KÖK HARFLER: س ل س ل
ANLAM:
سَلْسَلَ : Bir şeyin bir şeye erişmesini ya da onunla bağlantılı olmasını, başka bir şeye zincirlenmesini veya bağlanmasını sağlamak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
سَلْسَلَ (geniş zaman يُسَلْسِلُ mastar isim سَلْسَلَةً):
سَلْسَلَ الشَّىْءَ بِالشَّىْءِ : O şeyin o şeye erişmesini, onunla bağlantılı olmasını, başka bir şeye zincirlenmesini veya bağlanmasını sağladı.
سَلْسَلَ الْمَاءَ : Suyu döktü.
تَسَلْسَلَ : Aşağı doğru akmak; bir zincir oluşturmak; aralıksız bir sıraya girmek; sıralanmış.
سِلْسِلَةٌ : Bir zincir; demir halattan halkalar; aralıksız sıra; gelenek; şecere; uzun şimşek çakması.
سَلَاسِلُ (şu sözcüğün çoğul hali: سِلْسِلَةٌ ) : Zincirler; halatlar, vb.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
سِلْسِلَةٌ | isim | 3 | Zincir | 69/32 | Çoğul: سَلَاسِلُ |
| Toplam | 3 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Benzer Manada Kelimeler
- سَلْسَلَ
- سَلْسَالٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Silsile | سِلْسِلَة | Birbirine bağlanan. | Çoğul: Selâsil |
Müselsel(e) | مُسَلْسَل(ة) | Teselsül eden, birbirine bağlı olan, bir sırada devam eden. |
|
Teselsül | تَسَلْسُل | Zincirleme. | Çoğul: Teselsülât |
Müteselsil | مُتَسَلْسِل | Birbirini takib eden. Zincirleme, arasız, uzayıp giden. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
سِلْسِلَةٌ : İsim. Çoğulu: سَلَاسِلُ
40:71 | إِذِ الْأَغْلَالُ فِي أَعْنَاقِهِمْ وَالسَّلَاسِلُ يُسْحَبُونَ |
Diyanet Meali: | O zaman onlar, boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu hâlde sürüklenecekler.* |
69:32 | ثُمَّ فِي سِلْسِلَةٍ ذَرْعُهَا سَبْعُونَ ذِرَاعًا فَاسْلُكُوهُ |
Diyanet Meali: | “Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu.” * |
76:4 | إِنَّا أَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ سَلَاسِلَ وَأَغْلَالًا وَسَعِيرًا |
Diyanet Meali: | Şüphesiz biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık. * |