü; tırmanan kişi.
رُقْيَةٌ : Sözlü veya yazılı bir büyü veya sihir.
رَقَّاءٌ : Bir büyücü veya adet üzere büyü yapan kişi; sıklıkla dağa tırmanan kişi.
تَرَقَّى فِى الْعِلْمِ : İlimde adım adım yükseldi.
مِرْقَاةٌ : Bir merdiven.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
رَقِىَ | fiil-I | 1 | Çıktı, yükseldi | 17/93 |
اِرْتَقَى | fiil-VIII | 1 | Çıktı, yükseldi | 38/10 |
رَاقِی | isim | 1 | Hastaya okuyan, okuyarak tedavi eden | 75/27 |
رُقِيٌّ | isim | 1 | Çıkmak, yükselmek | 17/93 |
| Toplam | 4 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
Zıt Manada Kelimeler
- رَقِيَ
- اِرْتَقَى
- رُقِيٌّ (a)
- رُقِيٌّ (b)
AÇIKLAMA:
SU‘ÛD ile RUKİYY kelimeleri arasındaki fark
( ص ع د – ر ق ي )
Rukiyy kelimesi, su‘ûd kelimesinden daha geneldir. “Merdivene ya da basamağa tırmandı” ifadesi için her ikisi de kullanılabilir. Oysa “İlim ve şerefte en son noktaya ulaştım” derken, sa‘ide fiili kullanılmaz, rakiye fiili kullanılır. Çünkü bu kelime mekan konusunda da, başka konularda da kullanılabilir. Rakiye fiili, anlam bakımından yavaş yavaş, adım adım, aşama aşama ilerlemek, yükselmek” anlamına gelir. (Farklar Sözlüğü 267) Bknz: ( ص ع د )
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Rukye | رُقْيَة | Dua, efsun. |
|
Rukiye | رُقِيَّة | Büyü, sihir, efsun. |
|
Erkâ | أَرْقَى | En yukarı. |
|
Mirkat | مِرْقَاة | Merdiven. Basamak. Derece. | Çoğul: Merâkî |
Terakkî | تَرَقِّى | İlerleme, yükselme, gelişme. |
|
İrtikâ’ | اِرْتِقَاء | Yükseğe çıkma, yükselme. |
|
Mürtakî | مُرْتَقِى | İlerliyen, terakki eden. Yükselen, yukarı çıkan. |
|
Müterakkî(ye) | مُتَرَقِّي / مُتَرَقِّيَة | İleri, ilerlemiş. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
رَقِىَ : Fiil-I.
17:93 | أَوْ يَكُونَ لَكَ بَيْتٌ مِنْ زُخْرُفٍ أَوْ تَرْقَىٰ فِي السَّمَاءِ |
Diyanet Meali: | Yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça (sana asla inanmayacağız). |
اِرْتَقَى : Fiil-VIII.
38:10 | فَلْيَرْتَقُوا فِي الْأَسْبَابِ |
Diyanet Meali: | Öyle ise sebeplere yapışarak yükselsinler (bakalım!) |
رَاقِی : İsim. İsm-i Fâil.
75:27 | وَقِيلَ مَنْ رَاقٍ |
Diyanet Meali: | “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği zaman.. * |
رُقِيٌّ : İsim.
17:93 | وَلَنْ نُؤْمِنَ لِرُقِيِّكَ حَتَّىٰ تُنَزِّلَ عَلَيْنَا كِتَابًا نَقْرَؤُهُ |
Diyanet Meali: | “Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” |