KÖK HARFLER: س ت ر
ANLAM:
سَتَرَ : Bir şeyi gizlemek, saklamak; o şeyi örtmek. (Kadın) mütevazı veya çekingen olmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
سَتَرَ (geniş zaman يَسْتُرُ mastar isim سَتْرٌ ve سَتَرٌ):
سَتَرَ الشَّىْءَ اَوْ سَتَّرَهُ : O şeyi gizledi ya da sakladı; o şeyi örttü.
سَتَرَتِ الْمَرْأَةُ : O kadın mütevazı veya çekingendi ya da o hale geldi.
اِسْتَتَرَ : O şey perdelenmiş, gizlenmiş veya örtülmüştü ya da o hale geldi; o şey örtündü.
فُلَانٌ لَا يَسْتَتِرُ مِنَ اللّٰهِ بِسِتْرٍ : Falanca biri kendini Allah’ın (c.c.) öfkesinden korumaz, yani Allah’tan (c.c.) korkmaz.
سِتْرٌ (ve سُتْرَةٌ ): Bir perde; bir örtü; bir muhafaza; bir kaplama; bir kimsenin veya şeyin sayesinde örtüldüğü ya da gizlendiği herhangi bir şey; bir mahfaza.
هَتَكَ اللّٰهُ سِتْرَهُ : Allah (c.c.), onun örtüsünü çekip açtı, ya da çekip açsın; onun kusur veya hatalarını açık etti; Allah (c.c.) onu yerin dibine soksun.
سِتْرٌ korku, mütevazılık veya çekingenlik, zeka manasına da gelmektedir.
مَا لَهُ سِتْرٌ وَ لَا حِجْرٌ : Ne mütevazı ne de zeki.
مَسْتُورٌ : (ismi meful): Gizlenmiş; örtülmüş.
حِجَابًا مَسْتُورًا : Gizli bir set veya perde (17:45). حِجَابًا مَسْتُورًا başka bir perdeyle örtülmüş bir perde manasına da gelmektedir ve perdenin kalınlığını ima etmektedir.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
اِسْتَتَرَ | fiil-VIII | 1 | Gizlendi, örtündü | 41/22 |
سِتْرٌ | isim | 1 | Örtü, siper | 18/90 |
مَسْتُورٌ | isim | 1 | Örtülmüş, perde ile örtülü | 17/45 |
| Toplam | 3 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- سَتَرَ
- اِسْتَتَرَ
- سِتَارٌ
- سَتْرٌ
- سَاتِرٌ
Zıt Manada Kelimeler
- سَتَرَ
- اِسْتَتَرَ
- سَتْرٌ
- سَاتِرٌ
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Setr / Sitr | سَتْر | Örtme, kapama, gizleme. | Çoğul: Estâr |
Setre | سَتْرَة | Yarı resmi ceket. |
|
Sütre | سُتْرَة | Perde, örtü. |
|
Sâtir | سَاتِر | Örten. |
|
Settâr | سَتَّار | Örten, kapayan, gizleyen. |
|
Mestûr | مَسْتُور | Örtülmüş. |
|
Testîr | تَسْتِير | Gizleme, saklama, setretme, örtme. |
|
İstâre | إِسْتَارَة | Perde, zar. |
|
Müsâtere | مُسَاتَرَة | Örtme, örtünme. |
|
Tesettür | تَسَتُّر | Örtünme. |
|
Mütesettir | مُتَسَتِّر | Tesettür eden, gizlenen. |
|
İstitâr | اِسْتِتَار | Kapanmak, örtünmek. |
|
Müstetir | مُسْتَتِر | Örtülü, gizlenen. Gizli, saklı. |
|
Astar kelimesi Farsçadan gelmektedir ve “örtü, kaba kumaş” anlamındadır. Bu kelime Eski Farsça “üstüne sermek, örtmek” anlamındaki (آستر) fiilinden türetilmiştir. Arapçadaki “setr” kelimesi ile bu kelime dil tarihinde ortak bir yerde buluşuyor olabilir.
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
اِسْتَتَرَ : Fiil-VIII.
41:22 | وَمَا كُنْتُمْ تَسْتَتِرُونَ أَنْ يَشْهَدَ عَلَيْكُمْ سَمْعُكُمْ وَلَا أَبْصَارُكُمْ ولا جلودكمْ |
Diyanet Meali: | “Siz (günahları işlerken) kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şâhitlik etmesinden sakınmıyordunuz. |
سِتْرٌ : İsim.
18:90 | وَجَدَهَا تَطْلُعُ عَلَىٰ قَوْمٍ لَمْ نَجْعَلْ لَهُمْ مِنْ دُونِهَا سِتْرًا |
Diyanet Meali: | ..Onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu. |
مَسْتُورٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl.
17:45 | وَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْآنَ جَعَلْنَا بَيْنَكَ وَبَيْنَ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ حِجَابًا مَسْتُورًا |
Diyanet Meali: | Kur’an okuduğunda, seninle ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz. * |