KÖK HARFLER: ن س ف
ANLAM:
نَسَفَ : Binayı temelinden yıkmak ya da sökmek.
AÇIKLAMA:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama | |
نَسَفَ | fiil-I | 3 | Kökünden söktü, yoldu, temelinden oynattı, savurdu, dağıttı, uçurdu, süpürdü | 77/10 | Meçhulu: نُسِفَ |
نَسْفٌ | isim | 2 | Kökünden sökmek, yolmak, temelinden oynatmak, savurmak, dağıtmak, uçurmak, süpürmek. | 20/97 | |
Toplam | 5 |
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- نَسَفَ (a)
- نَسَفَ (b)
- اِخْتَطَفَ > bak: خ ط ف
- اِخْتَلَسَ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Nesf | نَسْف | Bir yapıyı temelinden yıkma. |
İnsâf | إِنْسَاف | Yaprak yaprak olma, lime lime olup dağılma. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
نَسَفَ : Fiil-I. Meçhulu: نُسِفَ
20:97 | لَنُحَرِّقَنَّهُ ثُمَّ لَنَنْسِفَنَّهُ فِي الْيَمِّ نَسْفًا |
Diyanet Meali: | “Biz onu elbette yakacağız ve onu muhakkak denize savuracağız.” |
20:105 | وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الْجِبَالِ فَقُلْ يَنْسِفُهَا رَبِّي نَسْفًا |
Diyanet Meali: | (Ey Muhammed!) Sana dağların (kıyamet günündeki) hâlini soruyorlar. De ki: “Rabbim onları toz edip savuracak.” * |
77:10 | وَإِذَا الْجِبَالُ نُسِفَتْ |
Diyanet Meali: | Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman, * |
نَسْفٌ : İsim.
20:97 | لَنُحَرِّقَنَّهُ ثُمَّ لَنَنْسِفَنَّهُ فِي الْيَمِّ نَسْفًا |
Diyanet Meali: | “Biz onu elbette yakacağız ve onu muhakkak denize savuracağız.” |
20:105 | وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الْجِبَالِ فَقُلْ يَنْسِفُهَا رَبِّي نَسْفًا |
Diyanet Meali: | (Ey Muhammed!) Sana dağların (kıyamet günündeki) hâlini soruyorlar. De ki: “Rabbim onları toz edip savuracak.” * |