KÖK HARFLER: أ و ب
ANLAM:
اٰبَ : Geri dönmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
اٰبَ (geniş zamanlı يَؤُوبُ): Geri döndü.
اٰبَ اِلَى اَهْلِهِ : Gece ailesine geri döndü.
اَبَتِ الشَّمْسُ : Güneş battı.
اٰبَ اِلَيْهِ النَّاسُ : Ona dört bir yandan insanlar gelirdi.
اٰبَ اِلَى اللّٰهِ : Günahkarlığı bırakıp Allah’a yönelme; tövbe etti, (mastar isim اِيَابٌ ve اَوْبٌ ve مَاٰبٌ).
اَوَّبَ : anlamları: (1) Allah’a c.c. hamdetti. (2) Gün boyu yolculuk yapıp gece ara verdi, veya karanlıkta yolculuk yaptı. (3) Döndürdü.
اَوْبٌ : Geri dönen; doğru yol; doğrultu; yol veya yön.
اَوَّابٌ : Günahlarını tek başına derinlemesine düşünen ve Allah’a c.c. günahlarını affetmesi için dua eden kişi. Günahlarını bırakıp sık sık Allah’a c.c. yönelen; tövbe etmeye alışmış; itaatsizlikten itaatkar hale geçen; Allah’ı c.c. öven.
اٰئِبٌ (çoğul: اٰئِبُونَ): Geri dönen kişi.
مَاٰبٌ : Birinin geri döndüğü yer; sürekli ikamet; hayatın akışının bir kimseyi en nihayetinde ulaştırdığı hedef; güneşin battığı yer; yuva. Dönüş vakti.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
أَوَّبَ | fiil-II | 1 | Döndürdü | 34/10 |
أَوَّابٌ | isim | 6 | (Yüzünü Allah’a) çeviren, döndüren | 38/17 |
إِيَابٌ | isim | 1 | Dönüş | 88/25 |
مَاٰبٌ | isim | 9 | Dönüş yeri | 3/14 |
| Toplam | 17 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- آبَ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Evb | أَوْب | Dönülmesi lazım gelen yere dönmek. |
|
Evvâb | أَوَّاب | Rücu’ eden. Geri dönen. Günahlardan tevbe edip hakkı kabul eden. | Çoğul: Evvâbîn |
Âib (Âyib) | آئِب | Dönüp çekilen. Geri dönen. Tövbe eden. |
|
Meâb | مَآب | Dönülecek yer. Sığınılacak yer. Melce’. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
أَوَّبَ : Fiil-II.
34:10 | يَا جِبَالُ أَوِّبِي مَعَهُ وَالطَّيْرَ وَأَلَنَّا لَهُ الْحَدِيدَ |
Diyanet Meali: | “Ey dağlar! Kuşların eşliğinde onunla birlikte tespih edin” dedik ve demiri ona yumuşattık. |
أَوَّابٌ : İsim.
17:25 | إِنْ تَكُونُوا صَالِحِينَ فَإِنَّهُ كَانَ لِلْأَوَّابِينَ غَفُورًا |
Diyanet Meali: | Eğer siz iyi kişiler olursanız, şunu bilin ki Allah tövbeye yönelenleri çok bağışlayandır. |
38:17 | وَاذْكُرْ عَبْدَنَا دَاوُودَ ذَا الْأَيْدِ إِنَّهُ أَوَّابٌ |
Diyanet Meali: | Güçlü kulumuz Dâvûd’u hatırla. O, Allah’a çok yönelen bir kimse idi. |
38:19 | وَالطَّيْرَ مَحْشُورَةً كُلٌّ لَهُ أَوَّابٌ |
Diyanet Meali: | Toplanıp gelen kuşları (Dâvûd’un emrine verdik). Onların her biri Allah’a yönelmişlerdi. * |
38:30 | وَوَهَبْنَا لِدَاوُودَ سُلَيْمَانَ نِعْمَ الْعَبْدُ إِنَّهُ أَوَّابٌ |
Diyanet Meali: | Dâvûd’a Süleyman’ı bağışladık. O ne güzel kuldu! Şüphesiz o, Allah’a çok yönelen bir kimse idi. * |
38:44 | إِنَّا وَجَدْنَاهُ صَابِرًا نِعْمَ الْعَبْدُ إِنَّهُ أَوَّابٌ |
Diyanet Meali: | Gerçekten biz Eyyûb’u sabreden bir kimse olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu! O, Allah’a çok yönelen bir kimse idi. |
50:32 | هَٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِكُلِّ أَوَّابٍ حَفِيظٍ |
Diyanet Meali: | (Onlara şöyle denir:) “İşte bu, size (dünyada) vaad edilmekte olan şeydir. O, her tövbe eden, O’nun emrini gözeten içindir.” * |
إِيَابٌ : İsim.
88:25 | إِنَّ إِلَيْنَا إِيَابَهُمْ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz onların dönüşü ancak bizedir. * |
مَاٰبٌ : İsim.
3:14 | ذَٰلِكَ مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَاللَّهُ عِنْدَهُ حُسْنُ الْمَآبِ |
Diyanet Meali: | Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah’ın katındadır. |
13:29 | الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ طُوبَىٰ لَهُمْ وَحُسْنُ مَآبٍ |
Diyanet Meali: | İnanan ve salih amel işleyenler için, mutluluk ve güzel bir dönüş yeri vardır. * |
13:36 | إِلَيْهِ أَدْعُو وَإِلَيْهِ مَآبِ |
Diyanet Meali: | Ben yalnız O’na çağırıyorum ve dönüşüm de yalnız O’nadır.” |
38:25 | فَغَفَرْنَا لَهُ ذَٰلِكَ وَإِنَّ لَهُ عِنْدَنَا لَزُلْفَىٰ وَحُسْنَ مَآبٍ |
Diyanet Meali: | Biz de bunu ona bağışladık. Şüphesiz katımızda onun için bir yakınlık ve dönüp geleceği güzel bir yer vardır. * |
38:40 | وَإِنَّ لَهُ عِنْدَنَا لَزُلْفَىٰ وَحُسْنَ مَآبٍ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz katımızda onun için bir yakınlık ve dönüp geleceği güzel bir yer vardır.* |
38:49 | هَٰذَا ذِكْرٌ وَإِنَّ لِلْمُتَّقِينَ لَحُسْنَ مَآبٍ |
Diyanet Meali: | Bu bir öğüttür. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için elbette güzel bir dönüş yeri vardır. * |
38:55 | هَٰذَا وَإِنَّ لِلطَّاغِينَ لَشَرَّ مَآبٍ |
Diyanet Meali: | İşte böyle! Şüphesiz azgınlar için elbette kötü bir dönüş yeri vardır. * |
78:22 | لِلطَّاغِينَ مَآبًا |
Diyanet Meali: | (Azgınlar için, (içinde çağlar boyu kalacakları) bir dönüş yeridir. * |
78:39 | ذَٰلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ فَمَنْ شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ مَآبًا |
Diyanet Meali: | İşte bu, hak olan gündür. Artık dileyen kimse Rabbine ulaştıran bir yol tutar. * |