KÖK HARFLER: ض ح ك
ANLAM:
ضَحِكَ : Gülmek. Tebessüm etmek. Birisini alaya almak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
ضَحِكَ (geniş zaman يَضْحَكُ mastar isim ضَحْكٌ ve ضِحْكٌ ve ضِحِكٌ ve ضَحِكٌ): Güldü (zıt anlamlısı: بَكَى).
ضَحِكَ عَلَيْهِ ya da ضَحِكَ بِهِ ya da ضَحِكَ عَنْهُ : Ona güldü; onu alaya aldı ya da onunla dalga geçti.
ضَحِكَ الرَّجُلُ : Tebessüm etti ya da ona tebessüm etti. O kimse ürkmüştü ya da korkmuştu, manasına da gelmektedir.
اَلضِّحْكُ sevinçten, mutluluktan ve kıvançtan yüzün genişlemesi ve dişlerin ortaya çıkmasını ifade etmektedir; اِبْتَسَمَ onun başlangıcıdır.
ضَحِكَتِ الْاَرْضُ : Toprak ot çıkardı.
ضَحِكَ الطَّرِيقُ : Yol görünür hale geldi.
ضَحِكَتِ الْمَرْأَةُ : Kadın mutluluktan güldü; ürkmüştü; tebessüm etti; adet gördü.
اَضْحَكَهُ : Onu güldürdü.
اَضْحَكَ الْحَوْضَ : Depoyu öyle doldurdu ki taştı.
ضَاحِكٌ (ismi fail) : Gülme; gülen kişi.
رَأْىٌ ضَاحِكٌ : Sarih karar.
ضَاحِكٌ adet gören bir kadına istinaden de kullanılmaktadır (ة olmadan).
اُضْحُوكَةٌ : Maskara.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
ضَحِكَ | fiil-I | 7 | Güldü | 11/71 |
أَضْحَكَ | fiil-IV | 1 | Güldürdü | 53/43 |
ضَاحِكٌ | isim | 1 | Gülen kimse | 27/19 |
ضَاحِكَةٌ | isim | 1 | Gülen kimse (müennes) | 80/39 |
| Toplam | 10 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- ضَحِكَ
- ضَحُوكٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Dıhk | ضِحْك | Gülme. |
|
Dâhik | ضَاحِك | Gülen, gülücü. |
|
Dâhike | ضَاحِكَة | Azı dişlerinden her biri. |
|
Madhek | مَضْحَك |
Maskara. Gülünecek şey. Soytarı. Komik.
| Çoğulu: Medâhik |
Udhûke | أُضْحُوكَة | Gülünç şeyler. Komedi. | Çoğulu: Edâhîk |
Tedâhuk | تَضَاحُك | Gülüşmek. |
|
Mütedâhık | مُتَضَاحِك | Karşılıklı gülüşen, tedahuk eden. |
|
İstidhâk | اِسْتِضْحَاك | Alaya alma, eğlenme. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
ضَحِكَ : Fiil-I.
9:82 | فَلْيَضْحَكُوا قَلِيلًا وَلْيَبْكُوا كَثِيرًا جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ |
Diyanet Meali: | Artık kazandıklarının karşılığı olarak, az gülsünler, çok ağlasınlar. * |
11:71 | وَامْرَأَتُهُ قَائِمَةٌ فَضَحِكَتْ فَبَشَّرْنَاهَا بِإِسْحَاقَ |
Diyanet Meali: | İbrahim’in karısı ayakta idi. (Bu sözleri duyunca) güldü. Ona da İshak’ı müjdeledik. |
23:110 | وَكُنْتُمْ مِنْهُمْ تَضْحَكُونَ |
Diyanet Meali: | Onlara hep gülüyordunuz. |
43:47 | فَلَمَّا جَاءَهُمْ بِآيَاتِنَا إِذَا هُمْ مِنْهَا يَضْحَكُونَ |
Diyanet Meali: | (Mûsâ) mucizelerimizi kendilerine getirince, bir de bakmışsın, o mucizelere gülüyorlar! * |
53:60 | وَتَضْحَكُونَ وَلَا تَبْكُونَ |
Diyanet Meali: | Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? |
83:29 | إِنَّ الَّذِينَ أَجْرَمُوا كَانُوا مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا يَضْحَكُونَ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülüyorlardı. * |
83:34 | فَالْيَوْمَ الَّذِينَ آمَنُوا مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ |
Diyanet Meali: | İşte bugün de mü’minler kâfirlere gülerler. * |
أَضْحَكَ : Fiil-IV.
53:43 | وَأَنَّهُ هُوَ أَضْحَكَ وَأَبْكَىٰ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz O, güldürür ve ağlatır. * |
ضَاحِكٌ : İsim. İsm-i Fâil.
27:19 | فَتَبَسَّمَ ضَاحِكًا مِنْ قَوْلِهَا |
Diyanet Meali: | Süleyman, onun bu sözüne tebessüm ile gülerek (dedi ki)… |
ضَاحِكَةٌ : İsim. İsm-i Fâil. Müennes.
80:39 | ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌ |
Diyanet Meali: | Gülerler, sevinirler. * |